CHP'nin tavrı ne olacak?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Aslında bu soruyu "Özgür Özel ne yapacak?" Şeklinde de sorabiliriz 

Zira; Ekrem İmamoğlu'nun, İBB imkanlarını kullanarak Genel Başkanlık koltuğuna oturan CHP'de, kararlar  Özgür Özel'in anlık ve halet-i ruhiyesinin durumuna göre alınıyor.

45. Asliye Hukuk Mahkemesi, CHP İstanbul İl Başkanı ve yönetimini görevden alarak yerine Gürsel Tekin'i kayyum olarak atayan kararını açıkladı.

Kararın bir tedbir kararı olduğu ve geçici olduğu vurgulandı. Ayrıca itiraz yolununda açık olduğu belirtilen mahkeme kararının ardından CHP MYK'sını toplayan CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Halk Tv ekranlarından karara ilişkin konuştu ve atacakları adımları açıkladı.

Sayın Özel'in açıklamalarını baştan sona pür dikkat izledim.

Mahkemenin aldığı karara ilişkin hukuki bir analiz yapacak mı diye bekledim. En azından "Mahkeme hukuki olarak şurada yanlış yapmıştır. Söz konusu iddialar yalandır. İşte buna ilişkin elimizdeki deliller şunlardır" gibi maddi delillerle savunma yapmasını bekledim.

Ancak nafile!

Ekrem İmamoğlu davası hakkında savcılığın açıkladığı iddialar karşısında o gün sarf ettiği sözlerin kopyasını dinledik bugün Özel'in ağzından.

"Bu CHP'ye iktidar tarafından yapılan siyasi darbedir! Sokağa çıkarız, hem de dağılmamak üzere toplanırız! Sadece bir yerde değil on yerde milyonlar toplanır, gerekirse dağılmaz! CHP'ye seçimle gelmeyen hiç kimse giremez, koymayız! Kayyum olmayı kim kabul ederse hemen ihraç ederiz! Saray rejimi, saray darbesi v.s..."

İyi de birader; Bunun iktidarla, sarayla, Erdoğan'la ne alakası var?

CHP il kongresini dava eden CHP'li delegeler!

Rüşvet delillerini (Konuşma kayıtları, cd) savcılığa teslim eden CHPliler!

İfade veren tanıklar CHPliler!

Kayyum olarak atananlar CHP'liler!

Ama suçlu İktidar!

Suçlu AK Parti!

Suçlu Cumhurbaşkanı Erdoğan öyle mi!

Özel, uzun siyasal geçmişine rağmen çaylak bir siyasetçi olduğunu gösterdi.

İBB krizi patlak verdiğinde rüştünü ıspat edip gerçek bir lider olduğunu göstermek açısından çok değerli bir firsatı vardı.

CHP adına tarihi bir fırsattı bu!

Neydi bu fırsat; CHP içerisinde kümelenmiş rantçıları, fırsatçıları ve vurguncuları temizleme fırsatı elbette!

Eğer o gün tabanını Saraçhane meydanına çağırmak yerine, meseleyi hukuki yönüyle değerlendirmek üzere hukukçularını Genel Merkeze çağırsaydı, konuyu enine boyuna ele alıp gerçek bir savunma durumuna geçseydi, iddia edilen suçlamalar ve İmamoğlu'da dahil olmak üzere zanlılar hakkında parti içi bir araştırma komisyonu kurup meseleye devlet adamı hassasiyetiyle yaklaşsaydı, bugün çok daha farklı bir CHP ve Özgür Özel ile karşılaşacaktık.

CHP, kendi içindeki temizlik hareketini başlatmış, demokrasiye tam bağlı bir parti hüviyeti ile kamuoyunun karşısına çıkacaktı. Ve tabii olarak sayın Özel'de onun Genel Başkanı olarak...

Günün sonunda CHP yine kendi iç kriziyle ülke gündemine oturdu.

Yine rüşvet ve karanlık akçeli işler iddiasıyla yüzleşiyor.

Sayın Özel'in Halk TV'ye yaptığı açıklamada belirttiği bir husus el hak doğrudur!

"İmamoğlu'nun tutuklandığı gün borsa da ki düşüşten bahsetti. Bugün yine borsa da aynı şekilde düşüş yaşandığını ve ülke ekonomisinin bundan zarar gördüğünü belirtti Özel.

İyi, tamam da bu ekonomiyi baltalayan eylemin faili kim, ya da kimler?

-Seçmen kitlesini ve marjinal örgüt mensuplarını Saraçhane de toplayan, polisle karşı karşıya getiren Özgür Özel'in ta kendisi!

Yargıyı ve savcıya tehdit dili kullanarak CHP tabanı ile yargıyı karşı karşıya getiren kim?

Sayın Özel!

Bugün de benzer bir dille taraftarlarını sokağa dökmekle iktidarı tehdit eden kim?

Yine aynı kişi, sayın Özel!

Bugün 45. Asliye hukuk Mahkemesinin verdiği karar, 15 Eylül'de şaibeli kurultay kararını da etkileyecektir şüphesiz. Zira kurultayı şaibeli hale getiren 18 delegenin oyu idi. Oysa şimdi İstanbul'dan 196 kişinin delegeliği iptal edildi.

Dolayısıyla, pavyonda yapılan rüşvet pazarlığı görüntüleri, CHP'li bazı delegelerin itirafları, şikayetleri eşliğinde bakıldığında 15 Eylül, Özel açısından çok zor geçeceğe benziyor.

Kurultay davasından "Mutlak butlan" kararı çıkarsa sayın Özel yine sokak diyecek, bizi kimse çıkartamaz diyecek ve yokuşa sürecektir büyük ihtimalle.

Ancak kanunlarla yönetilen bir ülke olduğumuz unutulmamalı. Hiç kimse kanunların üstünde değildir.

Mesela; CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, mahkeme kararına rağmen "Binadan çıkmıyorum" derse ne olur?

Hukukçu değilim ama kuvvetle muhtemel

- Kolluk kuvvetleri marifetiyle zorla çıkartılır

Özetle; Adama sorarlar. 'Parti babanın tapulu malı mı?'

Sayın Özel, geçtiğimiz gün Sinop'ta füze denemelerinde balıkların rahatsız olduğunu söyleyerek, balıkçılık literatüründe bir ilke imza atmıştı.

Belli ki balık ve balıkçılığa karşı özel ilgisi var. Eminim bazı günlerde olta atıp balık avlamışlığıda vardır.

Sayın Özel, bu tecrübesine binaen siyaset açık denizinde balık avlamak istiyor ancak "Oltasında yem yok!" 

Yemsiz oltayla balık avlanmayacağını bilecek kadar uzun süre siyaset denizinde bulunan birisi halbuki...

Hülasa; Hamaset ile sesini yükselterek siyaset yapma devri çoktan geçti.

Artık siyaset hizmet ile, proje ile, hukuksal mücadele ile, diplomasi bilimi ile yürütülüyor.

Bunları 24 yıldan beri en güzel şekilde icra eden ve tek seçim kaybetmemiş bir parti ve Dünya kamuoyunda efsane olmuş lideri sayın Erdoğan'a karşı siyaset yapıp başarılı olmak istiyorsan onun kadar büyük bir vizyona, bilgiye, tecrübeye ve yüreğe sahip olman lazım Özgür bey.

Gerisi fasa fiso...

Vesselam...