YABANCI ÖĞRENCİ POLİTİKASI VE TÜRK GENÇLİĞİNİN GÖLGELENEN GELECEĞİ

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Son yıllarda Türkiye’ye getirilen yabancı öğrencilerin sayısı hızla artarken, Türk öğrencilerin barınma, beslenme ve eğitim imkanlarında ciddi gerilemeler yaşanıyor. KYK yurtlarının kapasite sorunları, sabah kahvaltılarındaki yetersizlikler, çok kişilik odalarda yaşanan sıkışıklık; öğrencilerin hem fiziki hem psikolojik dayanıklılığını zorluyor. Bir yanda “uluslararasılaşma” adı altında yürütülen eğitim diplomasisi, diğer yanda soğuk duşla şoka girip hayatını kaybeden gençlerin dramı… Bu tablo, adalet ve denge kavramlarını yeniden sorgulatıyor.

OLUMLU YANLAR
Yabancı öğrenci ve öğretim üyesi kabulü, Türkiye’nin yumuşak güç unsurlarından biridir. Kültürel etkileşim, akademik çeşitlilik ve uluslararası prestij açısından bu politika doğru temelde yürütüldüğünde değerli bir kazançtır. Farklı kültürlerin bir arada öğrenme ortamında bulunması, genç kuşaklarda dünya vatandaşlığı bilincini geliştirir. Ayrıca Türk üniversitelerinin global ağlara dahil olması, ülke biliminin tanınırlığını artırır.

OLUMSUZ YANLAR
Ancak mevcut uygulamada, yabancı öğrencilerin birçok ayrıcalığa sahip olması; Türk gençleri için bir adaletsizlik duygusu yaratmaktadır. Türk öğrenciler yurt bulamazken, burs alamazken; bazı yabancı öğrenciler çok daha kolay şartlarda konaklama ve mali destek elde etmektedir. Bu durum sosyal huzursuzluk ve motivasyon kaybına yol açıyor. Eğitim sisteminin temelinde eşitlik ilkesi bulunmalıdır; ancak bu ilke son yıllarda yabancı öğrenci politikası uğruna zedelenmektedir. Ayrıca, nitelik yerine sayı odaklı politikalar, üniversitelerin bilimsel standartlarını da düşürmektedir.

SONUÇ
Türkiye, uluslararası eğitim stratejisini yeniden gözden geçirmelidir. Yabancı öğrenciler, ülkeye katkı sağlayan bir köprü olmalıdır; ayrıcalıklı bir sınıf değil. Türk öğrencilerin yurt sorunu, beslenme kalitesi, psikolojik destek hizmetleri öncelikli hale getirilmelidir. Adil bir sistem kurulmadıkça, “Almanya bizi kıskanıyor” söylemi yerini toplumsal adaletsizlik tartışmalarına bırakacaktır. Eğitimde adalet, bir ülkenin geleceğini belirleyen en temel ölçüttür.

OKUYUCUYA SORULAR

  1. Türkiye, uluslararası eğitimde dengeyi nasıl sağlayabilir?
  2. Yabancı öğrencilere tanınan ayrıcalıklar, Türk gençlerinin motivasyonunu nasıl etkiliyor?
  3. Eğitimde eşitlik ilkesi zedelendiğinde toplumun geleceği nasıl şekillenir?
  4. Barınma ve yaşam koşulları iyileştirilmeden uluslararası başarı mümkün müdür?
  5. Eğer Cumhuriyet’in 100. yılında hâlâ öğrenciler yurt sıralarında yatıyorsa, bu durum kimin sorumluluğudur?