Katar'a saldırı "ABD-İsrail işbirliği"
İsrail Terör Örgütü, dün Katar'ın başkenti Doha'da, barış müzakerelerini yürüten HAMAS heyetine savaş uçaklarıyla saldırıp bomba yağdırdı.
Terör Örgütü İsrail'in sözde yetkilileri; "saldırı ABD'ye bildirildi, ABD Başkanı Trump'a saldırıdan önce bilgi verildi. HAMAS lideri öldürüldü" şeklinde açıklama yaptı.
HAMAS yetkilileri ise, Doha'da bulunan liderlerine hiç birşey olmadığını açıkladı.
Açıklamalar peşi peşine gelirken, gerçek ortaya çıktı ve HAMAS yetkililerinin açıkladığı gibi liderlerin hepsi hayattaydı. Ancak orada bulunan 5 HAMAS görevlisi şehit olmuştu.
HAMAS heyeti, ABD'nin davetiyle barış görüşmeleri için orada bulunuyordu. Aslında herkesi şaşkınlığa uğratan bu idi
ABD görüşme için topluyor, İsrail ise öldürmek için saldırıyor!
Bu hiçbir diplomasi literatüründe görülemeyecek bir alçaklık ve kalleşlik değil de nedir!
Saldırıya tüm Dünya dan tepkiler yağmaya başladı. Kınama ve lanetlemeler ardı ardına gelmeye başladı.
Bu tepkiler karşısında ve özellikle körfez ülkelerinden gelen sert açıklamalar karşısında ekonomik çıkarlarının zarar görmesinden endişelenmiş olmalı ki, ABD Başkanı Trump çark ederek "Bu Netanyahu'nun kararı, benim kararım değil" diyen bir geri vites yaptı.
Beyaz saray sözcüsü "Katar'ı, saldırı öncesi haberdar ettik" dedi.
Ardından Katar Emiri Sani bunu yalanlayarak "saldırıdan 10 dakika sonra haber verdiler" dedi.
Bu arada İsrail Terör Örgütünün bazı yayın organlarında, Türkiye'nin, İsrail uçaklarının hareketliliğini gözlemlediği ve saldırı öncesi Katar'ı uyardığı, bu sebeple HAMAS'ın lider kadrosunun yara almadan kurtulduğu haberleri yer aldı.
Sosyal medya üzerinden Türkiye'ye saldıran İsrailli Siyonistlerin kuyruk acısının bundan mütevellit olduğu konuşuldu.
Bunlar dün gece yaşananların özet haber kısmıydı.
Şimdi gelelim olayın gerçek kısmına.
Bana ve birçok gazeteci, yazar-çizere göre bu saldırıyı planlayan ABD'nin kendisiydi
ABD'nin bir tek ABD'den ibaret olmadığı herkesin bildiği bir hakikat!
Bölge de onlarca askeri üssü var ABD'nin.
Centcom'un merkezi Katar'da bulunuyor ve sadece burada 10 bin askeri var.
Tabiri caizse "Uçan kuştan haberi olan" ABD'nin, bunu görmemesi imkansız.
Centcom Komutanı Amiral Brad Cooper, iki gün önce işgal edilen Filistin topraklarına giderek İsrail Terör Örgütü elebaşları ile görüştü. Trump, yine birkaç gün önce Katar'ı uyararak "Ya benim önerdiğim barışa ikna edin ya da HAMAS liderlerini oradan çıkartın" şeklinde tehditkar bir dil kullandı.
HAMAS, Trump'ın, koşulsuz teslimiyet anlamına gelen intihar anlaşmasını kabul etmemekte direniyor. Tabi ki direnecek!
Topraklarını terk etmeyi kabul etselerdi neden bu kadar şehit versinlerdi ki!
Hülasa; Bu saldırı Centcom ve İsrail tarafından tasarlanan ve uygulanan şeytani bir plandan başka birşey değildir.
ABD Başkanı Trump'ın "Benim planım değil" demesinin arka planında yatan gerçek ve sorulması gereken soru şu; Bu saldırıyı hangi ABD planladı?
Cevabı ise net; Pentagon, Merkezi Katar'da bulunan Centcom ve Siyonist ABD!
Peki Trump bunun neresinde?
-Trump, tam olarak Epstein'de, sapkın arzularının kaydedildiği bir kasetin içinde.
Mossad'ın çekmecesinde hapsedilmiş durumda!
Tıpkı birçok batılı lider gibi, yetkili kurumların başına getirilenler gibi!
Hepsinin ortak özelliği Epstein'den bir türlü çıkamamış olmaları, kimisi çıkarları uğruna siyonizmin kölesi ve uşağı olmuş, kimisi yolsuzluklarının ve zaafiyetlerinin...
ABD, dünya üzerinde büyük bir itibar kaybı yaşıyor. Katil Netenyahu, adeta bekçi köpeğine çevirdiği ABD'yi istediği gibi kullanıyor ve dünkü saldırı artık ABD'yi müttefiklerine karşı bile güvenilmez yaptı.
Katar'a "Sizi ben koruyacağım. Size hiç kimse saldıramaz" diyen Trump'ın ta kendisi değil miydi?
Hatırlarsınız, Trump, ikinci dönem Başkan seçildikten kısa bir süre sonra körfez ülkelerini ziyaret etti. Bu ziyaretlerde anlaşma adı altında kestiği haraç 3.2 Trilyon dolar!
Bunun büyük kısmı silah satışı anlaşmaları.
Bu saldırı, ABD'nin sattığı silahları da tartışmaya açtı.
Silah pazarında adı depo ülkeye çıkan körfez ülkelerinin envanterinde devasa silahları, savunma sistemleri ve hatta F35 savaş uçakları var. Ancak dünkü saldırıda hiçbir işe yaramadı çünkü yazılımları ABD'nin 'Dost-Düşman' algoritmasına uygun olarak hazırlandı.
Katar savunma sistemleri dünkü saldırıyı görseydi bile savunmaya geçemezdi. Zira ABD sistemlerinde İsrail dost ülke tanımında.
Buradan şunu anlamalıyız "Milli savunma sistemleri hayati önemdedir. İşte bu yüzden Türkiye'nin son yıllarda savunma sanayinde attığı adımlar hayati önemdedir."
Uçağınızın ve silahlarınızın olması, eğer onu kullanacak pilotunuz yoksa ve en önemlisi yerli yazılıma sahip değilseniz hiçbir işe yaramaz ve sizi koruyamaz.
Önümüzdeki günler hatta saatlerde ne tür gelişmeler yaşanacak göreceğiz.
Artık tüm dünya ülkelerinin net olarak gördüğü gerçek şu ki: İsrail'i durdurmanın tek yolu güç kullanmak!
Askeri seçenek sadece durdurabilir bu katil sürüsünü ve tüm dünya artık bunu biliyor.
Bir film repliğiyle bitirelim: "Katilin yüzü görüldü ve artık herkes onu biliyor.."