İstanbul’un yeni nefesi Milletin Bahçesi
Cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında İstanbul’un kalbinde yeni bir nefes alanı açıldı: Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ifadesiyle “Denizle toprağın visale erdiği bu muhteşem şehir, yeşilin 1001 tonuyla, ağaçlarla, bahçelerle donatılıyor.”
Bir zamanlar uçakların indiği, kalktığı pistler; artık milyonlarca İstanbullunun soluklanacağı, çocukların oynayacağı, gençlerin spor yapacağı dev bir şehir parkına dönüştü. 1 milyon 215 bin metrekarelik yeşil alanı ve 72 bin metrekarelik kapalı alanıyla Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi, Türkiye’nin en büyük şehir parkı olma özelliğini taşıyor.
Yalnızca bir rekreasyon alanı değil, aynı zamanda bir “afet toplanma merkezi”. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın sözleriyle, “Herhangi bir afet durumunda en az 40 bin çadır kurulabilecek, yüz binlerce vatandaşımızı ağırlayabilecek bir alan.” Bu yönüyle, 6 Şubat depremlerinin ardından şehirlerin dayanıklılığına yapılan güçlü bir yatırım anlamı taşıyor.
Bahçenin içinde 9 sera, 4 sergi alanı, 4 kütüphane, 4 lokanta, 4 çarşı, 4 aşevi, fuar ve konferans salonları, iki külliye, 28 bin kişilik etkinlik çayırı ve 4 bin araçlık otopark yer alıyor. Spor tutkunları içinse 12 tenis kortu, 11 basketbol, 6 voleybol, 6 futbol sahası ve 2 kaykay pisti bulunuyor. Kısacası bu alan, yalnızca bir park değil; İstanbul’un içinde yaşayan bir organizma gibi nefes alacak, üretecek, dinlendirecek.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, açılışta yaptığı konuşmada İstanbul’a olan sevdasını şu sözlerle dile getirdi:
“Aşkımızı yepyeni eserlerle, hizmetlerle, tarihî yatırımlarla göstermeye devam ediyoruz. Tüm sabotaj girişimlerine rağmen İstanbul’umuzu çok daha güçlü bir şekilde Türkiye Yüzyılı’na hazırlıyoruz.”
Ve ekledi: “Betondan ibaret şehir kimliksizdir. Şehri şehir yapan binalar değil, insandır, huzurdur, güvenliktir.”
Bu cümle, yalnızca bir açılış konuşması değil; şehirleşme anlayışına dair bir manifesto niteliğinde. Beton yerine insanı, gökdelen yerine ağacı, rant yerine yaşamı koyan bir vizyonun ifadesi.
Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi aynı zamanda bir hafızanın dönüşümüdür. Türkiye’nin havacılık tarihine tanıklık eden bir alan, bugün çevreyle, doğayla, insanla yeniden buluşuyor. Erdoğan’ın ifadesiyle, “İstanbul’u iş bilmez kifayetsizlerin insafına terk etmiyoruz. Tüm imkanlarımızı İstanbul için seferber etmiş durumdayız.”
Cumhurbaşkanı, şehrin sadece bugünü değil, geleceği için de kararlılık mesajı verdi:
“Gençler, şunu herkes bilsin ki İstanbul bizim göz bebeğimizdir. Bu aziz şehrin bir Fetret Devri daha yaşamasına gönlümüz asla razı değil.”
Bu sözler, sadece politik bir mesaj değil; şehir planlamasında sürdürülebilirlik, kimlik ve insan odaklılık çağrısı.
Atatürk Havalimanı Millet Bahçesi’nin açılışıyla birlikte İstanbul, bir beton pistten doğan bir yeşil vadiye kavuştu. 20 bin metrekarelik rekreasyon alanı, yürüyüş ve bisiklet yolları, pazar yerleri, seralar ve kültürel yapılarıyla bu alan, yalnızca bir park değil şehrin ruhunu yeniden inşa eden bir medeniyet projesi.
Cumhurbaşkanı’nın da söylediği gibi:
“Millet bahçelerimiz eser siyasetimizin en güzel örneklerinden biridir.”
Bugün o eserlerden biri daha İstanbul’un kalbine kazındı.
Ve artık, İstanbul’un yeni nefesi var: Milletin Bahçesi.