Ateşkes Sonrası Gazze… Bitmeyen Acılar ve Derinleşen İnsani Felaket
Gazze Şeridi’nde ilan edilen ateşkese rağmen hayat normale dönmedi. Ateşkesin ilk anından itibaren, İsrail işgal hükümeti anlaşmanın şartlarını kasıtlı ve tekrar eden ihlallerle görmezden gelmeye devam ediyor. Uluslararası hukuk ve insani yükümlülükler açıkça ihlal edilirken, Gazze’deki siviller için yeni bir acı dönemi başlamış durumdadır.
Ağır Bir İnsani Bedel… Hedefte Çocuklar ve Kadınlar
Çatışmayla hiçbir ilgisi olmayan çocuklar ve kadınlar, savaşın en ağır yükünü omuzluyor. Gıda, su ve ilaç girişine getirilen kısıtlamalar, özellikle çocuklar arasında ciddi sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden oldu. Yardımların engellenmesi sonucu Hepatit gibi hastalıklar yayılırken, vaka sayısı 112 bini aşmış durumdadır. Bu uygulamalar, sivillerin temel yaşam hakkının sistematik bir şekilde ihlali anlamına geliyor ve uluslararası hukuk açısından ciddi suç niteliği taşıyor. Tüm bu gerçekler ortadayken İsrail, uluslararası arenada kendisini hâlâ “mağdur” olarak göstermeye çalışıyor; oysa Gazze, tarihin en ağır insani krizlerinden birini yaşıyor.
Şiddetli Kış… Sular Altında Kalan Çadırlar ve Üşüyen Çocuklar
Kış mevsiminin gelmesiyle birlikte manzara daha da ağırlaştı. Yağışlar nedeniyle birçok çadırı su bastı, altyapısı olmayan kamplar bataklığa dönüştü. Üşüyen çocuklar, ısınmanın mümkün olmadığı çadırlarda hayatta kalmaya çalışıyor. İsrail’in kışlık malzemelerin girişini engellemesi ise durumu daha da kritik hâle getiriyor. Dünya Sağlık Örgütü, sağlık sisteminin çökme noktasına geldiğini belirterek acil tıbbi tahliyelerin artırılması ve Refah Sınır Kapısı’nın eskisi gibi tamamen açılması çağrısında bulundu.
Ateşkese Rağmen Hayat Durdu… Halk Yeni Bir Mücadele Veriyor
Ateşkese rağmen Gazze halkı, yıkım ve yoksullukla dolu yeni bir savaş veriyor. Bir milyondan fazla kişi sefalet ve yoksulluk içinde yaşıyor ve yüz binlerce aile, günlük ihtiyacını karşılamaya yetmeyen sınırlı yardımlara bağımlı durumda. Yakıt eksikliği nedeniyle su istasyonlarının çoğu kısmi kapasiteyle çalışıyor, elektrik ise uzun zamandan beri neredeyse hiç yoktur. Bu durum, içme suyu temini ve temel sağlık hizmetlerine erişimi ciddi şekilde zorlaştırıyor. Halk, saatlerce uzayan kuyruklarda bir öğün yemek için beklemek zorunda kalıyor.
Barınmaya Elverişsiz Çadırlar… Derinleşen Kırılganlık
UNRWA’nın verilerine göre çadırların %93’ü yaşanabilir durumda değil. Kışlık giysi, battaniye ve ısınma malzemelerinin olmaması, çocukları ciddi risk altına sokuyor. Mevcut 135 bin çadırın 125 bini kullanılamaz hâle geldi. Gazze Hükümeti Bilgi Ofisi, en az 250 bin yeni çadıra ve 100 bin prefabrik eve acilen ihtiyaç duyulduğunu açıkladı.
Yıkılma Tehlikesi Altındaki Binalar… Yeni Bir Risk
Kısmen zarar görmüş binalara sığınan binlerce kişi, yağışların ve altyapı sorunlarının artmasıyla yeni bir tehlikeyle karşı karşıya. Bu binaların çökme ihtimali, güvenli barınma şansını tamamen ortadan kaldırıyor.
Sonuç: Gerçek Bir Ateşkes Adaletle Başlar
Gerçek bir ateşkes, yalnızca bombaların susmasıyla değil, işgalin dayattığı tüm baskıların sona ermesiyle mümkün olur. Ateşkese aracılık eden ülkelerin, İsrail’i anlaşma şartlarına uymaya zorlaması tarihî ve ahlaki bir sorumluluktur. Gazze’nin bugün ihtiyacı geçici çözümler değil; insan onurunu, yaşam hakkını ve adaleti yeniden tesis edecek gerçek bir uluslararası iradedir.