Gazze’de Ateşkes... İşgal İhlalleri ve Uluslararası Toplumun Sessizliği
Gazze Şeridi’nde ateşkesin ilan edildiği ilk andan itibaren, İsrail işgal hükümeti bu kararı sürekli ve kasıtlı bir biçimde ihlal etmeye başladı. Ateşkesin gerektirdiği tüm insani ve siyasi yükümlülükler hiçe sayıldı.
Son savaşında hedeflerine ulaşamamanın yarattığı derin başarısızlık ve siyasi çalkantı içinde olan Netanyahu, her türlü sükûnet girişimini sabote etmeye kararlı görünüyor. Filistinlileri zorla topraklarından sürme planında başarısız oldu; savaş bahanesiyle dayatmaya çalıştığı etnik temizlik politikası da sonuçsuz kaldı. Şimdi ise, intikamcı bir tutumla, insani yardımların Gazze’ye girişini engelleyerek ve saldırıları yeniden tırmandırarak bu başarısızlığını örtmeye çalışıyor.
Sistematik İhlaller ve Planlanmış Yaygın Yıkım
Ateşkesin ilanından bu yana İsrail, anlaşmayı yüz yirmiden fazla kez ihlal etmiştir. Bu ihlallerin sonucunda yaklaşık beş yüz Filistinli hayatını kaybetti, onlarca sivil yerleşim yeri ve altyapı hedef alarak yere bir edilmiştir.
Yaşananlar açıkça gösteriyor ki, Gazze’de gerçek bir ateşkes yok; sahadaki durum, saldırının farklı biçimlerde devam ettiğini kanıtlıyor. Amaç, Gazze’yi sürekli baskı altında tutmak ve insani krizi derinleştirmek.
İnsani Kriz... Bitmeyen Acı
Süregelen abluka nedeniyle Gazze’de tam anlamıyla bir insani felaket yaşanıyor. Anlaşmaya göre, Gazze’nin günlük temel ihtiyaçlarını karşılayabilmesi için günde en az 1000 yardım tırının bölgeye girmesi gerekiyor. Ancak fiilen bu sayı 140 ila 150 tır arasında değişiyor; en iyi ihtimalle günde 200 tırdan fazla giriş yapılmıyor.
İnşaat malzemeleri ve prefabrik barınaklar hâlâ yasak. Evlerini kaybeden binlerce aile açıkta kalmış durumda. Tahminlere göre Gazze’deki evlerin %90’ından fazlası tamamen ya da kısmen yıkıldı. Ayrıca, iki yıldan beri kullanılan çadırlar yüzde doksan dan fazla artık yıpranmış ve kullanılamaz hale gelmiştir.
Sağlık sektörü ise çöküşün eşiğinde. İlaç ve tıbbi malzeme eksikliği had safhada. Hastaneler en temel acil hizmetleri bile sağlayamıyor. Tüm bu uygulamalar, Gazze halkını sürekli bir kuşatma ve çaresizlik döngüsünde tutmayı amaçlayan sistematik bir politikanın parçası.
Amerika’nın Tavrı... Sessizlikle Gelen Destek
İsrail’in tüm ihlallerine rağmen Amerika Birleşik Devletleri, uluslararası sorumluluklarını yerine getirmiyor. Washington yönetimi, İsrail’e yönelik siyasi kalkan işlevi gören zayıf diplomatik açıklamalarla yetiniyor. Gerekli baskıyı uygulamak yerine çifte standart politikasını sürdürüyor; bu durum ise işgali cesaretlendiriyor ve çatışmanın süresini uzatıyor.
Gerçek Bir Ateşkes İçin Somut Adımlar Şart
Sürekli tekrarlanan “ateşkese geri dönüldü” açıklamaları, sahadaki gerçekleri yansıtmıyor. Her saldırı dalgasının ardından gelen kısa süreli sessizlik, İsrail ordusunun yeniden organize olması ve mühimmatını tazelemesi için kullanılıyor.
Gerçek bir ateşkesin sağlanabilmesi için şu adımlar atılmalıdır: Sınır kapılarının kalıcı olarak açılması, insani yardımların hiçbir engel olmadan girişinin sağlanması, sivil halka yönelik ihlallerin sorumlularının yargılanması ve İsrail’e karşı uluslararası yaptırımların ve kapsamlı boykotun uygulanması.
Sonuç
Gazze bugün sessiz bir şekilde kan kaybediyor; dünya ise seyrediyor. Sivilleri korumayan, evleri yeniden inşa etmeyen ve saldırıları durdurmayan bir ateşkes, sadece iki savaş arasındaki kısa bir mola anlamına gelir. Gerçek ateşkes ancak işgal sona erdiğinde, adalet yeniden tesis edildiğinde ve insanlık vicdanı harekete geçtiğinde başlayacaktır.