Altın düşüyor, borsalar güçleniyor

YAYINLAMA:

Piyasalar, uzun süredir diken üstünde. Her başlık, yatırımcının nabzını değiştiriyor: Jeopolitik krizler, merkez bankalarının kararları, yapay zekâ çılgınlığı ve altyapı yatırımları... Ama bu hafta, özellikle iki gelişme tüm kartları yeniden karıyor: Orta Doğu'da ateşkes ortamı ve küresel ticaret anlaşmaları.

Bu iki gelişme öylesine kritik ki, yalnızca diplomatik sonuçları değil, finansal varlıklar üzerindeki etkileriyle de yankı uyandırıyor. Altının sert düşüşü, Avrupa borsalarındaki toparlanma ve yatırımcı psikolojisindeki değişim bunun en açık göstergesi.

"Güvenli limandan kaçış" ne anlama geliyor?

Son birkaç aydır altın, yatırımcıların en çok rağbet ettiği enstrümanlardan biriydi. Nedeni belliydi: Art arda gelen savaş haberleri, merkez bankalarının sıkı duruşları, faiz belirsizlikleri ve resesyon endişeleri... Fakat şimdi tablo değişmeye başladı.

Ortadoğu’da ateşkes sağlanması ve ABD’nin Çin ile ticaret anlaşması imzalamasıyla birlikte, küresel belirsizlik algısı azaldı. Buna paralel olarak da “güvenli liman” ihtiyacı azaldı. Sonuç? Altının ons fiyatı sadece bugün yüzde 1,72 düşerek 3.255 dolara kadar indi. Son 4 haftanın en düşük seviyesi…

Üstelik sadece bugün değil; bu hafta toplamda yüzde 3’ün üzerinde değer kaybetti. Analistlerin deyimiyle “yatırımcı güveni yeniden riskli varlıklara kayıyor.”

“Altındaki bu düşüş, sadece fiyat hareketi değil; yatırımcının zihin haritasının değiştiğini gösteriyor.”

Bu cümle, uluslararası bir yatırım bankasının bu sabahki analiz raporundan. Yani yatırımcılar artık “korku modundan” çıkıp “fırsat moduna” geçmeye başladı.

Borsalar neden yükseliyor, ne kadar sürecek?

Avrupa borsaları uzun süredir iç karartıcı tablolarla boğuşuyordu. Enerji krizleri, büyüme yavaşlamaları ve siyasi belirsizlikler yatırımcıları tedirgin ediyordu. Ama şimdi ibre tersine döndü.

ABD ile AB arasındaki yumuşama sinyalleri, Almanya’nın dev altyapı harcamaları, NATO’nun büyüyen bütçesi ve özellikle yapay zekâ temelli yatırım rüzgârı Avrupa’da endeksleri yeniden hareketlendirdi.

“Yatırımcılar artık çatışmalardan çok, büyüme fırsatlarına odaklanıyor.”
diye özetliyor bir başka analist. Bu da gösteriyor ki, borsaların yükselişi sadece teknik bir toparlanma değil; yatırımcının geleceğe dair pozitif bir beklenti oluşturduğunun işareti.

Ancak unutmamak gerekiyor: Bu tür dönüşler her zaman kalıcı olmaz. Orta Doğu’da ateşkes kırılgan, ticaret anlaşmaları ise politik konjonktüre bağlı. Yani "güvenli limanlardan uzaklaşmak" kısa vadede kazançlı olabilir ama orta-uzun vadede hâlâ temkinli olmak gerekiyor.

Altının düşmesi, borsaların yükselmesi, yatırımcının artık "risk almak istediği" bir döneme girildiğini gösteriyor. Ancak bu geçici bir iyimserlik mi yoksa yeni bir ekonomik hikâyenin başlangıcı mı, bunu zaman gösterecek.

Şu anda yatırımcılar NATO’nun harcamalarına, Almanya’nın altyapı projelerine, ABD’nin faiz politikalarına ve Çin ile sürdürülen ticaret diplomasisine odaklanmış durumda. Bu başlıkların her biri, borsalar kadar altın fiyatlarını da şekillendirecek potansiyele sahip.

Piyasalarda her ateşkes, yeni bir savaşın sessiz habercisi olabilir. Bu nedenle dalgalı denizde kaptanlar rotasını rüzgâra göre değil, pusulaya göre belirlemeli.