Gazzeli Gazeteciler Neden Hedefte

YAYINLAMA:

10 Ağustos 2025 tarihinde, düşman ateşi Aljazeera muhabirlerini hedef alarak 6 kişiyi şehit etmiştir. Ekibin başında Eses Eşşerif vardı. Enes Küçük yaşına rağmen, bu soykırımın başladığı günden itibaren hakikati bütün dünyaya ulaştırılması hususunda cephesini hiç terk etmemiştir. Siyonist ölüm makinesi babasına ve ağabeysine isabet etmesine rağmen cephesini ter etmemiştir. Peki, neden bu kadar korkmuşlardı Enes’ten. Enes nasıl bir silah taşıyordu ki aylarca tehdit altında kalmıştır. Evet, bu soruyu cevaplamadan önce, size bir kaç soru sormak istiyorum. 07 Ekim öncesi sayısını bilemediğimiz tüm dünya basın organları Gazze’de aktif bir şekilde çalışıyordu, ama 07 Ekim ile birlikte Gazze’de tek bir yabancı bası organı mensubu kalmamıştır. Saha gerçek sahibine bırakılmıştı. Siyonistler herkesi uyarmıştı, ölümle, zira orada hiç bir basın özürlüğü ya da söz özgürlüğü kalmamıştır. Bugüne kadar Gazze’de 242 gazeteci ve basın mensubu şehit edilmiştir.

Size bir soru daha soruyorum. Aylar önce boşaltılan Refah ve Han Yunus’ta neler oluyor, fikri olan var mı, oradan bir görüntü dahi alamıyoruz, insanların gece gündün duyduğu yıkım ve patlama sesleri dışında bişey bilinmiyor, ancak son günlerde orada bir çadır kent kuruluğuna dair söylentiler var, peki bu söylentilerin gerçek mi değil mi kim bize söyleyecek. İşte bunun için Gazzeli gazeteciler hedefte; çünkü siyonisterin işlediği tüm çirkinlikleri dünyaya duyuruyor ve her yere servis ediyor. Siyonist rejim yaklaşık olarak yüz yıldır üzerinde çalıştığı imajı ve bu uğurda milyarlarca dolarlık bütçelerin harcadığı algı çalışmalarına büyü darbe yemiştir. Bunun temel müsebbibi Gazzeli gazetecilerdir. 

Gazzeli gazetciler tek başlarına şehit olmadılar, önce aileleri, evleri, akrabaları, sevdikleri hedef alında, daha sonra yalnız bırakarak kendilerini şehit ettiler, yani o gazeteciler cephedeyken çok kan kaybettiler ama cepheyi ne pahasına olursa olsun ter etmediler, haikati bütün dünyaya duyurmakta bir dakika dahi geri durmadılar, peki biz ne yaptık, hakikat bize ulaştıkça ne yaptık, cephelerimizi belirledik mi, nöbetlerimizi tuttuk mu, onlara layık olabildik mi, emanetlerine sahip çıkabildik mi, büyük sorular, ama hepsine cevap vermemiz lazım, cevap bulana kadar bu soruları kendi kendimize sormaya devam etmemiz lazım, illaki bir cevabı var çünkü.

Pazar günkü cinayette 6 kişiyi şehit ettiler, dünyaca bilinen Enes’in yanında yine onu gazeteci arkadaşı Muhammed Kreyke şehit düştü, Muhammed’in hikâyesini özetle anlatayım. Muhammed’in babası vefat ediyor, kendisi ve ağabeysi yetim kalıyorlar, anneleri onları büyütür, Siyonistler Muhammed’in ağabeysini öldürü, Muhammed annesiyle yalnız kalıyorlar, Muhammed evleniyor, baba oluyor, gözü gibi yaşlı ve hasta annesine bakıyor, 7 Ekim sonrası yaşanan zorlu yerinden edinmeden dolayı ve iş gereği Muhammed Gazze’nin güneyinde mahsur kalıyor, ailesi Gazze’nin kuzeydin kalıyor, aylar sonra ateşkes sağlandığında, Muhammed ailesiyle buluşuyor ve annesini aramaya başlıyor, zira Muhammed Gazze’nin güneyine gitmeden önce yaşana kargaşada annesi onu aramaya çıkıyor, hasta kadın Şifa hastanesinin oralara ulaşıyor ve maalesef vahşi Siyonistler onu soğukkanlılıkla öldürüyor, Muhammed günler sonra annesini buluyor, saçından ve üzerindeki namazlıktan tanıyor, büyük bir acıyla annesini toprağa veriyor ve şehit düştüğü güne kadar annesinin namazlığının hep kucağında taşıyor, zira annesinin kokusunu taşıyan son parçaydı o ve geçtiğimiz Pazar günü aynı yerde Muhammed’i hedef alarak şehit ediyorlar. Muhammed’in çok özel çok sıcak çok samimi bir sesi vardı, Arapça diline çok hâkimdi, sıkılmadan onu saatlerce dinleyebilirsiniz. Muhammed gitti ve bizlere büyük emanetler bıraktı, tıpkı Enes ve diğerleri gibi, eşleri ve yavruları ve elbette cepheyi de.

Gazze’de çocuklar büyüyemiyor, büyümeden o şımarık canavar katil onları hayattan koparıyor, gençler de yaşayamıyor, çocuklarının büyümesine şahit olamıyor, bu ölüm kervanına dur demek lazım, bu katile had bildirmek gerek. Zira biz işlediği katliamları izlerken, kınarken, kahrı perişan olması için dua ederken, Refah ve Han Yunus gibi farklı sahlarda, farklı ölüm tuzakları kurma peşindedir.

 İnanmanızı isterim ki, Gazzeli gazetecilerin tüm çabaları, yaşanan dramın bir kısmını yansıtabilmiştir bugüne kadar, bunu bile çok gören ve bundan rahatsız olan düşmana farklı cephelerin açılması lazım, rahat bırakılmaması lazım, canıyla kanıyla cephede mücadele veren Filistinliye, dünyaya duyurulmak üzere, hikâye cephesinde sıkı sıkı nöbet tutulmalı, elimden bir şey gelmiyor diyenlere cevabım.