Orta Doğu’da tansiyonun son haftalarda yeniden yükseldiği bir dönemde, beklenen açıklama ABD’nin Türkiye Büyükelçisi Tom Barrack’tan geldi. İsrail ve Suriye arasında ateşkes anlaşması yapıldı. Söz konusu anlaşmanın, Türkiye başta olmak üzere Ürdün ve diğer bölge ülkelerinin de bilgisi ve onayıyla şekillendiği duyuruldu. Bu gelişme, hem diplomatik hem de askeri dengeler açısından yeni bir sayfa açabilir.
İsrail-Suriye ateşkesi, son günlerde Süveyda bölgesinde yaşanan çatışmaların ardından bölgeye yönelik artan uluslararası endişeler doğrultusunda geldi. ABD’li yetkililer, bu ateşkesin sadece çatışmaları durdurmakla kalmayıp, aynı zamanda bölgesel istikrarın yeniden inşasına da zemin hazırlamasını umuyor.
Tom Barrack’tan Açıklama: Yeni Bir Suriye Kimliği İnşa Edilmeli
ABD Büyükelçisi Tom Barrack, yaptığı basın açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
“İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ve Suriye Devlet Başkanı Ahmet el-Şara, Türkiye, Ürdün ve diğer komşuların desteğiyle kapsamlı bir ateşkese onay verdi. Bu sadece geçici bir sessizlik değil, aynı zamanda gelecekteki birlik için bir fırsattır.”
Barrack ayrıca, Suriye halkına yönelik mesajında “Dürzileri, Bedevileri, Sünnileri ve diğer azınlıkları silahları bırakıp birleşik ve barışçıl bir Suriye kimliği inşa etmeye çağırıyoruz” dedi. Açıklama, özellikle ülkede yıllardır süren iç çatışmaların etnik ve mezhepsel fay hatlarında derin izler bıraktığını bir kez daha hatırlattı.
İsrail’in Suriye’ye Yönelik Saldırıları Ne Zaman Başladı?
İsrail ile Suriye arasında yaşanan son gerilim, 13 Temmuz’da Suriye’nin güneyindeki Süveyda bölgesinde patlak veren yerel çatışmalarla tırmanmaya başladı. Dürzi gruplar ile bedevi Arap aşiretleri arasında çıkan silahlı çatışmalar, kısa sürede İsrail’in dikkatini çekti.
İsrail, Dürzi topluluklara Şam yönetimine karşı destek vereceğini açıklarken, Suriye rejimi bu durumu ülkenin iç bütünlüğüne yönelik bir tehdit olarak değerlendirdi. Süveyda’daki bu gelişmelerin ardından İsrail ordusu Şam’a yönelik hava saldırıları düzenledi. Bu saldırılar bölgede tansiyonu doruğa çıkardı.
Ateşkesin Ardındaki Diplomatik Çaba: Türkiye ve Ürdün’ün Rolü
ABD Büyükelçisi’nin açıklamasına göre, bu ateşkes sürecinde sadece İsrail ve Suriye değil, aynı zamanda Türkiye ve Ürdün gibi bölgesel aktörler de etkili oldu. Özellikle Türkiye’nin arabuluculuk rolü ve ateşkes sürecine diplomatik destek vermesi dikkat çekti.
Barış girişiminin arka planında, uzun vadede sadece çatışmaları durdurmak değil, aynı zamanda Suriye’de etnik gruplar arasında uzlaşı zemini oluşturmak hedefleniyor. Bu da ateşkesin sadece askeri değil, aynı zamanda siyasi bir anlam taşıdığına işaret ediyor.
Ateşkesin Geleceği Ne Olacak? Kalıcı Barış Mümkün mü?
Ateşkesin yürürlüğe girmesiyle birlikte gözler şimdi tarafların bu anlaşmaya ne kadar sadık kalacağına çevrildi. Uzmanlar, İsrail ve Suriye arasında kalıcı barış için daha fazla diplomatik girişim gerektiğini vurgularken, silahların susmasının ilk ve kritik bir adım olduğunu belirtiyor.
Bölge analistlerine göre, ateşkesin kalıcılığı için tarafların provokatif adımlardan kaçınması ve uluslararası gözlem mekanizmalarının oluşturulması şart. Özellikle Dürzi, Bedevi ve Sünni toplulukların da sürece dahil edilmesi, iç barışın temellerini oluşturabilir.