Gazze Hikâyesi Bitmedi, Yeni bir Sayfa Açılıyor!
Nasıl ki Gazze hikâyesi 7 Ekim ile başlamadıysa, yine bu soykırımın bitmesiyle de hikâye bitmemiştir. İki yıl boyunca canlı yayında devam eden bir soykırım izlenmiştir. Dünyanın en ücra köşesinde duyulan bu soykırıma karşı türlü türlü eylem, yürüyüş ve gösteri düzenlenmiştir. Aynı zamanda Siyonist yapının gerçek yüzü dünya halkı tarafından öğrenilmiştir. Ne acı ki; bizler Müslüman olarak, kutsal kitabımızda geçen kıssa ve hikâyelerin çoğu İsrail oğulları hakkında olmuştur. Ona rağmen bu düşmanın gerçek yüzünü tanımak için bir soykırıma ihtiyacımız vardı. Ne güzel uyanmışken, yaşanan geçici barış ya da savaş bitmesi hapına aldanmayıp uzun yıllar süren derin uykumuza dönmeyelim lütfen. Zira geçen iki yıl zarfında gönüllerde zirve yapan acziyet duygusunu artık davranışa dökme zamanı gelmiştir.
Gazze’de soykırım bitmiştir! Elhamdülillah Gazzelileri yok etmeye ya da sürmeye güçleri yetmedi. Ama buna aldanıp hayatımıza kaldığımız yerden devam etmemeliyiz. Bu düşman bir ve tek bir hedef için bütün dünyayı alet etmiş durumda olduğunu gördük ve idrak ettik. Bu durum bizleri ayık ve idrak ettiğimiz hakikatin peşinde olmamızı gerektirmektedir.
Hepimiz şahit olduk ki, tüm biline gazeteciler, doktorlar, bilim insanlar ve toplumun önde gelen her bireyini nasıl şehit ettiklerine. Bir kişi kaldı, Salih, evet gazeteci Salih kalmıştır, Gazze şehrinin tüm şartlar altında ter etmeyen Salih, sözde barış başladıktan sonra, Salih’i nasıl hedef aldıklarını hepimiz gördük. Peki neden size; çünkü Gazzeli’nin hayata ve geleceğe dair hiçbir umudu olmasın, Salih’in babası onu toprağa verdikten sonra, takasta çıkan oğlunun karşılamaya gitti. Bu durum tüm Gazze’nin durumun yansıtan bir durum, her Gazzeli’ye yaşatılan acının küçük bir yansımasıdır. Bu düşman mutlu olmamızı asla istemiyor. Aynı durumu Batı Şeria’da serbest bırakılan esirlerimizin ailelerine tek tek evlerine giderek tehdit ettikleri gibi, hiçbir sevinç gösterisi istemiyor bu düşman.
Peki bizlere ne düşüyor, Gazzeliye umut olmak bizlere düşüyor, açılan cephelerde nefer olmak bizlere düşüyor, bu yapının parçalanması için bugüne kadar ne yaptıysa yapmaya devam etmemiz bizlere düşüyor, zira bu düşman kat be kat çalışmalarını artıracaktır; çünkü yüce bir hedefi var ve o uğurda, 7 Ekim öncesinde sekteye uğrayan çalışmalarına kaldığı yerden tüm hızıyla devam etmek istiyor. Bu ne demek oluyor, bizlerin de kat be kat çalışmamızın gerektiği anlamına geliyor. Sessizce, programlı ve akıllı bir şekilde her cephede, gece gündüz çalışmaya devam, vesseslam.