“Türkiyesiz denklem kurulamıyor”

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın İstanbul Kongre Merkezi’nde düzenlenen Türkiye Yüzyılı Buluşmaları Kapanış Programı’nda yaptığı konuşma, hem iç politikaya hem dış politikaya yönelik önemli mesajlar içeriyordu. Erdoğan, bir kez daha net konuştu:
“Suriye'den Gazze'ye kadar hiçbir yerde Türkiyesiz denklem kurulamıyor.”

Bu cümle aslında Türkiye’nin son 20 yılda izlediği stratejik dönüşümün kısa bir özetidir. Artık sahada da, masada da var olan, denklemin dışında bırakılması mümkün olmayan bir Türkiye’den söz ediyoruz.

Milletle beraber, 81 ilde aynı heyecan

Cumhurbaşkanı Erdoğan konuşmasında, muhalefetin masa başında siyaset üretme alışkanlığına karşı, sahada, milletle iç içe bir siyaset yürüttüklerinin altını çizdi:
“Ana muhalefet partisi ülkemizi yabancılara şikayet programı düzenlerken biz 81 ilimizde gerçekleştirdiğimiz programlarda milletimizle kucaklaştık.”

Gerçekten de son aylarda yürütülen Türkiye Yüzyılı buluşmaları, Erdoğan’ın ve AK Parti kadrolarının doğrudan halkla temas ettiği bir “saha siyaseti” hamlesi oldu. Yüzbinlerce vatandaşla doğrudan temas kuruldu. Türkiye Yüzyılı vizyonu, kürsüde anlatılan bir metinden ibaret değil; Anadolu’nun dört bir yanında halkın sofrasına, tarlasına, atölyesine taşınan bir gelecek iddiası hâline geldi.

Jakobenlerin değil, milletin partisi

Erdoğan’ın şu sözleri partinin ruhunu yeniden hatırlattı:
“AK Parti yönünü de yolunu da milletin belirlediği partidir. Bugüne kadar ne yaptıysak halk için yaptık. Jakobenleri semtimize uğratmadık.”

AK Parti’nin siyasette en güçlü olduğu anlar, milletin değerleriyle uyum içinde olduğu dönemlerdir. Bu partinin yükselişinde en büyük pay, “halka rağmen değil, halkla beraber” yürüyen siyaset anlayışına aittir. Erdoğan’ın “Jakobenleri semtimize uğratmadık” cümlesi, bu anlayışın özeti gibidir.

Oyunları bozulanlar, duvara toslayanlar

Cumhurbaşkanı’nın dış politika vurgusu ise yine netti:
“Pek çok oyun oynadılar. Muhalefetteki aparatlarını da kullanarak her yolu denediler. ‘Türkiye'nin ekseni doğuya kayıyor’ dediler. Bütün iddialarda duvara tosladılar.”

Evet, Türkiye artık edilgen bir ülke değil. Libya’dan Azerbaycan’a, Karadeniz’den Doğu Akdeniz’e kadar sahada varlığını hissettiren bir güç. Bugün Gazze’de yaşanan zulme karşı en gür ses Ankara’dan yükseliyorsa, bu tesadüf değil; yıllardır adım adım inşa edilen stratejik vizyonun sonucudur.

Erdoğan’ın “Türkiyesiz denklem kurulamıyor” ifadesi sadece bölgesel değil, küresel bir gerçeği anlatıyor. Artık hiçbir ülke, Ortadoğu’da, Kafkasya’da veya Doğu Akdeniz’de Türkiye’yi dışlayarak barış ve istikrar planı kuramıyor.

Terörsüz Türkiye, huzurlu gelecek

Cumhurbaşkanı konuşmasının son bölümünde ise terörle mücadeleye vurgu yaptı:
“Meselelerin en başında ülkemizi terör musibetinden kurtarmak bulunuyordu. Kurtardık mı, kurtardık. Önce terörsüz Türkiye’yi ardından da terörsüz bölgeyi evlatlarımıza kazandıracağız.”

Bugün Türkiye sınırları içinde artık terör örgütlerinin hareket alanı kalmadıysa, bu kararlı mücadelenin eseridir. Ama Erdoğan’ın da dediği gibi, mücadele bitmedi: “Allah’ın izniyle bu tuzaklara düşmeyeceğiz.”


Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlılığı, halkın desteğiyle birleştiğinde Türkiye’nin önünde artık çok daha güvenli, çok daha güçlü bir yol haritası var.

Türkiye artık seyirci değil, oyun kurucu. Artık başkalarının planlarında yer arayan değil, kendi planını dünyaya kabul ettiren bir ülke.

Ve evet, Erdoğan’ın dediği gibi:
“Suriye'den Gazze'ye kadar hiçbir yerde Türkiyesiz denklem kurulamıyor.”
Bu sadece bir söz değil, artık bir gerçeğin adı.