Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı bünyesindeki Dezenformasyonla Mücadele Merkezi (DMM), son günlerde sosyal medyada dolaşıma sokulan dikkat çekici bir iddiayı yalanladı. Bazı hesaplar ve platformlarda gündeme gelen, “Türkiye ile Çin arasında 3 milyon Uygur’un Türkiye’ye getirileceğine dair bir anlaşma yapıldığı” yönündeki iddiaların asılsız ve gerçekle bağdaşmayan bilgiler içerdiği açıklandı.
DMM: "İddialar Tamamen Asılsızdır"
Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, resmi sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı açıklamada, söz konusu haberlerin gerçeği yansıtmadığını, herhangi bir resmi görüşme ya da anlaşmanın da bulunmadığını net ifadelerle duyurdu. Yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi:
“Çeşitli sosyal medya mecralarında 'Türkiye ile Çin arasında 3 milyon Uygur'un Türkiye'ye getirileceğine dair bir anlaşma yapıldığı' yönünde ortaya atılan iddia tamamen asılsızdır ve dezenformasyon içermektedir. İddia edildiği şekilde Türkiye ile Çin arasında herhangi bir anlaşma ya da görüşme yapılmamıştır.”
Sosyal Medyada Geniş Yankı Uyandırmıştı
İddianın ortaya atıldığı saatlerden itibaren sosyal medya platformlarında geniş bir yankı uyandırdığı ve bazı kullanıcılar tarafından doğruluğu teyit edilmeden paylaşıldığı görüldü. Konunun hem uluslararası ilişkiler hem de hassas etnik dengeler açısından önemli olması nedeniyle, DMM’nin hızlı şekilde müdahale etmesi, bilgi kirliliğinin önüne geçme açısından dikkat çekici bulundu.
Kamuoyuna Çağrı: "Resmi Kurumları Takip Edin"
DMM’nin açıklamasında ayrıca, bu tür konulara ilişkin kamuoyunun yalnızca resmi kaynaklardan yapılan açıklamalara itibar etmesi gerektiği vurgulandı. Açıklamanın devamında şu ifadeler yer aldı:
“Kamuoyunun, uluslararası hassasiyet taşıyan bu tür konularda yalnızca resmi kurumların açıklamalarını esas alması, gerçeği yansıtmayan, spekülatif iddialara itibar etmemesi büyük önem taşımaktadır.”
Uygur Meselesi ve Türkiye-Çin İlişkileri
Uygur Türkleri meselesi, uzun yıllardır hem uluslararası kamuoyunda hem de Türkiye-Çin ilişkileri çerçevesinde dikkatle izlenen bir konu olarak öne çıkıyor. Türkiye, zaman zaman insan hakları çerçevesinde Uygur Türklerine yönelik hassasiyetini dile getirse de, iki ülke arasında bu konuda resmi bir göç anlaşması yapılmadığı DMM açıklamasıyla bir kez daha teyit edilmiş oldu.
Dezenformasyonla Mücadele Artıyor
Son dönemde artan dijital bilgi kirliliği ve sosyal medyada dolaşıma giren yanıltıcı içeriklere karşı Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi, farklı konularda da benzer açıklamalar yaparak kamuoyunu bilgilendirme görevini üstlenmiş durumda. Kurum, sadece iç siyasete dair değil, aynı zamanda uluslararası ilişkileri ilgilendiren konularda da hızlı müdahale politikası izliyor.
Sonuç: Bilgi Kirliliğine Karşı Resmi Kaynaklara Güven
Bu örnek bir kez daha gösteriyor ki, özellikle uluslararası meselelerde doğruluğu teyit edilmemiş bilgilerin yayılması, hem kamuoyunda yanlış algıların oluşmasına neden oluyor hem de diplomatik ilişkilerde istenmeyen sonuçlara yol açabiliyor. Bu nedenle, vatandaşların resmi açıklamalara dayanmayan spekülatif içeriklere karşı dikkatli olması ve bilgileri güvenilir kaynaklardan doğrulamadan paylaşmaması büyük önem taşıyor.