Cezasızlık algısı neden kırılamıyor?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Sadece dün ve bugünkü haberlerden birkaç örnek vereyim.
"Ankara'da, kızkardeşi taciz edildiği için müdahale eden ağabey, taciz edenler tarafından bıçakla katledildi. Olaydan sonra maktulün babası ve ailesine tehdit mesajları yağdı, ölümle tehdit ediliyorlar.
İddiaya göre, Antalya'nın bir ilçesinde kanser hastası bir kadına, güpegündüz  kapısı kırılarak evine giren suç çetesi üyeleri tarafından silah zoruyla senet imzalattılar. Daha sonra icraya verilen kadının şikayeti sonrası gözaltına alınan şüpheliler mahkeme tarafından serbest bırakıldı. Mağdur kadın televizyon kanalı vasıtasıyla hayatından endişe ettiğini söyleyerek devletten yardım istedi."

Benzeri haberleri zaten sizde hergün izliyorsunuz. Gün geçmiyorki cinayet işlenmesin!
Darp, hırsızlık olmasın!
Daha birkaç ay önce İstanbul'da Ahmet Minguzzi cinayetiyle toplum olarak canımız yandı.
Yukarda verdiğim örnekte olduğu gibi, katiller Minguzzi ailesini de benzer şekilde tehdit ettiler.
Hem öldürüp hem de gözü yaşlı aileyi tehdit etmek ne tür bir ruh halidir anlamak mümkün değil!
Peki tüm bu yaşananları sosyo-ekonomik sebeplerle bağdaştırmak mümkün mü?
Eğitimsizlikle ya da kanlı cinayetleri kadife paketle sarmalayan "Cinnet geçirdi" cümlesine bağlamak mümkün mü?
Tıpkı çocuk tecevüzcüsü adi sapıkları "Pedofoli" şekerine batırıp şirinleştirmek gibi!

Pedofili nedir, sapık ulan işte sapık şerefsiz!

Artan suçları, artış gösteren nüfusumuza veya yabancı göçüne yükleyebilir miyiz?
Öyle ya 85 milyonluk bir ülke olduk olacak o kadar deme lüksüne sahip miyiz?
Tabi ki hayır!

Ne oluyoruz?
Gerçekten ne oluyoruz yahu!
Çocuklarımızı dizimizin dibinden ayıramıyoruz. 
Korkuyoruz!
"Şerefsiz psikopatın biri, canımızdan çok sevdiğimiz, saçının telini incitmekten sakındığımız yavrumuza acımadan kıyarsa" diye yüreğimiz titriyor!

Peki ne yapmak gerek?
-Yüz kere yazdım bir daha yazıyorum: Cezalar öyle ağırlaştırılsın ki; Hiç bir cani başkasının canına kıyamasın. Sabah bir masumun canına kıyıldığında, akşam bir katil ipte can versin!
"Merhamet etmeyene merhamet etmek adalete de, merhamete de zulümdür.

