PKK’nın Avrupa kadrosu bütün halde fesih kongresine katılmak için Kandil’e gitti. Örgütün, Öcalan’ın çağrısıyla 40 yıllık kanlı sayfayı bu hafta kapatması bekleniyor.
TOLGA SAÇIKARALI /YENİDEVİR GAZETESİ ÖZEL HABER
Türkiye’nin 40 yılı aşkın süredir mücadele ettiği, on binlerce cana ve büyük ekonomik kayıplara mal olan PKK terör örgütü için tarihî sona gelindi. Örgütün Avrupa’daki kilit isimlerinin geçtiğimiz hafta Kandil’e ulaştığı öğrenildi. Geniş güvenlik önlemleri altında gerçekleşen bu yolculuk, PKK’nın kendisini feshetme kararı alacağı “Tarihi Kongre” için yapıldı. Uluslararası gözlemcilerin de davet edildiği kongreyle birlikte, örgütün resmen silah bırakması ve dağılma sürecine girmesi bekleniyor.
Kandil’de toplanacak olan kongrenin, PKK tarihindeki en kritik toplantı olması bekleniyor. PKK’nın silah bırakması, sadece Türkiye için değil, bölge için de yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Özellikle Irak ve Suriye sınırlarında istikrarın sağlanması, milyonlarca insanın geleceğini doğrudan etkileyecek.
PKK terör örgütü için tarihî sona gelindi. Örgütün Avrupa’daki önemli isimleri geçtiğimiz hafta Kandil’e ulaştı. Geniş güvenlik önlemleri altında gerçekleşen bu yolculuk, PKK’nın kendisini feshetme kararı alacağı “Tarihi Kongre” için yapıldı. Kongreyle birlikte, örgütün resmen silah bırakması ve dağılma sürecine girmesi bekleniyor.
Almanya, Fransa, İsveç ve Belçika başta olmak üzere Avrupa’nın çeşitli ülkelerinde yıllardır faaliyet yürüten PKK’nın üst düzey yöneticileri, uzun süren diplomatik temasların ardından Kandil’e geçiş yaptı. İsimleri güvenlik gerekçesiyle gizli tutulan bu isimlerin, 40 yıllık çatışmalı süreci sona erdirecek deklarasyonu hazırlamak üzere Irak’ın kuzeyindeki Kandil Dağı’nda örgüt yönetimiyle bir araya geldiği öğrenildi.
Yenidedir’in güvenilir kaynaklardan edindiği bilgilere göre, söz konusu toplantının ardından örgüt, tüm birimlerine silah bırakma ve faaliyetlerini durdurma talimatı geçecek. Son yıllarda Türkiye’nin kararlı askeri ve diplomatik mücadelesi, PKK’yı zayıflattı. Türkiye, Suriye ve Irak’taki operasyonlar örgütün harekat alanını daralttı. Terörsüz Türkiye projesi de bu sürecin üzerine geldi.
Kandil’de toplanacak olan kongrenin, PKK tarihindeki en kritik toplantı olması bekleniyor. PKK’nın silah bırakması, sadece Türkiye için değil, bölge için de yeni bir dönemin başlangıcı olacak. Özellikle Irak ve Suriye sınırlarında istikrarın sağlanması, milyonlarca insanın geleceğini doğrudan etkileyecek.
Uzmanlar, bu sürecin dikkatle yönetilmesi gerektiğine dikkat çekerek, “Silahlı bir yapının siyasete ya da sivil alana kayması kolay değildir. Ancak devletin rehberliği ve kararlı adımları, bu geçişin sağlıklı biçimde gerçekleşmesini sağlayabilir” diyor. PKK’nın feshedilmesiyle birlikte Türkiye’nin en büyük yaralarından biri kapanıyor. Geriye, barış içinde yaşanacak bir gelecek inşa etmek kalıyor.
TERÖRSÜZ TÜRKİYE: TARİHİN YÜKÜNDEN GELECEĞİN UMUDUNA
Anadolu’nun kaderi, bin yıldır birlikte yaşamaya dair yazılmış bir hikâyedir.
Türk’üyle, Kürt’üyle, Arab’ıyla, Çerkez’iyle bu topraklarda acı da sevinç de ortak yaşandı.
Cumhuriyet’in ilk yıllarından bu yana pek çok zorluk aşıldı, ama bir yara vardı ki on yıllar boyunca içimizi kanattı: Terör.
Özellikle 1980’lerden itibaren büyüyen ve on binlerce cana mal olan bu karanlık dönem, milletimizin ortak hafızasında derin bir iz bıraktı.
Bugün, “Terörsüz Türkiye” projesiyle tarihi bir eşikteyiz.
Yalnızca bir güvenlik politikası değil, bir toplumsal barış çağrısıdır bu proje.
Sınırlarımızın ötesinden gelen silahların sustuğu, evlatların toprağa düşmediği, anaların yas tutmadığı bir ülke hayal değil artık.
Bu hayalin ete kemiğe bürünmesi, sadece devletin değil, toplumun tüm kesimlerinin iradesiyle mümkün oluyor.
Tarih, bize şunu öğretti: Terör, kardeşliği hedef alır.
Birlikte yaşama kültürünü zayıflatmak, halkları birbirinden koparmak ister. Ama biz, bin yıllık ortak geçmişimizin, Halep’ten Van’a, Diyarbakır’dan Edirne’ye uzanan ortak kaderin mirasçılarıyız.
Bu bağ, nefretle değil şefkatle örülmüştür.
Kürt’ün acısı Türk’ün yüreğine, Türk’ün sevinci Kürt’ün hanesine dokundu hep.
Terörsüz Türkiye, işte bu ortaklık bilincinin siyasi ve sosyal karşılığıdır.
Bu proje, sadece bir silah bırakma süreci değil; geçmişin travmalarından geleceğin huzuruna geçişin adıdır.
Bugün artık yeni bir sayfa açılıyor. Gençler, artık eline silah değil kalem almak istiyor.
Analar, çocuklarını dağa değil okula göndermeyi arzuluyor.
Bu sessizlik, korkunun değil umudun sessizliği. Devletin kararlılığı ve halkın teveccühüyle bu defteri kapatmak mümkün.
Terörsüz Türkiye, bir ütopya değil; sabır, adalet ve kardeşlik temelinde inşa edilen bir gelecek vizyonudur.
Ve bu topraklar, barışa her zamankinden daha hazır.