Danışıklı döğüş mü?

YAYINLAMA:

İsrail’in, İran’a saldırmasının ardından gündemde tutulan olası ABD saldırısı dün gece gerçekleşti.
ABD’nin B2 hayalet uçakları ve Tomahawk füzeleri ile gerçekleştirdiği saldırıda, İsrail terör örgütünün saldırılarına gerekçe olarak gösterdiği 3 nükleer tesis, sığınak delici bombalar kullanılarak imha edildi. En azından ABD imha edildiğini söyledi.
İİT ülkeleri dışişleri bakanları toplantısı için İstanbul’da bulunan İran Dışişleri Bakanı Arakçi, saldırı sonrası İstanbul’da gerçekleştirdiği basın toplantısında konuşarak soruları cevapladı.
Arakçi, geleneksel İran politikası dışında herhangi bir şey söylemedi.
Klasik “ Bunun sorumluluğu ABD’nindir, BM bu saldırıları kınamalıdır” türünden cümleler kullanarak diplomatik cevaplar verdi.
İran’ın bu saldırılara karşı meşru müdafa ve misilleme hakkı olduğunu , İran’ın ABD’ye cevap hakkını gerekli gördüğü zaman ve oranda vereceğini söyledi.
İran diplomasisi ketumluğuyla bilinir. Gizli ajandasını hiçbir zaman açık etmez. Bu hususta İran’ın vereceği cevabın ne olacağını şimdiden kestirmek mümkün değil.
Arakçi’nin, basın toplantısını İstanbul’da düzenlemesi, verdiği mesajların tonunda etkili olmuştur diye düşünüyorum. Konuşmasında diplomasi kapısının her zaman açık olduğunu ancak mevcut konjonktürde diplomasiyi ABD ve İsrail’in bombaladığını söyleyerek, sık sık BM’e atıfta bulunarak bir anlamda uluslararası diplomasinin harekete geçmesi gerektiğine işaret etti.
Şunu da eklemeliyim ki; Arakçi, bu basın toplantısını Tahran’da yapmış olsaydı, muhtemelen tonu daha sert ve hamasi olacaktı.
ABD’nin, İran’da ki nükleer tesisleri bombalaması konusunda uzmanların ortak kanaati ve benim de yakın olduğum görüş bu saldırının Trump’ın, Siyonist lobi tarafından sıkıştırılmışlığını çözmek için yapıldığı yönündedir.
İran ile Trump arasında bir danışıklı döğüş olma ihtimali konusunda çok iyimser değilim ancak, Trump’ın, Katil Netanyahu ve Siyonist lobi tarafından büyük bir baskı altında olduğunu biliyoruz.
Göreve gelmeden önce seçim kampanyasında dünya ya barış getireceğini ve tüm savaşları bir günde bitireceğini iddia eden Trump’ın, aslında bu söyleminde kendi açısından samimi olabileceğini fakat  ABD müesses nizamının ve Siyonist lobinin gücünü hesaba katmadan verilmiş fantezik vaatler olduğunu görüyoruz.
Trump, İran nükleer tesislerine yaptığı saldırılar sonrası elini rahatlattı ve nispeten Siyonist baskıdan kurtuldu. Ancak, burada en büyük soru şu: İran kendi iç kamuoyunu rahatlatmak ve uluslararası arenada caydırcılığını tekrar tesis etmek için nasıl bir misilleme yapacak?
ABD üslerine yapacağı herhangi bir saldırı yapacak mı, ya da ABD’nin yaptığı saldırıya, İsrail’i vurmaya devam ederek mi cevap verecek?
Ve elbette İran’ın vereceği cevabın dozajı ne olacak?
İran Dışişleri Bakanı Arakçı, kendisine bu minvalde sorulan soruya “Hürmüz Boğazını kapatmak dahil önlerinde bir dizi seçenek olduğunu söyledi”
Bu seçeneklerin önceliği gerçekten ABD ve İsrail’in canını yakmak mı, yoksa Süleyman Kasımi suikastı sonrası ABD’nin bilgisi dahilinde boşaltılmış üsleri bombalayarak kendi iç kamuoyunu konsolide etmeye yönelik mi olacak?
Bu soruların cevabını kısa vadede beklemiyorum. İran mevcut konjonktürü ve ABD’nin askeri gücünü de hesaba katarak misilleme sürecini zamana yayacaktır. En azından ABD’ye verilecek cevabı uzun vadeye yayarak ABD’nin kendisine direkt ve daha güçlü şekilde saldırmasını önlemek isteyecektir.
Yani İran, zor bir sınav veriyor. ABD gibi kendisinden kat be kat askeri güce sahip bir devlet ile savaşmak istemiyor. Öte yandan uğradığı saldırılara karşı cevap vermek istiyor.
Öyle sanıyorum ki, bu konuda İsrail üzerinden cevaplar verecek ve saldırıların şiddetini artırarak İsrail’e füze yağdırmaya devam edecek.
Bir diğer konu ise Gazze!
İsrail, İran ile başlayan karşılıklı saldırılar süresi içerisinde Gazze’ye saldırılarını hız kesmeden sürdürüyor.
Hazır dünyanın gözü ve kulağı bu savaşa çevrilmişken her gün onlarca, bazen yüzlerce masum Filistinliyi katletmeye devam ediyor. 
Dünya kamuoyu özellikle İslam alemi Gazze’nin unutulmasına ve İsrail’in yapay gündemlerle oradaki soykırımı perdelemesine izin vermemelidir.
Hülasa; İran ile ABD arasında kapsamlı bir savaşı öngörmüyorum. Trump, bu saldırı ile Siyonist lobinin istediğini vermiş oldu. Bundan sonra sürecin özellikle katil Netanyahu aleyhine işleyeceğini ve yakın zamanda siyasi hayatının biteceğini düşünüyorum.