Devlet yetkilileri yaptıkları açıklamada cezaların caydırıcı olması konusunda yeni düzenleme yapılacağını beyan etti. Fakat bu konuda henüz kamu vicdanını teskin edecek, maktüllerin ailelerinin yüreğine su serpecek bir düzenleme yapılmadı.
Üç beş kişi uluorta bir kişiyi evire çevire dövüyor, gözaltına alınıyor fakat mahkeme tutuksuz yargılamak üzere veya adli kontrol şartıyla serbest bırakıyor. Benzeri haberleri çoğu kez tv ve gazete haberlerinde üzülerek okuyoruz.
Eminim ki, yetkililerde "Cezasızlık" hususundan rahatsızdır. Zira, her suçun misliyle cezası olması gerekir. İlahi ve vicdani adalet bunu emreder.
Ve fakat: Maalesef ülkemizde ki ceza kanunlarının aşırı caydırıcısızlığı kamu vicdanını rahatsız ettiği gibi suçluları ve psikopat ruhlu canileri daha fazla suç işleme konusunda iştahlandırarak ülkemizi adeta bir suç cennetine dönüştürmektedir.
Ülkemizde idam karşıtı çağdaş! çevrelerin öykündüğü ABD'nin birçok eyaletinde bile idam cezası uygulanmaktadır halbuki. 
Ülkemizde "Eziyet çektirerek öldürme" türünden cinayetlere birçok kez şahit olduk. Örneğin Özgecan cinayeti, Münevver Karabulut cinayeti gibi.
Ve, maalesef bu nevi cinayetler zaman zaman vuku bulmakta ve toplum olarak vicdanımız da derin yaralar açmaktadır.
Peki tüm bunlar yaşanırken idam cezasını neden getirmiyoruz? Ya da kanunda zaten var ise idam cezasını neden uygulayamıyoruz?
Yukarda bahsetmeye çalıştığım canilerin yaşaması neden bu kadar önemli ki?
Bu katil sürüsü 10 yıl hapis yatıp çıktığında islah olmuş olacak mı, islah olsa bile topluma ne katkı sunacak?
Bu alçak katillerin islah olması en sevdikleri katledilen yüreği yaralı ailelerinin neden umurunda olsun ki?
Normal bir ruh yapısına sahip bir insan bırakın bir insanı, bir hayvanın bile canına kıyamazken, saçma sapan sebeplerden gencecik canlara kıyan bu sapık ruhlu katillerin nefes alıp vermesi ülkemizin hangi sorununa çare, hangi derde şifa olacaktır?
Biliyorum bunlar zor sorular ve cevabı da kolay verilemez. Prosedürler, evrensel insan hakları, çağdaş dünya falan filan...
İdam cezasının uygulanması halinde toplumda ruh sağlığı yerinde olan hiçbir vatandaşımızın buna karşı çıkmayacağının garantisini verebilirim.
Masum bir cana kıyan bir katil idam edildiğinde hiç kimsenin canı yanmayacak, vicdanı acımayacak, umurunda olmayacak, hiç kimse üzülmeyecek. Bilakis adalet tecelli ettiği için maktülün ailesiyle birlikte sevinecek ve sükun bulacaktır.

İDAM GELİRSE KAN DAVALARI OLMAZ

Size daha iddialı birşey söyleyeyim:
Toplumumuzda aile ve akrabalık bağları batıdan çok farklıdır. Aileler birbirine bağlıdır. Doğuya doğru gidildiğinde akrabalık bağları o kadar güçlüdür ki, "Aşiret" olan kalabalık aileler var genellikle.
Aileden veya akrabadan birisi öldürüldüğünde yıllarca süren kan davası başlar ve onlarca cana mal olur.
İşte bunun altında yatan sosyal ve psikolojik gerçeklik "Katile verilen hukuki cezanın maktülün ailesinin vicdanını teskin etmeye yeterli olmadığıdır"
Kan davasını ve intikamı asla meşru bir seçenek olarak görmüyorum. Sebep ne olursa olsun hiç kimsenin bir başkasını öldürmesi asla kabul edilemez!
Burada anlatmaya çalıştığım şey, "Katile uygulanacak idam cezası bizzat devlet eliyle icra edileceği için ortada kan davası güdülecek bir mevzu ve kişi kalmayacak. Zira; Katil, vicdanları teskin edecek şekilde cezalandırılmış ve devlet eliyle kanunlar vasıtasıyla bu yapılmıştır. Katilin ailesi de, maktülün ailesi de içinde intikam beslemeyecektir.
Hırsızlık, gasp, taciz, kadına şiddet gibi sair suç kategorilerindede cezaların caydırıcı olacak şekilde ağırlaştırılması topluma nefes aldıracaktır.
Hususen, nadir ve taşıması elzem kişiler dışında ruhsatlı silah taşıma iptal edilmelidir. Silah taşıyan birisi direkt olarak cinayet suçlamasıyla yargılanmalı, "Bu silahla kimi öldürmeyi planlıyorsun" sualinin muhatabı olmalıdır. Cezası mutlaka hapis yatmak olmalıdır.
Şu gerçekliği kabul edelim "Biz Norveç değiliz" 
Bizim sosyal ve demografik yapımız bir Belçika değil.
İnsanlarımız aşırı asabi ve duygusal. Dolayısıyla batıdan ithal ettiğimiz ceza hukuku ile suçları ve suçluları önlememiz mümkün değil. Bize göre ve bizim olan kanunlar yaparak, caydırıcı cezalar getirerek insanımızı hem suç işlemekten hem de suçlunun şerrine maruz kalmaktan korumak zorundayız.
Yetkililere duyururum. Vesselam...