Güvencesiz Bir Karar: BM Güvenlik Konseyi Gazze’de Yeni Bir Tırmanışın Kapısını Aralıyor Saldırının Durdurulması ya da Çekilme Taahhüdü Yok

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

BM Güvenlik Konseyi’nin Gazze’ye ilişkin son kararı, İsrail saldırının durdurulması ya da işgal güçlerinin çekilmesine dair hiçbir açık taahhüt içermiyor. Bu durum, özellikle İsrail’in esirlerini geri almasının ardından, kararın İsrail’e dilediği zaman askeri operasyonlarını sürdürme yönünde örtülü bir yetki verdiği şeklinde yorumlanmasına yol açtı. Karar, işgalin sona ermesi için herhangi bir takvim belirlemediği gibi, İsrail’e Gazze içinde “güvenli bölge” olarak nitelediği alanı koruma imkânı da tanıyor. Böylece sonu bilinmeyen saldırılarını sürdürmesi için hiçbir denetim ya da yaptırım mekanizması bırakılmıyor.

Sahte Uluslararası Meşruiyet ve İşgale Güç Sağlama

Bu gevşek karar, İsrail’e direnişi zayıflatmayı ve Filistin halkı üzerindeki kuşatmayı derinleştirmeyi amaçlayan yeni fiili durumlar yaratma fırsatı verdi. İsrail hükümeti ise bunu diplomatik olarak “meşruiyet” söylemiyle pazarlıyor. Daha önce İsrail’e silah ihracatını kısıtlayacağını açıklayan bazı ülkeler, bugün yeniden askeri ve istihbarat desteğe başlamış durumda. Bu tablo, açıklanan söylem ile sahadaki uygulamalar arasındaki derin çelişkiyi gözler önüne seriyor.

Amerikan Projesine Filistinli Direniş Gruplarından Sert Ret

Filistin tarafında ise birçok siyasi ve direniş grubu, Güvenlik Konseyi tarafından kabul edilen Amerikan projesini kesin bir dille reddetti. Bu gruplar kararın, Gazze üzerinde “uluslararası vesayet” oluşturduğunu ve ulusal iradeyi aşan düzenlemeler dayattığını belirtiyor. Onlara göre, öneri işgalin ve yerleşimcilerin etnik temizlik politikalarının oluşturduğu çatışmanın gerçek köklerini tamamen görmezden geliyor ve Filistin halkının kendi kaderini tayin hakkını hiçe sayıyor.

Batı Şeria’nın Göz Ardı Edilmesi ve Artan Yerleşimci Terörü

Karar, Batı Şeria ve Kudüs’te her geçen gün tırmanan, ordu tarafından korunan yerleşimci terörünü de görmezden geliyor. Bu durum, Gazze’ye odaklanan ancak Batı Şeria’daki patlayıcı tabloyu yok sayan seçici bir kriz okumasını yansıtıyor. Filistinliler, uluslararası koruma mekanizmalarından tamamen yoksun bırakılmış durumda.

Şartlı Yeniden İnşa ve UNRWA’ya Yönelik Hedef Alma

Karar, yeniden inşa süreci ile savaşın durdurulmasını İsrail’in şartlarına bağlıyor. Buna paralel olarak, milyonlarca mülteciye tarihsel sorumluluğu olan UNRWA’yı hedef alan girişimler de artıyor. Bu yaklaşım, Gazze ile Batı Şeria arasındaki coğrafi ve siyasi ayrışmayı derinleştirirken, Filistinliler üzerindeki uluslararası baskı mekanizmasını yeniden üretiyor ve adil bir barış için hiçbir temel sunmuyor.

Artan Tehlike ve Zorunlu Uluslararası Dayanışma

Sahadaki durum, daha fazla tırmanma eğilimi gösteriyor; savaş ne durdu ne de sınırlandı, aksine Gazze’de ve Batı Şeria’da yeni biçimlere bürünüyor. Bu gidişata karşı durmanın tek yolu, İsrail’e gerçek yaptırımlar uygulanmasını ve işgali destekleyen hükümetlerin sessizliğinin kırılmasını sağlayacak etkili bir uluslararası dayanışma hareketinin yeniden canlandırılmasıdır. Filistin halkı, uluslararası bir caydırıcılığın olmadığı koşullarda sistematik saldırılarla yüz yüze kalmaya devam ediyor. Bu nedenle, haklarının korunması ve adaletin sağlanması için acil uluslararası bir müdahale zorunludur.