Orta Koridor ve Yeni Enerji Haritası: Türkiye - Azerbaycan - Orta Asya İşbirliği
Günümüz uluslararası ilişkiler sisteminde Avrasya coğrafyası, yeniden şekillenen küresel güç dengelerinin merkezine yerleşmektedir. Bu dönüşümün en dikkat çekici unsurlarından biri, Azərbaycan ile Orta Asya ülkeleri Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan ve Tacikistan arasındaki çok boyutlu işbirliğinin güçlenmesidir. Bu yakınlaşma yalnızca bölgesel bir olgu olmayıp, Türkiye’nin alternatifli dış politika vizyonu ve Türk dünyasının kolektif kapasitesiyle birleştiğinde küresel ölçekte yeni bir jeostratejik mimarinin oluşmasına zemin hazırlamaktadır.
1. Enerji ve Ulaştırma Koridorları: Yeni Avrasya’nın Ana Damarları
Türkiye-Azerbaycan-Orta Asya hattının en güçlü işbirliği alanlarını enerji, lojistik ve ulaştırma ağları oluşturmaktadır. Hazar Denizi, geniş hidrokarbon kaynaklarına sahip Orta Asya ile güçlü enerji ihracat altyapısına sahip Azərbaycan arasında doğal bir geçiş kuşağı niteliğindedir. Türkmenistan gazının Trans-Hazar hattı üzerinden Avrupa’ya taşınması yönündeki girişimler, yalnızca enerji arz güvenliği açısından değil, bölge ülkelerinin dış politikada daha özerk ve çok yönlü manevra kapasitesi kazanması açısından da önem taşımaktadır.
Bu süreçte Türkiye kritik bir konuma sahiptir. Orta Koridor (Trans-Hazar Uluslararası Taşımacılık Güzergâhı), Çin’den başlayarak Kazakistan, Hazar geçişi, Azərbaycan, Gürcistan ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanan ekseniyle Türk dünyasının oluşturduğu stratejik alternatiflerin en görünür örneğidir. İstanbul’dan Bakü’ye, oradan Orta Asya içlerine uzanan bu bütünleşik hat, küresel tedarik zincirlerindeki kırılganlıkların arttığı bir dönemde Avrasya’yı yeniden tanımlamaktadır. Dijitalleşmiş, karbon ayak izi düşük, yapay zekâ destekli gümrük ve lojistik sistemleriyle bu koridorun 2030’lu yıllarda çok daha entegre bir yapıya ulaşması beklenmektedir.
2. Ekonomik Çeşitlendirme ve Ortak Kalkınma Vizyonu
Türkiye ve Azerbaycan gibi Orta Asya devletleri de son dönemde ekonomik modellerini doğal kaynakların ötesine taşıma hedefi doğrultusunda yeniden yapılandırmaktadır. Sanayi üretimini artırma, yenilenebilir enerji kapasitesini genişletme, tarım teknolojilerini modernleştirme ve dijital ekonomiyi büyütme çabaları Türk dünyasında ortak bir ekonomik yönelim yaratmaktadır.
Bu bağlamda Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) yalnızca kültürel bir birliktelik değil, aynı zamanda bölgesel bir ekonomik entegrasyon platformu hâline gelmektedir. Ortak yatırım fonları, dijital pazarların entegrasyonu, KOBİ ağlarının güçlendirilmesi ve yeşil enerji işbirlikleri bu entegrasyonun öncü alanlarını oluşturmaktadır. Türkiye’nin enerji iletim kapasitesi, Kazakistan’ın geniş yenilenebilir enerji alanları, Türkmenistan’ın güneş potansiyeli ve Azərbaycan’ın mevcut altyapısı bir “Türk Dünyası Yeşil Enerji Kuşağı” fikrini giderek daha gerçekçi kılmaktadır.
3. Güvenlik ve Savunma Alanında Artan Eşgüdüm
Güvenlik işbirliği, geçmiş dönemlere göre çok daha kurumsal ve çok taraflı bir yapıya kavuşmuştur. Siber güvenlik, sınır yönetimi, terörle mücadele ve organize suçlarla mücadele alanlarında artan koordinasyon, bölgesel kırılganlıkları azaltırken ortak stratejik kapasiteyi artırmaktadır.
Bu alanda Türkiye’nin savunma sanayii birikimi ve teknoloji üretim kapasitesi, hem Azərbaycan ile hem de Orta Asya ülkeleriyle ortak projelerin temelini oluşturmaktadır. Ortak tatbikatlar, deneyim paylaşımı ve ortak üretime dayalı savunma sanayii modelleri Türk dünyasının güvenlik mimarisini güçlendirmektedir. Bu mimari, bölgesel istikrara katkı sunarken aynı zamanda küresel sistemde alternatif bir güvenlik yaklaşımının örneğini yaratmaktadır.
4. Kültürel ve Eğitimsel Yakınlaşmanın Gelecek Vizyonu
Tarihi, kültürel ve dilsel ortaklık Türk dünyasının en güçlü bağlayıcı unsurudur. Eğitim, kültür ve gençlik programları aracılığıyla bu ortaklığın kurumsallaştırılması hem bölgesel entegrasyonu hem de ortak kimlik bilincini güçlendirmektedir.
Türkiye’nin yükseköğretim kapasitesi, Azərbaycan’ın eğitim modernizasyonu ve Orta Asya ülkelerinin genç nüfusu dikkate alındığında, önümüzdeki yıllarda ortak üniversiteler, bilim-teknoloji araştırma konsorsiyumları ve dijital eğitim platformlarının gelişmesi beklenmektedir. Bu yapı, Türk dünyasını küresel rekabette daha görünür ve etkili bir aktör hâline getirecektir.
5. Geleceğe Dair Futuristik Perspektifler
2040’ların başı itibariyle Türk dünyasının işbirliği yalnızca geleneksel alanlarla sınırlı kalmayacaktır. Yapay zekâ tabanlı ticaret ve gümrük sistemleri, Hazar çevresinde oluşacak hidrojen ekonomisi kümeleri, ortak uydu ve uzay programları, su kaynaklarının IoT destekli yönetimi gibi projeler Avrasya’nın yeni stratejik çehresini belirleyecektir.
Türkiye’nin teknoloji ve savunma alanındaki inovasyon kapasitesi, Azərbaycan’ın enerji altyapısı ve Orta Asya ülkelerinin coğrafi-stratejik potansiyeli birleştiğinde ortaya bölgesel güç birlikteliğini aşan, küresel ölçekte alternatif bir Avrasya modeli çıkmaktadır.
Azerbaycan ile Orta Asya ülkeleri arasındaki entegrasyon süreci, Türkiye’nin çok yönlü dış politika yaklaşımıyla birleştiğinde yalnızca bölgesel işbirliğini güçlendiren değil, aynı zamanda küresel sistemde Türk dünyasının özgün bir alternatif yaratmasını sağlayan stratejik bir çerçeve ortaya koymaktadır. Bu yeni Avrasya vizyonu, 21. yüzyılın jeopolitik ve jeoekonomik mimarisinde giderek daha belirleyici bir rol oynamaya adaydır.