SUMUD FİLOSU KAHRAMANLARINA İTHAF OLUNUR…

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Başlık tamam da; Nasıl bir girizgah yapacağımdan tam olarak emin değilim.
Mesela; “İnsanlığın vicdanı, milyarlarca vicdan sahibi insanın Akdeniz de tecelli etmiş yankısı”
Desem olur mu?
-Bu çok klasik, sıradan ve ruhum da neş’et bulan duygularımı tam olarak ifade etmez!
En iyisi “Kal”i salmak!
Yaşar Yavuz’un, çöpe dolanmış kaplumbağanın kurtarılıp tekrar denize salındığında heyecanla haykırdığı gibi “Özgürleştirmek!” Kalemi. Sal gitsin, ne isterse onu yazsın!..
Akdenizin dalgalı sularında özgürleşen sadece kaplumbağa değil aslında. 
44 farklı ülkeden gelen 1000  cesur yürekte, en az kaplumbağa kadar özgür, yalın ve pazarlıksız seyrediyor Akdenizin sularında…
Osman Yüksel Serdengeçti’nin “Tüm dünya umurunu ve tu’li emelini bir dirheme satan adam” tanımlaması, yıllar evvelinden Sumud kahramanları için söylenmiş sanki!
Kimbilir; Belki de büyük üstadın geleceği okuması. Hani kehanet dediği kimilerinin…
“Sebat, azim ve asla vazgeçmemek” anlamına gelen Sumud, başından S harfini çıkardığında “Umud” oluyor.
İlginç bir tevafuk…
Azim, kararlılık ve umud. Akabinde beklenen zafer inşallah…
Sumud Flotilla’yı en başından pür dikkat takip ediyo/rum/ruz. İçerisinde kadim dostum, mirim, pirim sevgili Yaşar Yavuz var.
Sevgili Yaşar ile anlatabileceğim o kadar çok hatıra var ki; Her yaşanmışlıkta onun saf ve vicdan dolu yüreğini müşahade etmişliğim vakidir!
Bir tanesi var ki, nakledeceğim;
“Yaşar Yavuz, Suriye’de iç savaş patlak verdiği andan itibaren Suriyeli mazlumlara imkanı nisbetince yardıma koşarak, üstadın dediği gibi “Kim var dendiğinde sağına ve soluna bakmadan ben varım!” diyen bir karakter yapısına sahip.
Ebu Zekeriya isminde bir Suriyeli misafir, hafta da bir veya daha fazla Referans Gazetesine gelerek, Yaşar hoca eve şu lazım, bu lazım diyerek ihtiyaçlarını sıralar,  sızlanırdı. Yaşar’da cebinde ne kadar para varsa çıkarıp verirdi.
Bir gün dedim; Üstad bu adam hasta falan değil, seni kandırıyor.
Dediğimden birkaç dakika sonra Ebu Zekeriya yine geldi. Yine ihtiyaçlarından bahsetti, Yaşar yine rutinini değiştirmedi ve cebinde bulunan üç beş yüz lirayı çıkarıp tebessüm ederek verdi.
Zekeriya çıktıktan sonra sigarasının bittiğini fark etti. Sigara aldırmak için elini cebine attı baktı ki cep bomboş.
“Reis sigara aldırsana” dedi.
Ardından aramızda hoş bir gülüşme…
Dünyalık ile bütün münasebeti çocuklarının  günlük iaşesi, sigarası ve mümkünse arabasına bir miktar yakıt parası kadar olan Yaşar Yavuz’a selam olsun…
Şahsen tanışmasak da, kendisini İsmail Kılıçaslan ile birlikte yaptığı televizyon programlarından, Yenişafak Gazetesinde yazdığı cesur yazılardan tanıdığımız Ersin Çelik var!
Hergün sosyal mecradan adeta günlük tutar gibi yayımladığı yazılarla bizi an be an bilgilendiriyor Ersin Çelik.
Bazen bir İtalyan kardeşimizin ezan dinleyince gözyaşlarını tutamadığını bazen ilk defa namaz kılan bir kardeşimizden bahsediyor. Biz de burada duygulanıyoruz, gözlerimiz nemeriyor...

“İslam mevcut insan bakiyesinden memnun değil. Kendisine yeni bir insan bakiyesi devşiriyor” sözleriyle, Gazze’de yaşanan soykırıma farklı bir bakış açısı getiren bilge Ayçin Kantoğlu hoca var!
Mazlumların hakkını savunan her eylem de mutlaka var olan Avukat Gülden Sönmez ablamız var!
Ve; Dünyanın her yerinden koşup gelen yüzlerce vicdan sahibi, onurlu “BEN’İ ADEM” var…
İnsan olmanın ancak başkalarının acısını hissetmekle mümkün olabileceğini gösteren, ilan eden ve canlarını hiçe sayarak Akdeniz de yelken açan kahramanlar bu işin sonunda hapis, işkence hatta şehadet olacağını bilerek yola çıktılar.
Bu turistik bir gezi ya da macera yolculuğu değil! Bu cesur yürekli insanlar elbette bunu gayet iyi biliyor.
Bize gelince; Günahlarla bezenmiş beton yığını şehirlerde rutinlerimizi devam ettiriyoruz.
Gazze’de, açlıktan ölen çocukları televizyondan seyredip “Kahrolsun İsrail!” sloganları savurmaya ve İsrail’e sövmeye devam ediyoruz.
Keşkelerle geçip giden günleri sayıp, doğum günlerimizi kutluyor, sabahları geleneksel kahvaltımızı yaptıktan sonra asansör de karşılaştığımız komşumuza günaydın diyoruz, o da bize günaydın diyor…
Bununla birlikte şunu da soylemezsem bize haksızlık etmiş olurum ki; Çeşitli sebeplerden yanınızda olamadık ama biliniz ki, tüm dünyanın özgür vicdanlı halkları ve biz gidemeyenler her an dualarımızla sizinle birlikteyiz. Size dair az kelimeli büyük manalı cümlelerimiz var ve yüreklerimizi yüreklerinize bağladık.
Sizden gelecek zafer müjdesine kilitlendik. Her anınızı takip ediyoruz ve sizin için dünyayı ayağa kaldırmaya hazırız...
Sumud Flotilla’nın yürekli yolcularına bin selam…
Gazze’nin yiğit mukimlerine binlerce selam…
Akdeniz’de özgürleştirilen kaplumbağaya binlerce selam…
Özgür Filistin’e binlerce selam…