Venezuela Devlet Başkanı Nicolas Maduro, ABD’nin olası müdahalesine destek verdiğini öne sürdüğü muhaliflere karşı çok sert konuştu. Ülkeye karşı işgal çağrısı yapan isimlerin vatandaşlıktan çıkarılması için anayasal adımlar atılacağını açıkladı.
Venezuela'da siyasi tansiyon bir kez daha zirve yaptı. Devlet Başkanı Nicolas Maduro, son açıklamalarıyla hem ülke içindeki muhalefeti hem de Amerika Birleşik Devletleri’ni sert şekilde hedef aldı. Muhalefetin bazı isimlerinin, ABD’nin Venezuela’ya müdahale etmesini desteklediğini iddia eden Maduro, bu kişilerin vatandaşlıktan çıkarılması için yasal süreç başlatılabileceğini duyurdu.
Maduro’nun bu açıklamaları, ülkedeki siyasi kutuplaşmayı daha da derinleştirirken, uluslararası kamuoyunun da dikkatini yeniden Venezuela’ya çevirdi.
Vatandaşlık tehdidi: “Anayasaya göre mümkün”
Başkan Maduro, isim vermeden konuşsa da, hedefinde uzun süredir hükümet karşıtı tutumlarıyla bilinen iki isim vardı: Leopoldo Lopez ve Maria Corina Machado. Konuşmasında Venezuela Anayasası'nın 130. maddesine işaret eden Maduro, vatandaşlık görevini yerine getirmeyen ve ülkenin bağımsızlığını tehlikeye atan kişilere yaptırım uygulanabileceğini savundu.
Ancak bu iddiaya anayasal bir karşı görüş de mevcut. Çünkü Venezuela Anayasası'nın 35. maddesi, doğuştan Venezuela vatandaşı olan kişilerin vatandaşlıktan çıkarılamayacağını ve bu tarz kararların ancak Yüksek Mahkeme tarafından alınabileceğini açıkça belirtiyor. Dolayısıyla Maduro’nun açıklamaları kadar, bu tehdidin hukuki geçerliliği de tartışma konusu oldu.
Maduro’dan Karayipler mesajı: “ABD’ye karşı birleşelim”
Maduro’nun sert çıkışı sadece muhalefetle sınırlı kalmadı. Ülkenin doğu eyaletlerinden Sucre ve Delta Amacuro’yu ziyaret eden lider, burada yaptığı konuşmada komşu ülke Trinidad ve Tobago’yu da hedef aldı. Bu ülkenin ABD’ye karşı fazla “boyun eğdiğini” dile getiren Maduro, Karayipler’deki halklara birlik çağrısı yaptı.
“Gringoların Karayipler’de savaş çıkarmasına izin vermeyelim. Kardeş halklar olarak birlikte hareket edelim” diyen Maduro, bölgedeki huzurun ABD’nin çıkar hesaplarına kurban edilmemesi gerektiğini savundu.
CIA iddiası ortalığı karıştırdı
Maduro’nun en çarpıcı açıklaması ise ABD Merkezi Haberalma Teşkilatı (CIA) hakkında oldu. Venezuela lideri, CIA’in Trinidad ve Tobago açıklarında konuşlu ABD gemilerine bir saldırı planladığını, bu saldırının suçunun ise Venezuela’nın üzerine atılmak istendiğini iddia etti.
"ABD kendi gemilerine saldırı düzenleyecekti. Suçu kime yıkacaklardı? Elbette bize. Çünkü amaçları, komşu halklar arasında askeri bir çatışmayı meşru göstermekti." sözleriyle konuşan Maduro, bu komplonun Venezüella istihbaratı tarafından fark edilerek engellendiğini öne sürdü.
Bu açıklamalar sonrası sosyal medyada "CIA planı", "Venezuela-ABD gerilimi" gibi etiketler hızla trend olurken, uzmanlar bu iddiaların hem iç politikayı hem de dış ilişkileri etkileyebileceğini belirtiyor.
Muhalefet sessizliğini koruyor
Maduro’nun vatandaşlıktan çıkarma tehdidine karşı henüz muhalefet cephesinden resmi bir açıklama gelmedi. Ancak özellikle yurt dışında yaşayan muhalif liderlerin, bu açıklamalara karşı uluslararası hukuk vurgusuyla bir karşı söylem geliştirmesi bekleniyor.
Ülkede yaklaşan seçim süreci göz önünde bulundurulduğunda, bu gerilimin daha da tırmanabileceği ve Maduro’nun “milli güvenlik” temelli söylemini daha sık kullanabileceği değerlendiriliyor.