Başka İstanbul yok
İstanbul… Yalnızca bir şehir değil, medeniyetin kalbi, geleceğimizin de teminatı.
Ancak o kalp, yerin altında sabırla bekleyen bir tehlike ile her an sınanıyor: Deprem. Artık kaçacak, görmezden gelecek yerimiz kalmadı. Deprem bir beka sorunu haline geldi.
İstanbul’da geçtiğimiz günlerde yaşadığımız depremlerin ardından Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum'un verdiği rakamlar bir gerçeği bir kez daha yüzümüze vurdu:
16 bin 434 bina hasarsız, 1640 bina ise az hasarlı tespit edildi. Bu tespitler bile bize şunu gösteriyor: İstanbul’da zamanla yarışıyoruz.
Bakan Murat Kurum’un ifadesiyle, İstanbul toparlanamayacak bir şehir değil. Yeter ki, “amaları, fakatları, polemikleri” bir kenara bırakalım ve seferberlik ruhuyla çalışalım. İstanbul'un üçte biri hâlâ 2000 yılı öncesi yapılan binalardan oluşuyor. Ve bu yapıların ciddi bir bölümü riskli.
İşte tam da bu nedenle Bakanlık, Yarısı Bizden Kampanyası ile güçlü bir adım atıyor. Devlet, taşınma ve yapım desteğini artıracak yeni bir güncelleme hazırlıyor. 1.5 milyon TL'lik destek paketleri daha da büyütülecek. Çünkü gerçekçi olalım: Artan inşaat maliyetleri vatandaşı zorluyor.
Murat Kurum ve ekibi bunu görerek, vatandaşa el uzatıyor, çözüm üretiyor.
Bunlar yeterli mi? Elbette hayır. Belediye, merkezi hükümet, özel sektör, vatandaş... Hep birlikte hareket etmek zorundayız.
Kurum’un altını çizdiği gibi: "Depremden sonra hızlı toparlanmak önemli, ama ondan daha önemlisi depreme hazır olmak."
Şunu unutmayalım:
6 Şubat’ta yaşadığımız "asrın felaketi"nden sonra 11 şehir yeniden ayağa kalkıyor. 452 bin konut yıl sonuna kadar teslim edilecek.
Yani istersek, başarabiliyoruz. Kapasitemiz var. İrademiz var. Şimdi bu iradeyi İstanbul için ortaya koyma zamanı.
İstanbul'da 600 bin konutun acilen dönüştürülmesi gerekiyor.
Bu kolay bir iş değil, ama imkânsız da değil. 2025 yılı itibarıyla İstanbul’da yapı stokunun yüzde 60'ı zaten yeni yönetmeliklere uygun hale gelmiş durumda.
Geriye kalan kısmı için ise bugünden seferberlik ilan etmeliyiz.
Bakan Kurum’un şu cümlesi hepimizin kulağına küpe olmalı:
“Başka İstanbul yok.”
Gelin, siyaset yapmadan, kavga etmeden, suçlamadan, hep birlikte İstanbul’u kurtaralım.
Çünkü önlem almazsak, bir gün İstanbul’u değil, kaybettiklerimizi konuşuyor oluruz.