NOTLAR

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

I
Düşüncemiz Fikir Hareketidir

Fikirlerin iğdiş edilerek, insanın mankurtlaştırıldığı, robot haline getirildiği günümüzde egemen olduğunu ilan eden anlayışlar, yeryüzünde muktedir olduklarını ilan ederek, gökyüzünde kendilerince hakimiyetini ifade eder, durur olmuştur.

Yeryüzünü kana, insanı acıya, vicdanları hüzne, insanı gözyaşına boğan anlayışlar, kendinden başka herkesi yok edilmesi gereken fazlalık bilmektedir.

II

Yeryüzündeki nimetlere kendisini rızk veren ilan edenler, bir tarafta insanlığı açlığa, susuzluğa mahkûm ediyor, kanla gözyaşına boğuyor, adaletle haklılığı ortadan kaldırarak yüz yılın vahşetine figüran kıldıkları aparatlarla insanlık tarihindeki en kanlı cinayetlere, katliamlara imza atıp, övünüp durmaktadır.

Bu tür kökeni belli, insanlık hasmı, vicdanların katillerini bilmemek mümkün değildir.

Toprağa düşen can, damlayan kan, yanaktan damlayan yaş, çekilen acı, duyulan  hüzün, yaşanan dram, şehir, devlet, coğrafya fark edilmeksizin bizimdir.

Dillerini bilmesek, inançları farklı, coğrafyaları değişik, tanışmamış olsak dahi yeryüzünde her insanın, canlının, çevrenin kendi yaşamına ait hakları mahfuz, nazarımızda.


III

Kurucusu olduğumuz Şehir Araştırmaları Merkezi düşüncesi, yeryüzünde insanlığın barış, huzur içinde yaşaması, her türlü haklarının, dillerinin, topraklarının, yer altı- yerüstü zenginliklerinin korunması dahil olmak üzere  taraftarı olacak bir fikir hareketi yönünü de taşımaktadır.

IV

İnsan- Şehir-Medeniyet birlikteliğinde toprağa düşen tohumun kabuğunu çatlatması, gün ışığına "merhaba" demesi için su lazımsa insanlığın döktüğü gözyaşı kurumuşsa, kanla büyüse toprak buna doymuşsa yapılacak ne varsa üzerimize düşen, varlığımızla buna hazırız.

Tek gülle bahar gelmez imiş.

Bir gül, nice baharın hatırlatıcısıdır.

Suya hasret toprakta yetişen gül, kuraklığı ortadan kaldıracak yağmurdan, barandan habersiz olamaz.

Öncelik,  gönlümüzdeki kuraklığı ortadan kaldırmak, fikirdeki var oluşu gerçekleştirmekle mümkündür.

V

Çağ, çağrısı ebedî, mesajı soylu, var oluşu muhterem fikrin bekleyicisidir.

Yeryüzü zalimin zulmünden, istilasından, vahşetinden kurtarılmadıkça, her insan esaretin paslanmış zincir halkalarını çocuklarına ortak miras şeklinde devreder.

Biz, insan-şehir-medeniyet ilişkileri içinde söyleyecek sözü varsa konuşmaya gayret içinde olmaya çalışıyoruz.

Doğruları yanlışlar içinde ifade, çağın hükmeden küresel-global adına ne denilirse,  hakikati gölgeleme stratejisidir.

Unutulmamalıdır ki haklılık, zalimin, zulmedenin nazarında korkunun mührüdür.

Dün olduğu gibi günümüzde birçok ülkenin, şehrin durumu ortadadır, insanının durumu bilinmektedir, içinde yaşayan canlı -cansız, hayvanatla nebatatla nasıl yok olduğu aşikârdır. Bu vahîm manzara saklanamaz, gizlenemez, yapılanlar ört-bas edilemez durumdadır.

Şehri yapan insan yoksa, medeniyetin yaşanacağı şehirler ayakta kalamaz.

Bunu bilmedikçe medeniyet, şehir çığırtkanlığı, filozofça ve hikemli sözler ifade etmenin bir hükmü olamaz.

Şehir Araştırmaları Merkezi'ni parçadan bütüne doğru zengin bir merkez haline getirme uğraşısında iken, olana ve bitene uzak değiliz, yaşanan sıkıntılara bî-gâne kalmadık.

Anlaşılmamak, anlaşılmak istenmeme bizde olduğu gibi dünyada bir hastalıktır.

Bizim cephemizde tek başına olsak dahi doğruyu usul ve erkân dairesinde ifade etmek, yanlışlara dikkât çekme, üzerimize düşen mesuliyet, kaleme verilen görev, hayatımıza renk veren vazife, varlığımızın idrâki, yaşamamızın sorumluluğu, insan olmanın gereğidir.

Belki kısa sürecek yaşantıdan yarına bizi insanlık nezdinde hatırlanır kılacak bu merkez anlayışı zaman içinde unutulabilir. Bu ideale gönül vermiş olanların ufuktaki karanlığı ortadan kaldıracak, yerini aydınlıkla  dolduracak meşalelerden biri de Şehir Araştırmaları Merkezi olacaktır.

Bu medeniyeti yeniden ihya hareketine katkı sunacak her çaba insanlık nezdinde tarafımızdan daima muhterem, aziz, kıymetli, değerli bilinmektedir.