Trump’tan Sonra Kirk: ABD’de Muhafazakârlar Neden Hedef Alınıyor?

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

11 Eylül 2025 tarihinde ABD’nin Utah Valley Üniversitesi’nde şok bir saldırı gerçekleşti. Aşırı radikal fikirleri ile bilinen Turning Point USA’nın kurucusu ve muhafazakâr gençliğin en bilinen isimlerinden biri olan Charlie Kirk, “American Comeback Tour” konuşması sırasında tek bir atış sonucu boynundan vuruldu. Tüm dünyanın gözü önünde gerçekleşen saldırı, ABD’nin güvenlik krizini yeniden gözler önüne serdi. Amerikanın emniyet teşkilatı olan FBI olayın hemen ardından geniş çaplı bir operasyon başlatsa dahi ilk iki gün sonuç alamadı ve bu durum, süper güç olarak tanımlanan ABD’nin küresel imajına büyük bir darbe indirdi.

Esasen ABD’nin siyasi tarihinde suikastlar yeni değil. Öyle ki 22 Kasım 1963’te Dallas’ta Başkan John F. Kennedy de faili hala meçhul bir suikast sonucu vurularak öldürüldü. Ayrıca Kennedy bir Demokrat olarak liberal politikalarıyla tanınsa da yapılan suikast, Washington’un kendi liderini bile koruyamadığını gösterdi. Benzer şekilde 13 Temmuz 2024 tarihinde de Pennsylvania eyaletinin seçim mitinginde Donald Trump kulağından vuruldu, refleks eseri hayatta kaldığı belirtildi. Ancak bu olay Amerikan güvenliğinin eskisi gibi olmadığını da tüm dünya tarafından tartışmaya açmış oldu. Ve şimdi, 11 Eylül 2025’te Utah’ta Charlie Kirk’ün öldürülmesi, farklı ideolojiler ve farklı dönemler üzerinden aynı gerçeği doğruluyor: ABD kendi siyasi figürlerini dahi artık koruyamıyor mu! 

Nitekim Kirk’ün hedef alınması, Trump’la olan yakınlığı göz önünde bulundurulduğunda popülaritesi şaşırtıcı değil. Hatta birkaç gün önce Trump’ın Pentagon’u “Savaş Bakanlığı”na dönüştürmesi, büyük uyuşturucu kartellerine, LGBT lobisine ve toplumsal yozlaşma olarak tanımladığı eğilimlere karşı ciddi bir savaş açması, hem içeride hem dışarıda sert tepkiler toplamıştı. Bu söylemin en ateşli savunucusu olan Charlie Kirk, Trump’ın özellikle genç kitle arasındaki yüksek sesi olmuştu. Dolayısıyla Trump’a yapılan suikast girişiminden aylar sonra sağ kolu sayılabilen Kirk’ün vurulması, tesadüfün ötesinde bir zincir halkası gibi okunmalı.

Saldırıdan günler sonra kesinleşen saldırının faili olarak 22 yaşındaki Tyler Robinson FBI tarafından gözaltına alındı. Belirtildiği üzere failin, Utah’ta yaşayan eski bir öğrenci olan Robinson’ın çatı katından keskin nişancı tüfeğiyle ateş ettiği, olay yerinde bulunan mermi kovanlarının üzerine antifaşist ve sol söylemli mesajlar kazıdığı açıklandı. Suikastın ardından Robinson ağırlaştırılmış cinayet ve hatta idam cezası alması talebiyle karşı karşıya kaldı. Şüphelinin teşhis edilmesi, babasının FBI’ın yayınladığı güvenlik kamerası görüntülerinden oğlunu tanımasıyla mümkün oldu. Buna rağmen kamuoyunda FBI’ın başarısızlığına dair tartışmalar da ciddi ölçüde alevlendi. Hatta bazı çevrelerde, Papa’nın özel kanallar üzerinden şüpheliye dair ihbar göndererek Robinson’un bulunmasına en büyük katkıyı sağladığı iddia edildi. Resmî olarak doğrulanmayan bu söylenti, Amerikan güvenlik kurumlarının çaresizliğini simgeleyen yeni bir dedikoduya ve öfkeye de dönüştü.

