Yenidevir Gazetesi Gündem İsviçre’de bahçeden çıkan altın hazine ne kadar değerli? 349 gramlık sikkenin sırrı ortaya çıktı

İsviçre’de bahçeden çıkan altın hazine ne kadar değerli? 349 gramlık sikkenin sırrı ortaya çıktı

İsviçre'de sıradan bir kazı, tarihin tozlu raflarından çıkan mücevher niteliğinde bir hazineyi gün yüzüne çıkardı. İkinci Dünya Savaşı öncesinde bir koleksiyonerin toprağa gömdüğü yüzlerce altın ve gümüş sikke, yıllar sonra yeniden ortaya çıktı. Üstelik bu koleksiyon sadece maddi değil, tarihi anlamda da büyük değer taşıyor.

3 Dakika
Okunma Süresi

İsviçre'de sıradan bir kazı, tarihin tozlu raflarından çıkan mücevher niteliğinde bir hazineyi gün yüzüne çıkardı. İkinci Dünya Savaşı öncesinde bir koleksiyonerin toprağa gömdüğü yüzlerce altın ve gümüş sikke, yıllar sonra yeniden ortaya çıktı. Üstelik bu koleksiyon sadece maddi değil, tarihi anlamda da büyük değer taşıyor.

Toplamda yaklaşık 500 parçadan oluşan bu koleksiyon, İsviçre'nin saygın müzayede evlerinden birinde açık artırmaya çıkıyor. Ama dikkatleri üzerine çeken asıl parça, 17. yüzyıla ait 349 gramlık dev altın sikke oldu.

“Altın Dev” lakaplı sikkenin başlangıç fiyatı: 1 milyon İsviçre frangı

Müzayede kataloğunun en kıymetli yıldızı olan bu 349 gramlık altın sikke, 100 dukalık nadide bir eser. Tarihçiler tarafından "Altın Dev" olarak anılan sikkenin, müzayede başlangıç fiyatı tam 1 milyon İsviçre frangı olarak belirlendi. Türk lirası karşılığı ise yaklaşık 52 milyon TL.

Bu devasa sikke, 1629 yılında Prag’da basılmış ve üzerinde Habsburg Hanedanı’nın önemli isimlerinden Ferdinand III’ün portresi yer alıyor. Kenarındaki Latince yazı ise sikkede tarihsel ve siyasi bir mesaj barındırıyor: "Tanrı'nın lütfuyla Macaristan ve Bohemya Kralı."

Naziler gelmeden önce bahçeye gömülen koleksiyon

Peki bu tarihi servet nasıl yıllar boyunca yerin altında kaldı? Hikâyenin izleri, 1930’lu yıllara, Avrupa’nın karanlık günlerine kadar uzanıyor. İsviçreli varlıklı bir koleksiyoner, Nazilerin işgal korkusuyla büyük titizlikle topladığı sikkeleri evinin bahçesine gömdü. Önce küçük kağıt torbalara konan paralar, ardından puro kutularına yerleştirildi. Son aşamada ise metal kutularla toprağın altına bırakıldı.

Ancak planlanan her şey gibi gitmedi. Alman birliklerinin İsviçre sınırına dayandığı günlerde koleksiyoner felç geçirdi ve kısa bir süre sonra hayatını kaybetti. Eşi, bu gizli hazinenin varlığından uzun yıllar boyunca kimseye bahsetmedi. Ta ki 1990’lı yıllarda aile üyeleri arasında yapılan bir konuşmada, bahçedeki gömüden söz edilene kadar...

Kimliği gizli tutulan satıcı: “Gezgin Koleksiyonu” adını neden aldı?

Müzayede evi yetkilileri, koleksiyonun sahibiyle ilgili detayları açıklamaktan özellikle kaçınıyor. Bu gizemli yaklaşım, koleksiyonun daha da ilgi çekici hale gelmesine yol açtı. Arturo ve Giuliano Russo kardeşler, bu benzersiz arşive “Gezgin Koleksiyonu” adını verdi.

Adının bu şekilde seçilmesinin sebebi ise sikkelerin Avrupa'nın dört bir yanından toplanmış olması. İtalya’dan Almanya’ya, Avusturya’dan Fransa’ya uzanan bu koleksiyon, kıtanın farklı dönemlerine ışık tutan nadide örnekler içeriyor. Her bir parça, sadece bir yatırım ürünü değil; aynı zamanda tarihî bir belge niteliği taşıyor.

350 gram saf altınla prestij inşa eden kraliyetler

Koleksiyonun yıldızı olan 100 dukalık dev sikke, dönemin kraliyetleri için sıradan bir para birimi değil, prestij göstergesiydi. Bu tür ağır altın sikkeler, günlük alışverişte kullanılmaz; yalnızca kraliyet hazinelerinde, diplomatik hediyeleşmelerde veya büyük anlaşmaların sembolü olarak saklanırdı.

Ferdinand III döneminde bastırılan bu sikke, hem siyasi güç simgesi hem de ekonomik değer göstergesi olarak kabul edilirdi. Tarihçiler, bu tür sikkelerin yalnızca birkaç adet basıldığını ve günümüzde çok az örneğinin hayatta kaldığını söylüyor.

Altın ve tarih meraklıları için fırsat kapıda

Açık artırma henüz başlamışken, koleksiyon şimdiden koleksiyonerler, tarih araştırmacıları ve müzeler arasında büyük ilgi uyandırmış durumda. Uzmanlara göre bu sikkeler sadece yatırım için değil, aynı zamanda kültürel mirasın korunması adına da ciddi bir öneme sahip.

“Gezgin Koleksiyonu” içindeki altın ve gümüş sikkelerin her biri, Avrupa tarihinin farklı dönemlerinden izler taşıyor. Antik dönemden barok çağa, Napolyon sonrası yıllardan sanayi devrimine kadar birçok dönemin izleri, bu küçük ama değerli metallerde saklı.