“Bağımlılık Gençleri Yutuyor: Ben Kurtuldum, Sen de Kurtulabilirsin”
Bende “Bir kereden bir şey olmaz” diye başlamıştım. Ben bu cümleyle yıllarımı, ailemi, insanlığımı kaybettim. Sokaklarda yaşadım, kızımın gözlerinin içine utanmadan bakamaz oldum ve sonra anladım: Bu sadece bir bağımlılık değil, yavaş işleyen bir intihardı. Ama bugün burada sana sadece kendi hikâyemi anlatmak için değil, aynı zamanda seni uyarabilmek için yazıyorum. Çünkü madde bağımlılığı artık sadece benim gibi 20’li yaşlarında başlayanların sorunu değil. Artık çocuklar, ergenler daha liseye bile gitmemiş çocuklar bu belanın içinde.
Madde Kullanımı Kaç Yaşında Başlıyor?
Son verilere göre Türkiye’de madde kullanım yaşı 13’e kadar düştü. Bazı kaynaklar bu yaşın daha da aşağı indiğini söylüyor. Eskiden “lisede başlar” derdik, şimdi ortaokul bile risk altında. Mahallede, okulda, sosyal medyada bu maddelere ulaşmak artık çocuk oyuncağı. Ve bu çocuklar, tıpkı benim gibi, ilk seferde “sadece deniyorum” diyor.
Bağımlılığın Psikolojisi
Ben içiyordum çünkü kaçmak istiyordum. Kendi içimdeki boşluğu dolduramıyordum. Kendimi sevmiyor, hayattan bir beklentim olmadığını düşünüyordum. İşte tam bu noktada başlıyor bağımlılık: Kişi maddeye bir çıkış kapısı olarak tutunuyor. Dışarıdan bakınca keyif gibi görünse de içeride ciddi bir depresyon, özgüven eksikliği ve duygusal travma var. Psikologlar diyor ki; ergen beyni hala gelişim sürecinde. Beynin “ödül” sistemi, dopaminle fazla uyarılınca, çocuk mutlu olmak için maddeye ihtiyaç duymaya başlıyor. Yani bağımlılık sadece fiziksel değil, psikolojik ve nörolojik bir kapan da yaratıyor.
Aileler Ne Yapmalı?
Beni kurtaran şey ne biliyor musun? Yargılanmadan “duyulmak” İnsan madde kullanırken bile aslında içten içe bir yardım çağrısı yapıyor. Aileler bu çağrıyı erken fark etmeli. Çocuklarınızın size “iyiymiş gibi” görünmesine aldanmayın. Kapısını çaldığınızda odasından çıkmıyorsa, dersleri düşüyorsa, arkadaş çevresi değiştiyse… Bu iyiye işaret değil. Ama şunu da unutmayın: bağımlı birine bağırmak, tehdit etmek, onu utandırmak çözüm değil. Ben defalarca kovuldum, dışlandım. Her defasında maddeye daha çok sığındım. Anlayış, profesyonel destek ve sabır olmadan bu işin içinden çıkılmaz.
Kurtuluş Var mı?
Var ama kolay değil. Ben kurtuldum. Yıllarca sokaklarda yaşayıp da bugün danışmanlık yapabiliyorsam, bu herkese umut olur. Kurtuluş var ama kolay değil. Her gün kendinle savaşmak zorundasın. Tedavi süreci acılıdır. Ama sonunda güneş yeniden doğar. Ben yeniden yazmaya başladım, konuşmaya, insanlara dokunmaya… En önemlisi de kendime dürüst olmaya başladım.
Son Söz:
Bu bir gençlik sorunu değil, bu bir toplum sorunu. Herkesin taşıdığı sorumluluklar var. Maddeye karşı savaşta en büyük silah, bilgi ve anlayıştır. Gençleri suçlamadan önce, onların neden kaçtığını anlamaya çalışalım. Unutma: Bağımlılık bir kader değil ama sessizlik, kaderi mühürler.