Filistinli Esirlere Defalarca Ölüm
Filistinlileri tutuklamak ve onlara uzun yıllar hapis hayatı yaşatmak için Siyonistlerin inşa ettiği hapishanelerin gerçek sayısı hiçbir zaman bilinememiştir. Zira bu hapishanelerin tek bir amaç için kurulmamıştır. O amaçlardan bir tanesi o esirleri tutuklamaktır. Ancak, organ hırsızlığı ve sayısız yasal olmayan bilimsel araştırmaların icra edilmesi için gizli hapishaneler mevcuttur. Buna örnek verecek olursak, son zamanlarda açığa çıkan Sdeti Man hapishanesidir. Özellikle de geçtiğimiz haftada, daha önce Filistinli esirlere karşı uygulanan ve Siyonistler tarafından inkar edilen cinsel taciz işkencelerinin videosunu sosyal medyaya sızdırılması sonucunda Siyonist yapının ve özellikle Nitenyahoo’nun aşırı tepkisine neden olmuştur.
Peki bu hapishanelerde neler yaşanıyor. 10 Ekim 2025 tarihinde kabul edilen ateş kes anlaşması çerçevesinde serbest bırakılan Gazzeli esirlerin maruz kaldığı işkencelere dair yaptıkları açıklamalar kan dondurucudur. Bir esirin ifadesinde; “çıplak halde,idrarla ıslatılmış battaniyelerle bizleri örtüp derin dondurucudan daha soğuk odalarda saatlerce bekletildik” şeklinde bilgi aktarılmıştır. Bir diğer esir “kış soğuna rağmen kıyafetlerimizi alıp kollarımızı plastik kelepçelerle bilekten bağlayarak yüz üstü en az bir gün yatırdılar” şeklinde verdiği ifade ile maruz kaldıkları işkencelere küçük bir örnek vermiştir. Bir diğer esir “soğukta kıyafetlerimizi alıp bizleri çıplak halde bırakıp kafes gibi bir yerde ayrı ayrı hücrelere yerleştirerek bana vahşi köpek saldılar, köpeğin ağızı bağlıydı, ancak tırnaklarıyla vücudumun her yerini çizerek büyük miktarda kan kaybetmiştim, en son bayıldığımı hatırlıyorum”. Bir diğer tanıklık “bizleri aşırı darp ettikten sonra insan kendinden geçip bayılıyor, ama sizi bırakmıyorlar, her tarafımızı kırmak için çok ağır demir borularla darp etmeye devam ediyorlar, plastik ve kesici kelepçelerle bağlıyken bunları yapıyorlar” şeklindedir. Bir diğer esirin anlattıkları “bizleri delirmek için, çıplak vaziyette, açık havada bırakıp, aşırı yüksek sesli müzik açarak, uyumamıza müsaade etmezlerdir” şeklindeydi.
İnsan bunları dinlerken dayanmak ya da metanetini korumakta zorlanır haliyle, ancak bu kadarı ile yetinmiyor bu vahşi canavar. Zira bu anlattıklarım, dinlediklerim ve izlediklerimin küçük bir bölümüdür. Bununla birlikte, biz Filistinliler olarak biliyoruz ki, esirlerimiz ancak yaşadıkları vahşetin küçük bir kısmın anlatıyor, bunun temel nedeni, ailelerine psikolojik olarak fazla zarar vermek istemedikleridir. Yoksa maruz kaldıkları sistematik aç bırakma yöntemleri başlı başına yasal olmayan ve insanlık dışıdır.
Bu anlatılanlarla birlikte, takas sonrası, Siyonist hapishanelerinde işkence altında öldürülen onlarca Gazzeliden 195 ceset teslim edilmiştir. Gazze’deki tıbbi imkansızlıklardan dolayı o cesetlere ilişkin herhangi bir test yapılamamıştır. Ancak o cesetlerin maruz kaldığı işkenceler neticesinde tanınmaz haldeydi, Gazzelinin elinde kalan çare, o cesetlerin fotoğraflarını çekip ekrana yansıtıp ve bu şekilde ailelerden akrabalarını tanımaları beklenmiştir. Bu başlı başına insan oğlunun yaşayabileceği tarifsiz bir acıdır. Doktorlar tarafından yapılan açıklamalar kapsamında, cesetlerin darp, yakma, organ hırsızlığı ve cesetlerin her yerinde ağır bıçaklama izlerinin olduğuna işaret edilmiştir. Bu da bu yazının başına atıfta bulunmaya çalışılan ve çok eski yıllara dayanan ve sistematik bir şekilde Siyonistler tarafından gerçekleştirilen organ hırsızlığına dikkatleri yeniden çekmektedir.
Özetle, Gazze’de iki yıldır yaşanan soykırımda kaybedilen şehit sayısının tam olarak bilinmemekle birlikte, Siyonist hapishanelerinde işkence altında ve uzun yıllardır yaşanan farklı bir soykırıma dikkatlerin de çekilmesi gerekiyor.