Yenidevir Gazetesi Gündem “Zafiyet Yok” İddiasına Sert Tepki! Ali Yerlikaya’dan İstanbul İBB Soruşturmasıyla İlgili Algı Çıkışı

“Zafiyet Yok” İddiasına Sert Tepki! Ali Yerlikaya’dan İstanbul İBB Soruşturmasıyla İlgili Algı Çıkışı

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik “veri sızıntısı” iddiasıyla başlatılan soruşturma kamuoyunda tartışma yaratmaya devam ederken, gündeme oturan yeni bir gelişme siyasetin nabzını yükseltti. Dönemin İstanbul Valisi olan, şu anki İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “Zafiyet yok” dediği yönündeki haberler, gündeme bomba gibi düştü. Ancak Yerlikaya iddialara sert çıkarak, bu haberleri "alçak bir algı operasyonu" olarak nitelendirdi ve kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğini vurguladı.

3 Dakika
Okunma Süresi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik “veri sızıntısı” iddiasıyla başlatılan soruşturma kamuoyunda tartışma yaratmaya devam ederken, gündeme oturan yeni bir gelişme siyasetin nabzını yükseltti. Dönemin İstanbul Valisi olan, şu anki İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’nın “Zafiyet yok” dediği yönündeki haberler, gündeme bomba gibi düştü. Ancak Yerlikaya iddialara sert çıkarak, bu haberleri "alçak bir algı operasyonu" olarak nitelendirdi ve kamuoyunun yanlış bilgilendirildiğini vurguladı.

İBB Veri Sızıntısı İddiası Tekrar Gündemde

Olayın merkezinde, 2020 yılında İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin ABD merkezli bir yazılım firmasıyla yaptığı anlaşma bulunuyor. ABD Ticaret ve Kalkınma Ajansı (USTDA) ile imzalanan protokol kapsamında, İstanbul'un trafik planlamasına yönelik bir yazılım projesi için 5 milyon dolardan fazla hibe sağlandığı belirtildi. Bu hibenin harcanması için ise SAS adlı Amerikan menşeli firma ile çalışıldı.

Ancak kamuoyuna yansıyan bu iş birliği sonrasında çeşitli çevrelerden gelen şikayetlerde, veri güvenliği riski taşıdığı gerekçesiyle söz konusu anlaşmanın “milli güvenlik” açısından sakıncalı olabileceği ileri sürüldü.

Valilikten İçişleri Bakanlığı’na Müfettiş Talebi Gitti

Tartışmaların odağında yer alan konu, vatandaşlar ve bazı kuruluşlar tarafından CİMER üzerinden Valiliğe şikâyet edildi. Bunun üzerine, dönemin İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, 25 Ocak 2021 tarihinde konunun araştırılması için İçişleri Bakanlığı’ndan müfettiş görevlendirilmesini talep etti.

Bakanlık, olayla ilgili “soruşturma değil, araştırma” yapılmasını kararlaştırarak Mülkiye Teftiş Kurulu’nu devreye soktu. Görevlendirilen müfettişlerin hazırladığı 37 sayfalık detaylı rapor, 2022 yılında tamamlandı.

Raporda “İşleme Konulmasına Gerek Yok” Denildi

Raporda yer alan bulgulara göre, hibe kapsamında yapılan yazılım anlaşmasında herhangi bir yasa dışılık veya Cumhurbaşkanlığı’nın Bilgi ve İletişim Güvenliği Tedbirleri Genelgesi’ne aykırılık bulunmadığı tespit edildi. Sonuç olarak, “bir işlem yapılmasına yer olmadığı” sonucuna varıldı ve konu kapatıldı.

İçişleri Bakanlığı, bu raporu 7 Haziran 2022’de İstanbul Valiliği’ne ileterek gereğinin yapılmasını istedi. Valilik de 23 Haziran 2022’de, iddiaların işleme alınmaması yönünde karar verdi.

Ali Yerlikaya’dan Çok Sert Yanıt: “Alçak Algı Çalışması”

Söz konusu belgelerin kamuoyuna yansımasıyla birlikte bazı medya kuruluşları, dönemin İstanbul Valisi Ali Yerlikaya’nın “zafiyet yok” dediği iddiasını gündeme taşıdı. Ancak Ali Yerlikaya, X (eski adıyla Twitter) üzerinden yaptığı açıklamayla bu haberlere sert tepki gösterdi.

İçişleri Bakanı, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:

“Bazı basın yayın organlarında ve sosyal medyada yer alan ‘Ali Yerlikaya zafiyet yok demiş’ içerikli haberlere ilişkin kamuoyunun gerçek bilgilerle aydınlatılması gereği doğmuştur. Mesnetsiz iddiaları dile getirenlerin yaptıkları, tam anlamıyla alçak bir algı çalışmasından ibarettir.

Yerlikaya ayrıca, hiçbir zaman bu konuda şahsi bir “zafiyet yok” beyanında bulunmadığını, sürecin tamamen resmi kanallar ve müfettiş raporlarıyla yürütüldüğünü vurguladı.

Siyasi Yansımalar Derinleşiyor

İçişleri Bakanı’nın çıkışı sonrası gözler hem İstanbul Valiliği’nin o dönemki süreç yönetimine hem de medya üzerinden yürütülen bilgi savaşına çevrildi. Özellikle seçim atmosferinin yaklaşmasıyla birlikte, belediyeler üzerinden yürütülen siyasi tartışmaların dozunun artacağı yorumları yapılıyor.

Siyasi kulislerde, bu tür iddiaların bir taraf için seçim stratejisine dönüşebileceği, diğer tarafta ise hukuki zeminde karşılık bulma ihtimalinin değerlendirilmekte olduğu belirtiliyor.