Umut ve Yeniden Doğuş: Halkın Işığıyla Yeni Bir Cumhuriyet
Cumhuriyet, sadece bir yönetim biçimi değil; bir uyanışın adıdır.
Bugün 29 Ekim’i kutlarken, aslında bir tarihin değil, bir bilincin yeniden doğuşuna tanıklık ediyoruz.
Çünkü Cumhuriyet’in özü, bireyin kendi kaderini eline alabilme gücüdür — ve tam da bu dönemde gökyüzü bize yeniden bunu hatırlatıyor.
Türkiye’nin solar return (güneş dönüşü) haritasına baktığımızda, yükselenin Kova burcunda olduğunu görüyoruz.
Bu sembol, kolektif bilincin, halkın sesinin ve özgür düşüncenin yükselişini temsil ediyor.
Ay ise Oğlak’ta ve 12. evde yer alıyor; bu da halkın derin bir içsel dönüşüm sürecinden geçtiğini, köklü bir yeniden yapılanma içinde olduğunu anlatıyor.
Artık duygular bastırılmıyor, bilinçaltı yaralarla yüzleşiliyor ve halk kendi iç otoritesini keşfetmeye başlıyor.
Gökyüzündeki Kova-Akrep hattı, ani değişimleri, güç dengelerinin yer değiştirmesini, eski düzenlerin çözülüp yenilerinin doğmasını sembolize ediyor.
Bu yıl liderlik figürlerinde, toplumsal yönelimlerde, hatta kurumların yapısında büyük değişimler kaçınılmaz.
Ancak bu, bir yıkım değil; bir yeniden doğum süreci.
Cumhuriyet’in ilk yıllarında olduğu gibi, halkın kaderini yeniden kendi ellerine alacağı, sesini bilinçli bir şekilde duyuracağı bir dönem başlıyor.
Geçtiğimiz günlerde Barış FM’de de söylediğim gibi:
“Cumhuriyet’in yeni döngüsü, artık sadece siyasi değil; ruhsal bir devrimdir.
Çünkü bir toplumun asıl değişimi, bilincin değişmesiyle başlar.”
Bugün belki belirsizlikler var, yönler karışık görünüyor.
Ama tıpkı doğum anındaki sancı gibi, bu da yeni bir dönemin işareti.
Kova’nın enerjisi bize, her bireyin kendi ışığını yakmadan toplumun aydınlanamayacağını söylüyor.
Artık herkesin kendi sorumluluğunu, kendi iç gücünü fark ettiği bir Türkiye’ye doğru ilerliyoruz.
Cumhuriyet’in bize bıraktığı en büyük miras, kendi gücünü hatırlayan insan fikridir.
Ve şimdi o güç yeniden doğuyor — halkın bilincinde, kalbinde, ruhunda.
Bu yıl Cumhuriyet’i kutlarken, sadece geçmişe değil, geleceğe de bakalım.
Çünkü bu kez zafer, yalnızca bir tarihin değil; bir bilincin yeniden doğuşudur.