İmralı ziyareti ve CHP'nin tavrı
Dün TBMM Komisyonu tarafından nitelikli çoğunlukla kabul edilen karar gereği İmralı'ya ziyaret gerçekleştirildi.
AK Parti, MHP ve DEM Parti'den birer üyenin katıldığı ziyaretin ardından yapılan açıklamada, Suriye'de yapılanan SDG'nin, silah bırakması konusunun konuşulduğu ve sürecin devamının gündem edildiği belirtildi.
Dün Lider TV'de, Mustafa Albayrak'ın sunduğu Barometre programında bu konuyu konuştuk.
Terörsüz Türkiye sürecinin dünü ve bugününe dair belleğimizde yer alan bilgi ve düşüncelerimizi sunduk.
Aslında herşey gün gibi aşikar ve ortada duruyor.
"Türkiye eski Türkiye değil" Mottosu, PKK ve türevleriyle ilgili tüm soruların cevabını içeriyor.
Tüm dünya büyük bir değişimin ve inovasyonun içinden geçiyor.
Güç dengeleri yer değiştiriyor. Yeni paktlar, yeni düşman ve dost ülke tanımlamaları yapılıyor.
Tam da bu değişimlerin ortasında terör örgütlerinin tedavülden kalkması ve kullanma sürelerinin bitmesi tesadüf değil.
Ulus devletleri kavramı yerini "Bölgesel yönetimlere bırakıyor"
ABD'nin yeni sömürü vizyonunda artık ulus devletler yok.
Bölge de etkin güce sahip güçlü ülkelerle çalışmayı istiyor. Bunu yaparken çeşitli tavizler vermeye hazır. ABD'nin ortaya koyduğu bu yeni süreçte terör örgütlerine artık yer yok, zira bu mentalitesi iflas etti ve terör örgütleriyle yürümek istemiyor ABD!
Zira, ABD'nin, başta ekonomi olmak üzere, siyasi ve askeri gücü de zayıfladı.
ABD, kendini lanse ettiği kadar güçlü değil artık!
Özellikle Çin ile girdiği ekonomi savaşında kaybedeceğinin farkında. Dolayısıyla tüm gücünü bu eksene kaydırmaya hazırlanırken, Ortadoğu ve Afrika paralelinde müttefik bir güçle çalışmayı istiyor.
Bahsi geçen bölgelerde en güçlü ülke şüphesiz Türkiye'dir.
Gerek ekonomisi gerekse askeri yeteneği ve son dönemlerde büyük bir ivme gösteren savunma sanayisi ile aslında sadece bölge de değil küresel anlamda da dengeleri değiştirecek güce ulaşmıştır Türkiye!
Peki CHP bunun neresinde?
Dün akşam konuk olduğum programda tam da bunu konuşmaya çalıştım.
Dünya'da bu önemli gelişmeler yaşanırken, sahip olduğu kadük siyaset anlayışı ve temelinde "Vizyonsuzluk" Olan vizyonu ile tam bir hayal kırıklığı olan CHP, Terörsüz Türkiye konusundada şaşırtmadı!
Uzun süreden beri TBMM komisyonu'nda görüşülen ve dün itibarıyla İmralı'ya gitme kararı alan komisyon kararına karşı çıkan CHP, görüşmeye katılmadı ve İmralı'ya üye vermedi.
Oysa; Bu meselenin milli bir mesele olduğu ve günübirlik politikalara malzeme yapılamayacak kadar mühim olduğunu biliyor olması gerekirdi.
Kırk küsur yıldan bu yana süren terörün tamamen sona ermesi ve ortadan kaldırılmasından daha milli bir mesele var mıdır?
Binlerce askerimizi, polisimizi ve sivil vatandaşımızı kaybettiğimiz, şehit verdiğimiz, yaklaşık üç trilyon milli servetimizi çalan terör belasından kurtulmaktan daha milli, daha önemli ne olabilir ki?
Ancak asıl soru şu: CHP ve beslendiği siyasi mahfiller terörün bitmesini gerçekten istiyor mu?
Bu çok zor bir sual ama cevabı gayet net aslında.
CHP Genel Başkanı Özel'in, her fırsatta ülkemizi şikayet ettiği İngiltere, Fransa ve muadili batılı sömürgeci ülkeler, ülkemizde terörün bitmesini ve güçlenmemizi isterler mi?
Tabi ki hayır!
CHP, gerçekten şirazesini kaybetmiştir.
İmamoğlu ve Özel yönetiminde ki CHP, pusulasını kaybeden gemi gibi savrulup durmakta ve kendi iç meseleleriyle uğraşmaktan "Neyin eğri, neyin doğru" Olduğunu kavrayamamaktadır.
Tamamen koltuk kapma kavgalarına hasredilen zaman içerisinde kaybolup gitmektedir.
Biz CHP'nin dününü çok iyi bildiğimiz için, bugününe pek şaşırmasakta, bu partiye gönül veren ve politikalarından gelecek çıkarsamaları yapan azımsanmayacak bir kitle var ve bu kitleye yazık oluyor.
Çünkü sonu hüsran ve hayal kırıklığı olacak.
CHP, geçmişten ders almadığı gibi, bugünü de okumaktan acizdir.
Kendisini sığ bir politikaya hapsederek, üniversite diploması bile olmayan bir köy kurnazının ihtiraslarına teslim olan CHP, seçmenini yalan algılarla, inkar politikasıyla ve gelecek vizyonsuzluğu ile çıkmaz bir, sokağa mahkum etmiştir.
Bu CHP yönetiminin, ne iç politikayı ne de dış politikayı yönetebilecek, şekillendirebilecek potansiyeli maalesef yoktur.