Yine de suikastin arkasında kimin veya kimlerin olduğu sorusu hâlâ tartışılıyor. Çünkü Kirk, uyuşturucu kartellerine karşı sert söylemleriyle tanınıyordu. Bu nedenle Meksika sınırında yükselen şiddet ortamının suikastı tetiklemiş olabileceği de öne sürülüyor. Bununla birlikte Kirk, LGBT lobisine yönelik ağır eleştirileriyle de sürekli gündemdeydi ve tam bu konu üzerinde konuşurken saldırının gerçekleşmesi oldukça dikkat çekici bulundu. Ayrıca Amerikan devlet mekanizması içindeki rahatsız unsurların ve yapıların Trump’ın militarist dönüşümüne karşı sembolik bir mesaj vermek istemiş olabileceği ihtimali de göz ardı edilmiyor. Ek olarak Kirk’ün siyonizm ülkesi İsrail’in ve Netanyahu’nun en ateşli savunucularından biri olması, saldırının İsrail karşıtı unsurlar tarafından yapılmış olabileceğini de gündeme getirdi. Zira Gazze Soykırımı hala devam etmekte ve insani yardım faaliyetlerin engellenmeye devam ediyor.

Fakat en güçlü hipotez, Tel Aviv’in ABD’den daha fazla destek istemesine zemin hazırladığı için İsrail açısından dolaylı bir fayda da doğuruyor. Suikast’in Mossad tarafından işlenmiş olabileceğine dair çok geniş bir görüş kitlesi hala var. Dolayısıyla bu tablo bütüncül olarak, Washington’un güvenlik imajını yerle bir ediyor. Çünkü ABD, yıllardır Vietnam’dan Afganistan’a, Irak’tan Latin Amerika’ya kadar müdahalelerini “güvenlik sağlama” söylemiyle meşrulaştırmıştı. Ancak Kennedy, Trump ve şimdi de Kirk, Amerika’nın kendi iç güvenlik açığının kurbanları olarak tarih sahnesinde yerini almış oldu. Ayrıca FBI’ın her defasında halktan yardım istemesi, zaman zaman Papa ihbarı gibi söylentilere mahkûm kalması, süper güç imajını tamamen sarsıyor. Ki kendileri de bunu dile getiriyor ve iç savaş çıkma ihtimalini konuşuyorlar.

Elbette bu olay sonucu ortaya çıkan gelişmelerin küresel yansımaları da büyük olacaktır. Zira Kennedy suikastı sonrası ABD’nin Vietnam bataklığı derinleşmişti. Trump’a yapılan saldırı seçim atmosferini sertleştirdi. Şimdi Kirk’ün ölümü, ABD iç siyasetinde kutuplaşmayı daha da artıracaktır. 

Amerikan toplumunda muhafazakârların kendilerini hedefte hissetmesi, liberal kesimlerin ise güvenlik zaafını iktidara karşı kullanması, 2026 temsilciler meclisi seçimlerine giden bu süreçte siyasi atmosferi de daha da zehirleyecektir. ABD, kendi iç güvenlik krizini çözemediği sürece, hem içeride toplumsal barışı sağlamakta hem de dışarıya güvenlik ihraç etme iddiasını sürdürmekte zorlanacaktır. Çünkü tarihten de yola çıkarak bilindiği üzere iç düzeni sağlayamayan devletler dış düzende de başarısız olurlar. 

Sonuç olarak Charlie Kirk suikastı, Kennedy’nin Dallas’taki ölümüyle başlayan, Trump’ın Pennsylvania’da vurulmasıyla devam eden ve şimdi Utah Valley’de yaşanan saldırıyla güncellenen Amerika’nın bitmeyen güvenlik paradoksunun son halkası olmuştur. Nitekim ideolojiler ve figürler farklı olsa da, sonuç değişmiyor: ABD kendi toplumundan gelen suikastlere karşı savunmasız ve bu savunmasızlık artık sadece iç siyasetini değil, küresel düzendeki yerini de tehdit ölçeğine taşıdığını ortaya koyuyor.