İyi İnsan Olmak Yetmez: Bilinçli İnsan Olmak Zorundayız
Gündelik dilde birbirimizi överken sıkça şu cümleyi kullanırız: “Ama çok iyi insandır.” Sanki “iyi insan” olmak, hayatın bütün sınavlarını geçmiş olmak demektir. Oysa etrafımıza dikkatle baktığımızda şunu görüyoruz: Çok “iyi” olduğu hâlde başkalarının canını yakan, yanlışları seyreden, haksızlık karşısında susan, kendi gölgesiyle hiç yüzleşmemiş sayısız insan var.
Demek ki yalnızca “iyi” olmak yetmiyor. İçinden gelen birkaç güzel niyet, dünyayı daha yaşanılır bir yer hâline getirmeye yetmiyor. Bugünün dünyasında bize lazım olan; iyi niyete eşlik eden bilinç.
İyi insan kimdir, bilinçli insan kimdir?
“İyi insan”, çoğu zaman kimseyi kırmamaya çalışan, nazik, yardımsever, elinden geldiğince destek olan kişidir. Fakat bu profilin görünmeyen bir tarafı vardır:
- Çatışmadan korktuğu için haksızlığa ses çıkaramaz.
- “Ayıp olur” diye itiraz etmez.
- Kendi duygularını bastırır, başkasının duygusunu kurtarmaya çalışır.
- “Ben karışmayayım” derken yanlışın sürmesine istemeden zemin hazırlar.
“Bilinçli insan” ise yalnızca ne yaptığının değil, neden yaptığının da farkında olan insandır:
- Kendi gölgesini, zayıflıklarını, kıskançlıklarını, öfkesini tanır.
- Sırf iyi görünmek için değil, doğru olduğunu düşündüğü için hareket eder.
- Kendi konfor alanını korumak pahasına susmak yerine, gerektiğinde bedel ödemeyi göze alır.
- Yaptığı iyiliğin gerçekten işe yarayıp yaramadığını sorgular.
“Bilinçlenmemiş olan, kader olarak karşımıza çıkar.” — C.G. Jung
İyi niyetle yapılan ama zarar veren davranışlar
- Çocuğu üzülecek diye hiçbir sorumluluk vermeyen anne–baba, uzun vadede hayata hazırlanmamış bir yetişkin yetiştirir.
- Arkadaşının gerçekleri duymasını istemediği için her kararı onaylayan kişi, onun aynı yerde debelenmesine izin verir.
- İş yerinde mobbinge uğrayan bir çalışanı gören ama “Benim başım ağrımasın” diyerek susanlar, sistemin devamına görünmez bir imza atar.
Bu örneklerin ortak noktası şudur: Herkes kendince iyi, kimse bilinçli değil.
Neden bilinçli iyi insanlara ihtiyacımız var?
Bugün hem bireysel hem toplumsal düzeyde büyük bir yorgunluk ve güvensizlik yaşıyoruz. Ekranlardan taşan şiddet, sosyal medyadaki linç kültürü, ekonomik kaygılar, politik kutuplaşmalar… Tüm bunların ortasında pek çok kişi “Ben zaten kötü bir şey yapmıyorum” diyerek kendini sorumluluktan uzak tutuyor.
Oysa mesele sadece “kötü bir şey yapmamak” değil. Mesele, iyi olanı aktif biçimde inşa etmek.
Bilinç, önce kendini tanımakla başlar
- Hayır diyemediğimiz iyilikler, red korkusunun ürünü olabilir.
- Herkesi kurtarma isteği, çocukluk yaralarından kaynaklanabilir.
- Sürekli “idare edelim” demek, çatışmadan kaçınan iç çocuğumuzun savunması olabilir.
Peki bilinçli insan olma yolculuğuna nereden başlanır?
1. Kendine dürüst ol.
2. Duygularını tanı.
3. Bilgini güncelle.
4. Tanık ol, susma.
5. İyiliğini akılla birleştir.
Son söz
Bugün gezegenimizin ihtiyacı sadece iyi insan değil; bilinçli insan. Çünkü gerçek dönüşüm, kalbinle birlikte zihnini, vicdanını ve cesaretini de işe kattığında başlar.