DİRİLİŞ MİMARI ÜZERİNE

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

I
Sözünü sakınmadı, gizlemedi iç dünyasını kimseden.

"Diriliş"koydu ismini, hayat dünyasını şekillendiren nizama.

Yokluklarla sıkıntılara aldırmadı, çıkardığı dergisinin, gazetesinin adına " Diriliş" dedi.


II
Kitaplarında kaç kez "Diriliş" geçtiğini hesaplayan oldu mu?

Sohbetlerine Diriliş'i anlatırken " Selam size" ile başlardı.

Nev'î şahsına münhasır bir fikir adamı.


III

Fikirle hissiyatı bir arada harmanlayan şairdi.

Dirilişle iktisadı yazdı.

Batının hem şiirini hem edebiyatını hakkıyla bildi.

Yeryüzünde bir özü gürlük savaşçısıydı. Dünyanın dört bir yanında  ırk, inanç, coğrafya ayrımı yapmaksızın her zulme Diriliş'le karşı koydu.

Zulmün pençesindeki insanın duyduğu acıları, yüreğinde hissetti, şiire, hikâyeye, makalelerine yansıttı.

Felsefî yazılarla farklı açılımlar geliştirdi.

Makaleleriyle ülkede mücadelesini sürdürdü.

Bir devlet nizamının nasıl olacağını yazdı, Diriliş'le.

IV

Ne radyosu vardı ne televizyon kanalı ne günlük gazetesi... Sadece bir dergisi vardı, dönemler halinde çıkan ve kimi gazetelerde günlük yazıları.

Tarihî başka bir açıyla ele aldı, bilinenin ötesinde.

Yitik bir cennet arayışına yöneldi, ruhun dirilişinden bahsetti. İnsanlığın dirilişiyle birlikte makamda olanları unutmadı.peygamberlerin tarihinden kesitler sundu, bir bir.

İslâm ile şekillenen hayatında, haksızlığa hiçbir zaman tahammül göstermedi.

Şair bilindi, diğer yönleri görmezlikten gelinerek, kitaplara zorunlu biçimde adı geçmedikçe tanınması istenmedi.

Kendi kitaplarını kendisi yayınladı, "Diriliş" ismiyle.

Küçük bir mekânda, gündem beirledi, olumsuzluklara inat.

Politik açılımlarla otuz- kırk yıl öncesinden kimi olabilecekleri bir bir sebep ve sonuç göstererek dikkâtini çekmek istedi, okurlarının. Yetinmedi, idealindeki partiyi kurdu, "Yüce Diriliş" adıyla.

Ördüğü kozasıyla gençlere ağabeylik yaptı.

Televizyonlarda, gazetelerde, dergilerde yer almamasına özen gösterenlere Diriliş ile cevap verdi, kendince.

Ne denli yok sayanların inadına yok saymanın varlıklarının tescili olduğunu, belirtti, ısrarla.

Bir okula, okuldan çok üniversiteye dönüştü, Diriliş.

Doğduğu toprakları unutmadı, görev yaptığı yerlerin hatıralarında önemli yer kapladığını gösterdi.

Tanıdığı isimlerle ilgili yazdı, belli döneme kadar.

Fikirlerini kabul etmeyenlerle birkaç kalem münakaşası yaşadı, diğerlerine kıymet vermedi.

Değerlere daima sahip çıktı, kendilerine yabancılaşanlara evleri balkonsuz yapan mimarların ellerini öpme arzusuyla dolu olduğunu ifade etti.

Açlıkla, susuzlukla, sömürüyle, katliamla yok edilmek istenen milletlere arka çıktı.

İki kez ayrıldığı görevine bir daha dönmedi. Kitaplarının geliriyle derviş gibi yaşadı,  dünya sürgününde.

Hiç kimseye ne el açtı ne makam dilendi.

Gençliği Dirilişle daîma müjdeledi, Dirilişle düşülen yerden medeniyetin  tekrar canlanacağını savundu.

Irklara dayalı anlayışlardan uzak kaldı, aynı inanca sahip olan, farklı coğrafyalara dağılmış olan, değişik dilde konuşan herkesi İslâm Milleti bildi.

Ekonomist, tarihçi, şair, felsefeci, hikâyeci, dergici, gazeteci, çevirmen, fikir ve sanat adamı, siyaset ehli,...

Şiirleri okundu, konferanslarda, açılışlarda, toplantılarda.

Yazdıklarından altmış ciltten mürekkep külliyatı ortaya çıktı.

Bir çok yazısı kitaplaşmadı, halen bekleniyor.

V
Hakkında kaleme alınan kitapların bir kısmı samimîyet arz ederken bir kısmı ticarî amaçla yazılmış.

Kendi kitapları varken, birçok kimse kitaplarında yer alan onlarca sayfayı, Diriliş'i tanıtmak(?) için eserlerine(?) almış.

Diriliş'i Mimarından mı öğrenmeli, hakkında kitap yazanlardan mı?

Birçok dergi yaşarken özel sayı çıkarmış, kimi vefatıyla birlikte vefa borcunu ödemek istemiş.

Hayatta iken "Fahri Doktor" unvânını, kendi mekânında takdim eden olmuş.

Adına açılan, ismi verilen birçok okulda, fakültede, kültür ve sanat merkezinde kitaplarının ve dergilerinin yer aldığı bir bölüm, köşe aramanız beyhûde uğraştır.

Uğranılan bir fakültede ismi, sadece tabelada durmaktaydı. İlgili makama tüm eserlerinin yer aldığı, bir-iki fotoğrafının bulunduğu, dergilerinden birkaçının olabileceği köşe eksikliğini ifade edildi.

Gelen cevap ürkütücüydü: Maalesef ödeneğimiz yok!..

"Ödenek" denilen harcama kalemi.

"Köşe" denilen yer, camekanlı bir vitrin, belki kitaplık.

Kitap istense, dergi istense bilâ-bedel temini mümkün.

Vefâtıyla birlikte bir on gün gazetelerde haberler, hatıralar birbiri ardınca yer aldı.

Vefatını takip eden senede gazetelerde haberlere, yazılara rastlanmadı, eskisi gibi, bir elin parmağını geçmedi.

Şiirleri okunan Diriliş Mimârı'nın eserleri okunmaya devam ediyor.

İsmiyle nemâlanma isteğine karşı koyamayanlar var, oldukça.

Bilindiği kadarıyla parka, bahçeye, caddeye, kavşağa, okula, fakülteye adı verilir, alakası olmasa da spor salonuna ismi tabelada görünür, çoğu kimsenin.


Okula, fakülteye giden öğrenci, gittiği eğitim kurumunda okula adı verilen ismi tanımak istemez mi?

Tanımak istese sanal ortamda ön plâna çıkartılan şiiriyle "Şair" olduğunu öğrenecek, ilk elden.

Sadece bir yere ismi verilen kimseye vefâ borcu mu, ödenir?

Bizde üzgünüz ki hâl û ahvâl böyledir.