Filistin’i Tanımak Ne Demek

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Filistin’de kesintisiz devam eden soykırıma rağmen, yaşananları dikkatlice okumak gerekiyor. Hakikate ulaşmak için olayları çok dikkatli izleyip analiz etmemiz ve akabinde üzerinde bir şeyler inşa etmemiz lazım. Evet, 7 Ekim itibarıyla dünya çapında yaşanan yürüyüşler, sanatçıların eylemleri, halkların yenilikçe ve sıra dışı haykırışları, kararlılık filosu, kınama açıklamaları ve en son Filistin’i tanıma kararlarına dikkatlice baktığımız zaman, soykırımı durdurmayı başaramadığını görebiliriz. Ancak, bu adımları hafife alıp pes etmek bize yakışmaz, hiç bir insana yakışmaz, zira her bir davranış ve her bir eylemin elbet bir sonucu ve katkısı vardır. Ülkelerin ve yönetimlerin ciddi adımlarda bulunmamaları bizi ümitsizliğe sürüklememeli asla.

Bugünlerde daha önce olmadığı kadar dünya kamuoyu gafletinden uyanmıştır. Dünyanın en ücra köşesinde bile Filistin ile ilgili Küçük de olsa, bir eyleme rastlamak mümkündür. Japonya’dan Meksika’ya kadar. Japonya’daki İsrail büyükelçiliği önünde her gün olacak şekilde bir müzisyen tek başına eylem düzenlemektedir. Bazı aktör ve oyuncular, Siyonist yapıya destek çıkan yapım şirketlerinde çalışmak istemediklerin belirtmektedir. Bir anne çocuğuna Filistin bayrak renkleriyle giydirmektedir. Besteciler Filistin için şiirleri bestelemektedir. Her gün gerçekleştirilen binlerce kişilik yürüyüşlere insanlar katılım sağlıyor. Bunların hiç biri ya da hepsi soykırımı durduramadı henüz ama hiç biri boşuna değildir. Her biri küçük bir dalga ve eninde sonunda karşı koyamaz bir deniz kadar büyük olacaktır.

Siyonist yapıya nefret artık bir gerçektir. Dünya çocukları, Siyonist yapının çocuk katili olduğunu gayet iyi bilir. Kadınlar, bu yapının nasıl bir kadın katili olduğunu her gün görüyor. Anneler ve babalar, Gazze’deki anne ve babaların çocuklarından nasıl mahrum bırakıldıklarını görüyor ve biliyor. Şüphesiz ki bu zincir sonsuzdur, zira doktorlar, Gazeteciler, Öğretmenler, Akademisyenlerin de nasıl hedef alındığını hepimiz gördük. Bununla birlikte, şairler, sanatçılar, yazarlar aynı şekilde hedef alınmıştır. Yine de taşlar bile bu eziyetten nasibini alarak, Gazze’de taş üstünde taş bırakılmamıştır. Bu kapsamda, camiiler, okullar, hastaneler, evler, belediye binaları, çarşı Pazar demeden her şey yer ile bir edilmektedir.

Bunlar yaşanırken, İngiltere ve Fransa gibi büyük ülkelerin Filistin’i tanıması bu zamanlamada anlamsız görünse de, soykırımı ve kan selini durduramış da olsa, bu adımın ABD’ye rağmen gerçekleştirildiğini hepimiz biliyoruz. Bu ülkeler nasıl bu aşamaya geldi, elbette yapılan eylemlerin bir katkısı olmuştur. Bu adımlar ciddi bir şekilde bu düşmana zarar vermemiş olsa, çok sinirli ve kızgın bir şekilde Netenyahoo bu kadar tepki vermezdi. 

Özetle, ne yapıyorsak, artırarak yapmaya devam etmeliyiz, pesetmeden eylemlerimize devam.