İsrail'in Gazze itirafı

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

İsrail’in emekli Tümgenerali Yitzhak Brik’in, Hamas karşısındaki askeri başarısızlığı açıkça itiraf etmesi, bölgesel dengelere dair önemli ipuçları veriyor. İsrail Ordusunda Şikayet Komitesi Başkanı olarak görev yapan eski Tümgeneral Brik, Maariv gazetesinde "İsrail ordusu Hamas'ı neden yenemiyor?" başlıklı makalesinde, Gazze'deki yıkımın "gerçek bir zaferin elde edilemediğini halktan saklamak için" yapıldığını ifade etti.

İsrail ordusunun Hamas'ı “yenme kapasitesine sahip olmadığını” söyleyen Brik, Gazze'deki yıkımın esasen kamuoyuna yönelik bir algı operasyonu olduğunu vurguluyor. Hamas’ın tünel savaşları ve asimetrik mücadele yöntemleri, konvansiyonel güç üstünlüğünün bölgesel çatışmalarda sınırlı bir etkiye sahip olduğunu bir kez daha ispatlamış durumda.

Bir buçuk yıldır süren operasyonlarda Gazze'nin sadece yüzde 10'luk bir kısmındaki tünellerin yok edildiği belirtiliyor. Demek ki yıllarca anlatılan "mutlak kontrol" hikâyesi bile koca bir hayalden ibaretmiş.

Türkiye’den baktığımızda, Filistin halkının direnişi sadece bir toprak mücadelesi değil; bir onur, bir özgürlük ve iman mücadelesidir. Kudüs’ün, Gazze’nin ve tüm mazlum coğrafyaların sesi, bugün daha gür çıkıyor. Zulümle abat olunmaz; bunu tarih de öğretti, vicdan da.

İsrail halkına gerçeklerin söylenmesi elbette önemli. Ama daha önemlisi, bölgede kan ve gözyaşı yerine barış ve adaletin hüküm sürmesi. Kalıcı bir barış için önce işgalin sona ermesi, hakların teslim edilmesi gerekiyor.

Brik'in ifadeleri, İsrail’in sadece askeri alanda değil, stratejik planlama ve siyasi yönetim düzeyinde de ciddi zaaflar yaşadığını ortaya koyuyor. Personel eksikliği, askeri kabiliyetlerin aşınması ve siyasi liderlik krizleri, İsrail'in uzun vadeli güvenlik mimarisinde ciddi gedikler açmaktadır.

Bu itiraflar, Filistin direnişinin salt bir silahlı mücadeleden ibaret olmadığını; aynı zamanda güçlü bir siyasal irade ve halk desteğine dayandığını teyit etmektedir. Bölgedeki gelişmeler, askeri üstünlüğün tek başına kalıcı barış ve istikrar sağlayamayacağını, aksine adil ve kapsayıcı siyasi çözümlerin kaçınılmaz olduğunu bir kez daha göstermektedir.

Brik’in açıklamaları, yalnızca İsrail'in sahadaki zaaflarını değil, Ortadoğu’da güç projeksiyonu yapan aktörlerin karşılaştığı yapısal sınamaları da gözler önüne seriyor. Gazze’deki direniş, bölgesel ve küresel güç dengeleri açısından dikkatle izlenmesi gereken bir örnek teşkil etmektedir.

Gazze’nin enkazlarının altından yükselen ses, zafer marşı değil, adalet çağrısıdır. Biz de buradan, Türkiye'den, yürekten bir ses veriyoruz: Zulüm ile abad olunmaz!