Doha Zirvesi 2025: Birlik Olmadan Dirlik Olmaz

YAYINLAMA:

Katar’ın başkenti Doha’da bugün açılışı yapılan Arap-İslam Olağanüstü Zirvesi, bölgede yıllardır süren sessizliğin kırıldığı bir döneme işaret ediyor. Bu gelişme, Türkiye’nin zirvedeki duruşu ve Sn. Dışişleri Bakanı Hakan Fidan’ın dikkat çeken konuşması, İslam dünyasında yeni bir dayanışma ruhunun başladığını gösteriyor.

Krizlerin Ortasında Doha 2025

Bugün Katar’ın başkenti Doha’da tarihi bir gün yaşanıyor. 6–7 Aralık’ta düzenlenen Doha Forum 2025, dünyayı ilgilendiren krizlerin tartışıldığı bir buluşma olarak sadece konuşmayı değil; somut adımlar atma çağrısı yapıyor. Misyonundaki. “Adalet Harekete Geçiyor: Vaatlerden İlerlemeye” teması, küresel sorunlara artık sessiz kalınamayacağının mesajını veriyor.. 

Nitekim Doha’da son günlerde, küresel siyaset ve politika, ekonomik gidişat, güvenlik mimarisi, insani krizler gibi hassas gündemler masaya yatırılıyor. Forumda sadece büyük devletler değil; akademisyenler, düşünce kuruluşları, sivil toplum temsilcileri ve uluslararası uzmanlar yer alıyor. Temel amaç ise bu, sorunları yalnızca  masa başında tartışmakla kalmayıp, sözleri ve kararları gerçek eylemlere dönüştürmek.  

Artık uluslararası alanda herkes biliyor ki; krizlerle dolu bir dünyada sadece nutuk çekmek yetmez. Eşitsizlikler, çatışmalar, mülteci draması, ekonomik adaletsizlik, iklim krizi… Bunlar; konuşulsun, unutulsun diye değil; somut aksiyon alınsın diye var. Doha Forum 2025’in teması da bu: Vaatlerden öteye, gerçeğe.  

Türkiye için de bu forum oldukça özel bir anlam ifade ediyor.. Çünkü hem bölge hem de küresel meselelerde aktif diplomasi diyorsak; bugünün değil, yarının sorunlarına kafa yormak şart. Halihazırda hala devam eden insani krizler, hassas dengeler ve jeopolitik karmaşa süreçleri de forum için odak konuları arasında bulunuyor.

Forum Türkiye ve Bölge İçin Neyi Değiştirir?

Doha Forum 2025, sadece bir konferans değil; bir dönemin habercisi olabilir. Global riskler, bölgesel krizler, insani felaketler…Özellikle Türkiye gibi ülkeler için bu tür platformlar, hem sesi duyurmak hem de çözüm sunmak bakımından kritik görünüyor. 

2010 yılından itibaren başta insani krizler, savaş, göçmen dalgaları gibi konular gündemdeyken; diplomasi ve işbirliği artık lüks değil aksine zorunluluk haline dönüştü. Zira her geçen gün farklı bölgelerde yeni krizler ve savaş planları meydana geliyor. Kalıcı olarak çözülebilmiş sorunlar da oldukça az. Özellikle İsrail’in yayılmacı politikaları ve hamleleri hız kesmeden devam ediyorken bölgenin güvenliğinin korunması oldukça zor duruyor. Bundan dolayıdır ki Doha’da “adalet, işbirliği, sürdürülebilirlik ve eşitlik” vurgusunun güçlü olması, birlikte çözüm üretme misyonu için bu ortak bakışı güçlendiriyor.  

Ayrıca Türkiye ve bölgedeki diğer ülkeler için bu forum, aynı zamanda yeni bir sorumluluk da demek: “Söz değil, icraat.” Eğer bu ses sahada yankı bulursa hem bölge hem küresel dengeler yeniden şekillenebilir. Mevcut sorunlar çözülebilir ve olası gelecek problemler in ortak önlemler alınabilir.

Gerçek Değişim, Gerçek Eylemle Gelir

Doha Forum 2025’in mesajı net: Dünya artık sadece tartışma değil; adalet, eşitlik, güvenlik ve kalkınma için somut adımlar istiyor. Bunun için ise ister ekonomi olsun, ister insan hakları, ister küresel krizlerle mücadele olsun bugün ihtiyaç olan en önemli şey, kâğıt üstünde kalmış bildiriler değil; üretilen ve önerilen fikirlerin saha da ve masa da ortak duruş ile eyleme geçirilebilmesidir. Nitelim uygulanan politikalar, somut çözümler, insan hayatını koruyacak kararlar bölgesel sorunların çözülmesinde en önemli denklemi yapılandıracaktır.  Eğer bu denklem kurulur, ortak irade gösterilir, forumdaki güzel sözler yalnızca salonlarda kalmazsa; Doha Forum 2025, tarihsel bir milat olabilir. Çünkü mesele sadece bugün değil yarını da inşa etmektir.