Demirtaş hapisten çıkmalı mı?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Devlet Bahçeli'nin Selahattin Demirtaş hakkında yaptığı açıklamalar, siyasi açıdan önemli ve dikkat çeken gelişmelerden biri oldu. Bu açıklamaların içeriği, zamanlaması ve olası sonuçları, kamuoyunda geniş bir yankı uyandırdı.

Bahçeli'nin açıklamaları, siyasi bir manevra olarak da değerlendiriliyor. Milliyetçi Hareketi Partisi liderinin bu çıkışını, partinin siyasi pozisyonunu güçlendirme çabası olarak gören çevreler. Ayrıca, bu açıklamaların, önümüzdeki dönemde gerçekleştirilecek seçimler öncesinde seçmen kitlelerine mesaj verme amacı da taşıyor olabileceğini değerlendiriyor. Bu çerçevede, Devlet Bahçeli'nin bu çıkışının, siyasi partiler arasındaki yeni güç ilişkilerini şekillendirmede etkili olabileceği belirtiliyor. 
Terörsüz Türkiye konusunda sürece destek veren DEM Parti ile ilgili sayın Cumhurbaşkanının söylediği "Biz MHP ve DEM olarak bu yolda devam edeceğiz" Sözleri, gelecekte DEM Partinin, Cumhur İttifakına dahil olabileceği çağrışımları yapmış ve konuşulmuştu. 
Öte yandan; Konunun hukuki boyutu ve vicdani boyutunu ayrı ayrı ele almak gerekir. 
Zira; Hukuki olan herşeyin vicdani, aynı zamanda insani olması mutlak bir kesinlik değil. 
Merhum Alev Alatlı'nın bu konuda söylediği söz günümüz gerçeğine ayna tutmaktadır. 
"Hukuki olan herşey meşru olmayabilir" Mealindeki sözleri, kamu vicdanının, kanunların ve hukuk sisteminin üstünde mutlak meşruiyetin kaynağı olduğunu anlatıyor. 
Demirtaş yaklaşık dokuz yıldan bu yana hapis yatıyor. Yatma gerekçesi herkesin malumudur. 
Merhum Yasin Börü başta olmak üzere 6-8 Ekim olaylarının sorumlusu olarak hapiste yatan Demirtaş'ın tutukluluğunun sona erdirilmesi toplumsal barış ve terörsüz Türkiye vizyonuna katkı sağlar mı? 
Sorusuna verilebilecek cevap "Evet" Olacaktır, olmalıdır! 
Kürt halkı üzerinde karşılığı olan bir, siyasetçidir Demirtaş. 
Geçtiğimiz günlerde yayınladığı mektupta Terörsüz Türkiye konseptine destek vererek sürecin mimarları Bahçeli ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'a, açıktan teşekkür etmese de o anlama gelecek cümleler sarf etmişti. 
Demirtaş'a şu soru sorulmalı ve cevabı istenmelidir: "Yasin Börü ve onlarca kişinin hayatını kaybettiği olaylara destek verdiğiniz ve tüm bunlara, sebep olduğunuz için pişman mısınız? 
Öyle sanıyorum ki, Demirtaş'ın cevabı
-Evet çok pişmanım
Olacaktır. 
Burada en önemli husus ve merak edilen, Yasin Börü ve diğer maktüllerin ailelerinin ne diyeceğidir. 
Siyaseten ülkemizdeki toplumsal barışı güçlendirmek için yeni bir kutuplaşmanın kapısıda, aralanmamalıdır. 
Bu konu da asıl ikan edilmesi gereken bölge halkıdır. 
Hayatını kaybedenlerin aileleri ile o eylemlerde bulunanların aileleri arasında bir helalleşme ve kardeş olma süreci olumlu şekilde nihayete erdirilmelidir. 
Bu şartlar dahilinde Demirtaş'ın hapisten çıkartılmasını veya hukuki sürecin nasıl işlemesi gerektiğini daha meşru bir zeminde konuşabiliriz.