Ambargolardan doğan mühendislik devrimi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Savunma sanayisinde Türkiye’ye yıllardır uygulanan ambargolar… Kimi zaman parçaydı, kimi zaman teknoloji, kimi zaman bilgi paylaşımı. Ama ortak bir sonucu oldu: Türkiye artık kimseye güvenerek yol alamayacağını gördü ve kendi göbeğini kendi kesmeye karar verdi. Bugün geldiğimiz nokta tam da bu kararlılığın, bu inadın ürünü.

Bu tablo içinde en dikkat çekici başlıklardan biri hiç kuşkusuz KAAN’ın kalbine yerleşecek yerli turbofan motoru TF35000. Türk Havacılık Motor Sanayii’nin (TEI) geliştirdiği bu motor, yalnızca bir makine değil; Türkiye’nin savunma bağımsızlığında attığı en büyük adımlardan biri.

2030’da KAAN ile tam entegrasyon hedefi, yalnızca bir takvim tarihi değil; yıllardır örülen bir mühendislik yolculuğunun finali niteliğinde.

Türkiye ambargo yedikçe yola devam etti. Kapılar kapandıkça kendi kapılarını açtı. Bugün, KAAN projesinin merkezine yerleşen TF35000 motoru, bu inatçı mücadelenin somut karşılığı.

35 bin poundluk itki gücü hedefiyle geliştirilen bu motor, sadece Türkiye’nin değil, bölgenin gelmiş geçmiş en yüksek performanslı yerli askeri motoru olma iddiasını taşıyor.

Army Recognition’ın, “Türkiye’nin bugüne kadarki en iddialı yerli motoru” değerlendirmesi aslında boşuna değil.

TF35000 tamamen Türk mühendisleri tarafından geliştiriliyor.

Yüksek sıcaklıklara dayanıklı süper alaşımlar, gelişmiş termal bariyer kaplamaları, özel soğutma sistemleri… Bunların her biri, normal şartlarda yıllarca ithal edilen teknoloji başlıklarıydı. Bugün hepsi Eskişehir’deki TEI tesislerinde geliştiriliyor ve test ediliyor.

Bu projeyi değerli kılan, yalnızca üretim değil; Türkiye’nin ilk kez bu çapta bir jet motorunu tasarlayan, simüle eden, test eden ve doğrulayan bir altyapıya kavuşması.

TEI’nin Birikimi Bugünü Hazırladı

Bugün TF35000 varsa, dün T700 vardı, TS1400 vardı. TEI yıllardır helikopter ve turboşaft motorlarındaki üretim tecrübesiyle mühendislik birikimini adım adım büyüttü.

Bu nedenle bugün KAAN’ın kalbi için güçlü bir temel hazır.

Dünya Devleriyle Aynı Ligde

Kağıt üzerinde yazan rakamlar aslında çok şey anlatıyor:

* TF35000’in hedeflenen 35.000 lbf itki gücü, F-22’lerin Pratt & Whitney F119 motorunu yakalıyor.
* Eurofighter Typhoon’un EJ200’ünü, Rafale’nin M88 motorunu geride bırakıyor.
* F-16’larda kullanılan F110 motorlarıyla aynı sınıfa yerleşiyor.

Yani mesele artık “Yerli motor yapabilir miyiz?” değil…
Soru çok daha iddialı: “Dünya ile yarışabilir miyiz?”

Veriler gösteriyor ki Türkiye buna hiç olmadığı kadar yakın.

Bir ülkenin savunma bağımsızlığı, gökyüzünde sağladığı bağımsızlıkla ölçülür. KAAN, Türkiye’nin bu alandaki en büyük projesi. Ama KAAN’ı KAAN yapan şey gövdesi değil, kalbinde atacak olan yerli motor.
TF35000 tam da bu yüzden önemli.

2030’da KAAN gökyüzüne yerli motoruyla kalktığında, bu hikâye yalnızca mühendislik başarısı olmayacak…
Türkiye’nin iradesinin, kararlılığının ve inatla kurduğu geleceğin bir manifestosu olacak.