Gazze’de soykırımın durması

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Filistin halkı için bir nefes alma fırsatıdır. Yaralarını sarmak, acılarını anlamak, ve kayıplarını toparlamak için kısa bir ara.

Yetmiş binden fazla şehit verildi. Çoğu doktor, gazeteci, hoca, kadın ve çocuktu. İki yüz bin kişi yaralandı. Binlerce kişi esir alındı. Maddi, manevi ve bilimsel kayıplar çok büyüktü.

Bu, Filistin tarafının yaşadığı acıdır.

Ama öte yandan, Netanyahu ve aşırı sağcı hükümetinin planladığı etnik temizlik komplosu da başarısız oldu. Çünkü Gazze halkını yerinden edemediler. 

Filistin halkı, onuruyla direndi. 

Ve dünyaya kahramanlığın ne demek olduğunu gösterdi. Netanyahu’nun geri adım atmasında birkaç önemli neden vardı.

Birincisi, Filistin halkının kahramanca direnişi.

İkincisi, Gazze’de direnişi yok etme girişiminin başarısızlığı. 

Ve üçüncüsü, esirleri zorla değil, uluslararası diplomasiyle geri almak zorunda kalması.

Ayrıca, uluslararası dayanışma hareketi büyüdü.

Dünyanın dört bir yanında insanlar sokağa çıktı. 

Bu küresel dayanışma öylesine güçlüydü ki, ABD Başkanı Donald Trump bile etkisini kabul etti.

Trump, Netanyahu’ya açıkça şunu söyledi:

“Bütün dünyayla savaşamazsın.”

Peki, savaşın tamamen durması için hangi garantiler var?

Üç ana garanti var:

Birincisi, Filistin direnişinin kararlılığı.

İkincisi, uluslararası dayanışma hareketinin devam etmesi.

Üçüncüsü ise, Arap ve Müslüman kardeşlerimiz,

Türkiye ve bazı yabancı ülkelerin arabuluculuk çabaları. Trump’ın rolü de önemli. 

Eğer ABD, bölgedeki çıkarlarının bu kanlı savaşın bitmesine bağlı olduğunu anlarsa, Trump Netanyahu’yu anlaşmaya uymaya zorlayacaktır.

Çünkü ABD, İsrail’e kırk milyar dolardan fazla silah yardımı yaptı. İsrail’e iki yıl verildi.

Amaç, Filistin halkını yok etmekti. Fakat başaramadılar.

Bunun yerine, dünya çapında bir uyanış başladı.

İsrail ve ABD uluslararası alanda yalnızlaştı.

BM Genel Kurulu’nda ve Güvenlik Konseyi’nde bunu gördük. ABD, diğer 14 ülkeye karşı tek başına kaldı.

Bazı müttefik ülkeler, halklarının baskısıyla Filistin’i tanımak zorunda kaldı.

Ama dikkatli olmalıyız. Netanyahu hilekâr bir siyasetçidir. Çıkarları için her şeyi yapabilir.

Fakat savaşı yeniden başlatması artık çok daha zor.

Çünkü İsrail ağır ekonomik kayıplar yaşıyor.

Savaşın maliyeti yüz milyar doları geçti.

Uluslararası alanda benzeri görülmemiş bir izolasyon yaşıyorlar.

İçeride ise orduya asker bulmakta zorlanıyorlar.

Gazze’ye yönelik saldırılarda İsrail’in kayıpları, 1967 savaşının üç katına ulaştı.

Bu, sadece Gazze’ye karşı verilen bir savaşta oldu.

Yine de bazı zamanlarda, ateşkese rağmen saldırılar sürüyor.

Filistinliler arasında fitne yaratmaya çalışıyorlar.

Bu, yenilginin getirdiği intikam arzusundan kaynaklanıyor.

Ve derin bir ırkçılığın göstergesidir.

Netanyahu savaş suçlarından dolayı Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde yargılanacaktır.

Çünkü bu kadar yıkımın başka bir açıklaması yoktur.

Gazze’de evlerin yüzde doksanından fazlası yıkıldı.

Şehirler —Beyt Hanun, Refah, Cebaliye, Beyt Lahya—

neredeyse tamamen yok oldu.

Bu sadece intikam değil, Filistinlileri insan olarak görmeme hastalığıdır.

Ama Filistin halkı, varlığını ve insanlığını dünyaya kanıtladı.

Artık İsrail, dünya genelinde izole olmuş durumda.

Kim hayal ederdi ki, her gün iki milyon İtalyan Filistin’le dayanışmak için sokaklara çıkar?

Kim düşünürdü ki İspanya, İsrail’le ticari ve askeri ilişkilerini tamamen keser?

Kolombiya kömür ihracatını durdurur?

Tüm bunlar halkların baskısı sayesinde oldu.

Dünyanın dört bir yanından gelen Özgürlük Filosu, canlarını tehlikeye atarak Gazze’ye ulaştı.

Hepsine teşekkür ediyoruz. Ve adalet için mücadelelerinin devamını diliyoruz.

Filistin halkının mücadelesi savaşla bitmemeli.

Amaç, sadece ateşkes değil, adaletin tamamen sağlanmasıdır.

Filistin özgürlüğüne kavuşana kadar bu mücadele sürmelidir.

Son olarak,

Filistin halkının birleşmesi gerekiyor.

Tüm gruplar tek bir liderlik altında toplanmalı.

Halkın seçeceği, bağımsız bir Filistin devleti kurulmalıdır.