Çinli Otomobil Devleri Türkiye’ye Geliyor: TOGG’la El Ele Yeni Bir Dönem

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Bazen bir haber çıkar ve o haber sadece bugünü değil, geleceğimizi de şekillendirir. İşte Çinli otomobil üreticilerinin Türkiye’ye yönelmesi tam olarak böyle bir haber. The Economist bile yazmış: Avrupa Birliği Çinli elektrikli araçlara ek vergi koydukça, Çinli devler Türkiye’yi merkez seçiyor. BYD’nin 1 milyar dolarlık yatırımı, Chery’nin Samsun’da fabrika kurma hazırlıkları, binlerce kişiye iş imkânı… Bu satırları okuyunca, içimden “işte Türkiye için fırsat kapısı” dedim.

Ama bu hikâyeyi eksik bırakmamak lazım. Çünkü Türkiye bu yatırımları sadece “dışarıdan gelen devler” sayesinde değil, kendi otomobili TOGG sayesinde de daha güçlü karşılıyor. Eğer TOGG sahaya çıkmamış olsaydı, Türkiye’nin otomotivdeki ağırlığı bambaşka olurdu. TOGG, aslında bu hikâyenin en güzel arka planı.

İstihdam, teknoloji, umut

Şimdi düşünün: BYD’nin kuracağı fabrika yıllık 150 bin araç kapasitesiyle 5 binden fazla kişiye iş verecek. Chery, Samsun’da yıllık 200 bin araç üretecek tesis için kolları sıvadı. Bu rakamlar sadece sayılar değil; hayatlara dokunan gerçekler. Üniversiteden yeni mezun bir mühendis, ustalık öğrenen bir teknisyen, iş arayan bir genç… Artık “hayallerim için yurtdışına gitmeliyim” demek zorunda kalmayacak. Çünkü dünya markaları Türkiye’ye geliyor.

Üstelik mesele sadece iş değil. Bu yatırımların içine Ar-Ge merkezleri de giriyor. Yani Çinli üreticiler yalnızca araç getirmiyor; teknolojiyi de, know-how’u da Türkiye’ye taşıyor. Bu da demek oluyor ki, yarının mühendisleri dünyayla aynı dili konuşacak, aynı teknolojiyi üretecek.

TOGG’un açtığı yol

Benim gözümde bu tabloda TOGG’un çok özel bir yeri var. Çünkü TOGG, Türkiye’ye “biz de yaparız” dedirten projeydi. Yıllarca “yerli otomobil hayal” dendi, ama Gemlik’teki fabrikadan çıkan TOGG’lar bugün yollarda. Şimdi Çinli üreticilerin Türkiye’yi seçmesinde, bu cesaretin de payı var. Onlar da görüyor: Türkiye artık otomotivde sadece tüketici değil, üretici.

TOGG’un attığı bu adım, Çinlilerin yatırımıyla birleşince çok daha büyük bir ekosistem oluşacak. Bir tarafta Türkiye’nin yerli markası, diğer tarafta dünyanın dev üreticileri… Bu sinerjiden kim kazançlı çıkacak? Elbette Türkiye. Çünkü yan sanayi güçlenecek, batarya üretiminden yazılıma kadar birçok yerli firma bu ağın içine girecek.

Avrupa’ya açılan köprü

Avrupa Birliği’nin ek vergileri Çinlilerin elini kolunu bağladı. Onlar da Türkiye’ye geliyor çünkü bizde hem gümrük birliği avantajı var hem de coğrafi olarak Avrupa’nın tam kapısındayız. Bu tabloyu iyi okuyabilirsek, Türkiye yalnızca Çinli markaların üretim merkezi değil, Avrupa’ya açılan en stratejik köprü olacak. Yarın Avrupa sokaklarında dolaşan araçların çoğu “Made in Turkey” etiketi taşıyacak. Bu, ihracat gelirlerimiz için de büyük bir sıçrama demek.

Türkiye’nin otomotiv geleceği

Bugün baktığımda şunu çok net görüyorum: Türkiye’nin otomotivde önünde iki büyük şansı var. Birincisi TOGG gibi kendi markamızın yükselmesi, ikincisi ise dünyanın devlerinin yatırımlarıyla ülkenin üretim merkezi haline gelmesi. Bu ikisini birleştirdiğimizde ortaya sadece fabrikalar değil, bir otomotiv devrimi çıkıyor.

Evet, yol uzun. Evet, zorluklar var. Ama bu yatırımlar, TOGG’un yollara çıkışıyla birleşince, Türkiye’nin 10 yıl sonra bambaşka bir noktaya geleceğini düşünüyorum. Belki de 2035’te “Türkiye, Avrupa’nın en büyük elektrikli otomobil üreticisi” diye manşetler göreceğiz.

Ben bütün bu gelişmeleri büyük bir gururla takip ediyorum. Çünkü bu sadece bir yatırım haberi değil; bir milletin geleceğini şekillendiren adımların haberi. Çinli otomobil devleri Türkiye’ye geliyor, TOGG kendi yolunda ilerliyor… İkisi birleşince Türkiye, küresel otomotivde yeni bir güç olarak doğuyor.

Ve ben inanıyorum: Bir gün çocuklarımız, “Türkiye’nin otomotivde yükselişi o yıllarda başlamıştı” diye anlatacak. İşte o yıllar, tam da bugünler.