İnsan kalitemiz düşüyor!
Bugün hiç haber seyretmedim.
Gündemi yoklayıp, ince analizler yapmadım.
Zaten bilindik, tanıdık ve alıştığımız günceller.
Yaşım gereği 12 Eylül darbesi de dahil birkaç darbe girişimi, Milli Cephe koalisyonu dahil, Ecevit'in "Karaoğlan" Olduğu dönemi, Süleyman Demirel'in "Benzin vardı da biz mi içtik" Günlerini, Özal dönemini ve ondan sonrasını yaşamış birisiyim.
Günceller değişse de gündem değişmiyor bizde!
Atıfta bulunduğum zamanlardan bu yana ülkemizin bir numaralı sorunu her zaman "Akçe ve akçeli işler" Olmuştur.
Yani ekonomik sıkıntılar ve bu sıkıntılardan kaynaklı mıdır bilinmez ama "Alavere-Dalavere" İddiaları hiç bitmez güzelim ülkemde.
Ekonomik sıkıntılardan kaynaklı mıdır cümlesini açayım hemen; Rüşvet, yolsuzluk, hırsızlık, dolandırıcılık gibi olaylar genellikle ekonomisi kötü olan ülkelerde yoğunlaşır diye düşünürdüm eskiden ama artık öyle düşünmüyorum.
Sorunun kaynağı ekonomik yetmezlik, fakirlik falan değil.
Asıl mesele ahlaki yetersizlik!
İnsani yetersizlik!
Vicdani yetersizlik!
Bir kamu görevlisi düşünün; Örneğin bir şehrin belediye başkanı olduğunu varsayalım.
Ülkemizde siyasete soyunup bir partiden başkan adayı olabilmek zaten belli bir maddi gücü gerektirir.
Bu da yetmez arkanızda zengin ağababaları olmalı ki, siyaseten güçlü olabilesiniz.
Başkan olduğunda zaten belli bir zenginliğe sahip olan birisi neden daha, zengin olmak için dalavere, rüşvet, yolsuzluk gibi şerefsizce eylemlerin içine girer ki?
Hırsızlık gibi adi bir suça bulaşır yetmedi "Hırsızlık çetesi" Kurar?
Faraza bir misal versem de, ülkemiz tarihinde benzer skandallar hep yaşanmadı mı?
Spesifik olmayan hayali bir iddia değil bu, bizatihi yaşanmış ve yaşanan olaylar.
Herhangi bir siyasi partiye odaklamadan genel bir tanımlama yapıyorum. Zira; Hiçbir siyasi parti logosu, partinin tarihi geçmişi ya da liderinin kimliği, parti içerisine odaklanmış hırsızların ve yolsuzların suçlarını örtbas etmeye, aklamaya yetmez.
Sadece kamuda mı?
Sadece yolsuzluk mu?
Hayır!
'A' dan 'Z'ye bir yozlaşma içerisindeyiz maalesef...
Geçenlerde bir dostumla sohbetimizde konu açıldı. Doğu da görev yaptığı dönemden bahsetti. Meşhur "Yeşil kart" Vardı eskiden. Sağlık konusunda henüz ivme kat etmediğimiz dönemde yoksul vatandaşlar sağlık hizmetinden ücretsiz yararlanabilsin diye dönemin hükümeti tarafından çıkartılan bir uygulamaydı.
Bazı aşiret reislerinin veya varlıklı kimselerin yeşil kart aldığını ve jeeplerine binip bedava muayene olmaya gittiklerini ironik şekilde anlattı.
Günümüzde insanların haleti ruhiyesi adeta trafiğe yansımış durumda. En basit yol verme tartışmalarının nasıl kanlı cinayetlere kavgalara dönüştüğünü üzülerek görüyoruz.
Kimse kimseye tahammül etmiyor, sabır tükenmiş ve maalesef hayatın her alanında insanlığın can çekiştiğini görmekteyiz.
Tüm bunların sebebi sadece ekonomik yetmezlik olmamalı!
İnsan kalitemiz giderek düşüyor ve ortaya egoist, bencil ve merhametsiz bir tür çıkıyor...
Bunun sebebi ve çözümü nedir? Sorusu çok kıymetli. Cevabı ise ben de değil maalesef. Bu birçok parametresi olan bir bileşendir ve sualin muhataplarıda sadece bir kurum veya kişi değildir.
Örneğin: Diyanet, yök, belki işçisine hakkını tam olarak vermeyen özel sektör vesaire vesairedir.
Hülasa: İnsan kalitesi yetersizliği MKE standartlarının belirleyebileceği bir şey olmayıp, ülkemiz açısından giderek milli bir güvenlik sorununa dönüşmektedir. Vesselam...