İki Devletli Çözüm

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Geçtiğimiz günlerde tarihi anlara şahitlik ettik. Birleşmiş Milletler çatısı altında İsrail-Filistin çatışmasının önüne geçmek için bir konferans düzenlendi. Biliyorsunuz ki bu konferans normalde daha erken tarihte düzenlenecekti, ancak ABD ertelenmesini talep etmişti. Nihayet 22 Eylül'de bu konferans tamamlandı. Konferans, Suudi Arabistan-Fransa önderliğinde yapıldı.
ABD, İtalya ve Almanya zirveye katılmadı. Almanya ve İtalya, gariptir ki daha yakın zamanda yaşananları inkâr edecek duruma geldi. Bundan yaklaşık 90 sene önce Yahudilerin Almanya, İtalya sokaklarında kollarında işaretli bantlarla gezdiğini bütün dünya biliyordu. Bu insanlık suçunu işleyenler, bugün aynı suçu hayata geçirenleri eleştirmeyi bırakın, destekler nitelikte. Tabii dün Yahudilere yapılan zulmün, bugün Yahudiler tarafından Müslümanlara yapılması da ayrı bir olay. Sorsanız, Yahudilere her birinin içinde hâlâ yara. Ancak bugüne bakarsanız aynı soykırım Filistin’e yapılıyor. Hem de İsrail tarafından.
ABD’ye biraz daha anlam verebiliyorum. Bugün Ortadoğu’daki asıl müttefiki olan İsrail’i desteklemek onun en büyük hakkı. Ölen Müslüman. Bugün aynı olay Hristiyanlara, Yahudilere karşı yapılsaydı bakalım ABD nasıl bir yaklaşım izleyecekti.
Daha önceden Macron zaten Filistin’i tanıyacağını belirtmişti. Belçika, Monako Prensliği de aynı kararı verdiler.
Avustralya, Portekiz, Kanada ve İngiltere yine Filistin’i tanıyan önemli ülkelerden.
Mahmud Abbas’a vize vermediklerinden dolayı görüntülü katılım sağladı. ABD vize vermedi. İki devletin arasındaki savaşın bitmesi için Birleşmiş Milletler toplandı, ancak Mahmud Abbas vize alamadı… Fıkra bu kadar...
Bir diğer dikkatimi çeken olay da ABD’de Trump’ın geçeceği güzergahta yollar kapanmış. O saatlerde Macron da yolda. Polis Macron’a yol vermiyor. Macron da esprili bir dilde Trump’ı arayarak “Yolumu sen geçeceğin için kapattılar.” diyor. Şimdi bu olayların Fransa’nın Filistin’i tanıdığı vakitlerde gerçekleşmesi tesadüf mü? Normal vakitlerde bu yapılan büyük bir ayıptır. Bir devlet başkanının yolunu kesmek, diplomatik olarak nezaketsiz bir olaydır. Her şeyi planını önceden yapan ABD sizce Macron’un geçeceği güzergâhı ve saati bilmiyor muydu?
Daha önceden de Avrupa’nın çoğunluğunun İsrail’in bu yayılmacı politikasından rahatsız olduğunu söylemiştim. ABD, Avrupa ile bir yol ayrımında.
Birleşmiş Milletler’e üye olan 193 ülkenin yüzde 80’i Filistin’i tanıyor. Bugün gelinen noktaya bakarsak önemli bir yol kat edildiğini düşünüyorum. Bu süreci bir oyalama olarak değil de Orta Doğu’daki İsrail hareketlerinin bir tehdit olarak algılanmaya başlandığı vakitler olarak görüyorum. Biz her ne kadar bilsek de Avrupa bunun yeni yeni farkına varıyor.
Gün gelir bu savaş biter. Bitmeyecek konu çoktan belli aslında. Birleşmiş Milletler daha önce de İsrail’in işgal ettiği topraklardan çıkması gerektiğini söylemişti. Ancak İsrail bu kararları dinlemedi. Şimdi de bu sınırı ne kadar genişletecekler, nerelerde nasıl anlaşacaklar; bunların her biri ayrı bir tartışma konusu...