Milliyetçiliğin tarihi ve bugünkü krizi
Cumhuriyet’in kuruluşundan bu yana milliyetçi damarın siyaset sahnesindeki rolü hiçbir zaman azalmamış, aksine dönem dönem devletin bekası ve milletin birliği için kritik önemde görülmüştür. Özellikle 1960’lı yıllardan itibaren sistemli bir teşkilatlanmayla siyasal bir parti kimliği kazanan milliyetçi hareket, hem Türk milliyetçiliğini koruyan hem de devletin güvenlik politikalarının arkasında duran bir çizgi benimsemiştir.
Ancak zamanla bu hareket, farklı dönemlerde mafyatik yapılarla kurulan ilişkiler, siyasi cinayetler, devlet içindeki kliklerin etkisi ve pragmatist ittifaklar nedeniyle yıpranmıştır. 7,8 oranında oy aldığı bir dönemde, bu destek aslında büyük bir tabanın milliyetçi bir sığınağa ihtiyaç duyduğunu göstermektedir. Fakat böylesi bir desteğin kirli ilişkilerle gölgelenmesi, milliyetçi hareketin tarihî misyonunu zayıflatmıştır.
Bugün artık mesele sadece bir partinin oy oranı değil, milliyetçiliğin siyasetteki konumunun da sorgulanmasıdır.
OLUMLU YANLAR
- Milli Duruşun Temsili: Ölçücüler, Cumhuriyet boyunca devletin bekası söylemini öne çıkararak, milliyetçiliği ayakta tutan bir ideolojik dayanak olmuştur.
- Siyasi İstikrar İçinde Rolü: Koalisyon dönemlerinde ve kritik süreçlerde devletin yanında konumlanarak istikrar sağlayıcı bir işlev gördükleri olmuştur.
- Teşkilatlanma Geleneği: Kökleri güçlü bir teşkilat yapısı kurmuş, gençlik örgütlenmesi üzerinden kitleleri harekete geçirebilmiştir.
- Seçmen Tabanı: 7.8 oy oranı, Türkiye’nin dört bir yanında milliyetçi fikre bağlı ciddi bir seçmen kitlesi olduğunu kanıtlamaktadır.
OLUMSUZ YANLAR
- Mafya ile İç İçe Algısı: Özellikle 1980 sonrası süreçte milliyetçi çevrelerin bazı isimler üzerinden mafyatik yapılarla anılması, hareketin meşruiyetini zedelemiştir.
- Siyasi Cinayetler: Sinan Ateş’in öldürülmesi gibi olaylar, milliyetçi camiada derin yaralar açmış ve toplumun vicdanında onarılması güç bir yara bırakmıştır. Arkasında siyasal bir yapılanmanın olduğuna dair iddiaların üzerine gidilmemesi, güveni zayıflatmıştır.
- İttifaklarla Erime: Güç dengeleri içinde başka partilerle kurulan ittifaklar, bağımsız milliyetçi çizginin bulanıklaşmasına yol açmıştır.
- Liyakatten Uzaklaşma: Parti içinde kadrolaşma süreçlerinde liyakatin değil sadakatin öne çıkması, hareketin kendi gençlerini bile küstürmesine sebep olmuştur.
- Tarihsel Misyonun Erozyonu: Türk milliyetçiliğinin saf, ilkeli ve bağımsız karakteri; günlük siyasal çıkarlar uğruna geri plana itilmiştir.