Dalında kalan mandalina, raflarda uçan fiyat
Hatay’da yaşanan tablo sadece bir tarım haberi değil; bu ülkenin üretimle, emekle ve adaletle kurduğu ilişkinin aynasıdır. Tarlada kilosu 2 liraya düşen mandalina, toplama maliyetini bile karşılamadığı için dalında bırakılıyor. Üreten çiftçi kazanamıyor. Ama aynı mandalina, birkaç gün sonra market rafında ortalama 25 liradan tüketiciyle buluşuyor. Aradaki fark 10 katı aşıyor. Bu fark ne doğanın ne de emeğin payı… Bu fark, sistemin kendisi.
Hatay Büyükşehir Belediyesi’nin 320 ton mandalinayı üreticiden alıp ücretsiz dağıtması, elbette takdire şayan bir sosyal sorumluluk örneği. Hem üretici nefes aldı hem de ihtiyaç sahipleri sağlıklı gıdaya ulaştı. Ancak bu tablo, aynı zamanda çok daha büyük bir sorunun altını çiziyor, Türkiye’de üretici korunmuyor.
Bugün çiftçi için mesele sadece ürününü satmak değil; ürününü toplatabilmek. Mazot pahalı, işçilik pahalı, gübre pahalı. Ürün bol olduğunda sevinmek gerekirken, üretici için bolluk zarar anlamına geliyor. Çünkü fiyat düşüyor ama maliyet düşmüyor. Üreten, emeğinin karşılığını alamıyor.
Asıl sorulması gereken soru şu: Tarlada 2 liraya alıcı bulamayan mandalina, markette nasıl 25 liraya satılıyor? Bu fark kimin cebine giriyor? Nakliye mi, komisyon mu, aracılar mı, zincir marketler mi? Yoksa hepsi mi? Üretici ile tüketici arasına kurulan bu uzun ve kontrolsüz zincir, hem çiftçiyi eziyor hem de vatandaşı pahalı gıdaya mahkûm ediyor.
Bu ülkede üretici ayakta kalamazsa, ne sofrada bereket kalır ne de gıda güvenliği. Tarım, sadece çiftçinin meselesi değildir; milli bir meseledir. Üreten çiftçi desteklenmezse, yarın ithalat kapıları ardına kadar açılır, döviz gider, toprak boş kalır.
Çözüm belli. Üreticiyi doğrudan destekleyen alım garantileri, taban fiyat uygulamaları, kooperatiflerin güçlendirilmesi ve aracılık zincirinin denetlenmesi şart. Belediyelerin yaptığı geçici çözümler değil, merkezi ve kalıcı politikalar gerekiyor. Çiftçi, ürününü dalında bırakmak zorunda kalmamalı.
Hatay’daki mandalina, aslında hepimize şunu söylüyor; Bu topraklar hâlâ üretiyor. Çiftçiyi ayakta tutamazsak, ne ucuzluk gelir ne de huzur.