Terörden beslenenler mutlu değil!
Dile kolay. 47 yıl önce kurulmuş, ilk eylemini 1984 yılında gerçekleştirmiş ve on yıllardan bu yana binlerce Mehmetçik, polis, korucu ve sivil vatan evladını şehit eden dünyanın en büyük terör örgütü olan PKK, dün itibarı ile kendisini feshetme kararını açıkladı.
Kendisini ideolojik olarak "Marksist devrimci" olarak tanımlada da, hizmet etmediği yabancı istihbarat servisi kalmayan bu kanlı oluşum, savunduğu ideolojinin tam zıttı ABD ve Batı emperyalizmi ve siyonist İsrail'in kurşun çıkarlarına hizmet eden bir yapıya dönüşmüştü PKK terör örgütü.
Suriye'de "PYD-YPG" uzantısı, ABD güdümünde devasa bir bölgeyi işgal ederek Suriye'nin petrol yataklarına çöktü.
Tabiri yerindeyse Suriye'nin en büyük gelir kaynağını gasp etti ve Suriyeli halkın sefaletine katkı sağladı.
PKK-PYD-YPG terör örgütünün, Suriye'de 60 bin silahlı milis gücünün olduğu tahmin ediliyor.
Örgüt, sadece silahlı terörist yapılanmasıyla sınırlı değil.
Almanya, Fransa, Belçika ve İngiltere gibi batılı ülkelerde kara para trafiği, uyuşturucu ve insan ticareti vasıtasıyla büyük bir finansal güce ulaşmıştı.
Tüm bu güç yapılanmasının arka planında başta ABD olmak üzere Betılı ülkelerin hatta Rusya'nın olduğu su götürmez bir gerçek.
Özetle, parayı veren herkese taşeronluk yapan tetikçi bir örgütten söz ediyoruz.
Bahsi geçen terör örgütü, uzun tartışmaların ardından örgüt lideri Abdullah Öcalan'ın çağrısı ile kendini feshetti.
Bunları niye anlatıyorum?
Örgütü büyütmek için değil elbette!
Örgütün ulaştığı maddi ve silahlı potansiyel gücü anlatabilmek ve böylesine devasa bir terör yapılanmasının kendisini lagvettirmenin ne kadar önemli ve başarılı bir siyaset anlayışının tezahürü olduğunu anlatabilmek için yazıyorum.
PKK kendisini lağvetti ancak, terörden beslenen oluşumlar bundan hiç memnun kalmadı.
Emperyalistler tarafından fonlanan sözde aydın!lar, gazeteciler ve ırkçılık fikri üzerine inşa edilmiş siyasi partilerin hastalıklı zihinleri elbette bundan memnun kalmadı ve homurdanmalar başladı.
Kan ve terörden nemalanan kesimin sozde vatan edebiyatı ile "örgüte bunun karşılığında ne verildi?" Gibi absürt ve gerçeklikten kopuk sorularla kamuoyunuda algı calışması tabiki sonuç vermeyecek beyhude bir manipülasyondur!
Yakın tarihin her döneminde ABD, Batı ve siyonizmin çıkarlarına hizmet etmeyi kutsalları atfeden sözde çağdaş ilerici güruhun homurdanması durumdan duyduğu hazımsızlığı çirkin iftira siyasetine meze yapması sürecin olumlu seyrini etkilemeyeceği gibi sadece kendilerinin maskesini düşürecektir.
Perşembe günü liderler, dünyanın en önemli meselesi olan Rusya-ukrayna savaşını bitirmek üzere İstanbul'da toplanacak.
Papa, İznik'e gelecek.
Hülasa: Dünyanın gözü Türkiye'de, Kulağı Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ağzından çıkacak cümlelere kilitlenmiş durumdadır.