İspanya’nın KAAN Tercihi

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Avrupa’nın savunma dengelerinde yeni bir sayfa açılıyor. İspanya’nın ABD yapımı F-35 programından çekilmesi ve rotasını Türkiye’nin Milli Muharip Uçağı KAAN’a çevirmesi, sadece bir alım kararı değil; aynı zamanda stratejik bir tercih, siyasi bir mesaj. Madrid’in bu adımı, Avrupa’nın uzun süredir içinde bulunduğu “ABD merkezli savunma tedariki” zincirinde bir kırılma yaratma potansiyeli taşıyor.

İspanyol basını da bu noktaya dikkat çekiyor. El Universo, İspanya Hava ve Uzay Kuvvetleri’nin 2030’dan itibaren KAAN’ı envantere alma olasılığını tartıştığını yazarken, El Economista ise bu tercihi mevcut Eurofighter filosuna “tamamlayıcı bir adım” olarak görüyor. Yorumlara göre bu karar, Fransa ve Almanya ile birlikte yürütülen FCAS projesi hazır olana kadar, modern Türk teknolojisiyle aradaki dönemin köprülenmesi anlamına geliyor. Kısacası, KAAN yalnızca bir savaş uçağı değil; Avrupa’nın geçiş dönemi güvenlik ihtiyacının da karşılığı olarak masada.

Teknik özellikleri itibarıyla KAAN, neden dikkat çektiğini net biçimde ortaya koyuyor. Radar izini azaltan tasarımından yapay zekâ destekli aviyonik sistemlerine, süpersonik hızda hassas vuruş kabiliyetinden üst düzey manevra kabiliyetine kadar birçok detay, onu sadece Türkiye için değil, Avrupa için de cazip bir seçenek haline getiriyor. Bu noktada KAAN, Ankara’nın savunma sanayindeki yükselişinin bir simgesi. Cumhuriyet tarihinin en büyük teknoloji yatırımlarından biri olan KAAN, Türkiye’nin “tam bağımsız savunma sanayii” vizyonunun da ete kemiğe bürünmüş hali.

Unutmamak gerekir ki bu yakınlaşma yeni değil. İspanya, geçtiğimiz aylarda pilot eğitiminde kullanılan F-5 uçaklarının yerine Türkiye’nin Hürjet modelini incelemeye başlamıştı. Yani Madrid-Ankara hattında büyüyen bir savunma iş birliği var. Bugün Hürjet, yarın KAAN… Belki de ilerleyen dönemde ortak projeler. Bu adımlar, yalnızca tedarik anlaşması değil; aynı zamanda iki ülke arasında güven, teknoloji paylaşımı ve uzun vadeli stratejik ortaklığın işareti.

İspanya’nın KAAN’a ilgisi, Washington’da rahatsızlık yaratabilir. Ancak Avrupa’nın kendi güvenlik mimarisini yeniden tasarlama arayışı, ABD’nin çizdiği sınırların ötesine geçiyor. Türkiye bu tabloda yalnızca bir üretici değil; Avrupa güvenlik denkleminde belirleyici bir aktör konumuna yükseliyor. İspanya’nın tercihi, diğer Avrupa ülkeleri için de örnek olabilir. Çünkü Türkiye, son yıllarda SİHA’lar, deniz platformları ve hava savunma sistemlerinde sergilediği başarılarla Avrupa’nın ilgisini zaten çekmiş durumda. KAAN, bu güveni daha da pekiştirecek en önemli sembol.

Türkiye için ise mesele sadece bir ihracat başarısı değil. KAAN, Türk mühendisliğinin küresel ölçekte kabul görmesi, NATO içindeki rolümüzün farklı bir boyut kazanması ve ulusal vizyonumuzun dünyada tanınması anlamına geliyor. İlk uçuşunu Şubat 2024’te başarıyla gerçekleştiren, testlerini adım adım sürdüren KAAN, artık yalnızca gökyüzünde değil, diplomasi masalarında da güçlü bir kart.

Bugün İspanya’nın gündeminde KAAN var. Yarın başka Avrupa ülkelerinin de aynı tercihi konuşması sürpriz olmayacaktır. Çünkü artık tablo net. Türkiye, yalnızca kendi gökyüzünü koruyan değil, Avrupa’nın güvenlik mimarisine yön veren bir ülke konumuna adım adım ilerliyor.