Türkiye, Suriye’deki SDG yapılanmasına yönelik tutumunu netleştirerek, yıl bitmeden ciddi bir kırılma yaşanacağının sinyalini verdi. Güvenlik kulislerinde konuşulanlara göre, SDG'nin Suriye ordusuna entegre olması için son 25 güne girildi. Aksi halde Türkiye, bekletilen büyük bir operasyonun startını verebilir. Ankara, terör örgütü olarak tanımladığı SDG’nin kendini feshetmeden orduya karışmasını kabul etmeyeceğini açıkça ifade ediyor.
SDG Üst Yönetimine Veto: Türkiye’nin Kırmızı Çizgisi Belli
Güvenlik kaynaklarından gelen bilgilere göre, SDG'nin bireysel düzeyde Suriye ordusuna katılması bir ihtimal olarak değerlendirilse de üst yönetimin Şam hükümetinde yer alması kesinlikle reddediliyor. Ankara’nın bu noktadaki kararlılığı hem diplomatik hem de askeri kulislerde güçlü şekilde yankı buluyor.
Türkiye’nin net mesajı şu: “Ya bireysel geçişler olur, ya da masayı terk ederiz!” SDG’nin, ABD desteğiyle sürdürdüğü varlığını sürdüremeyeceğini düşünen yetkililer, artık sürecin sonuna gelindiğini ifade ediyor.
Türkiye ve Suriye Aynı Masada: Ortak Operasyon Masada
Öne çıkan gelişmelerden biri de, Türkiye’nin Suriye hükümetine “olası operasyon” için destek vereceğini duyurması oldu. Hatırlanacağı üzere, 10 Mart Mutabakatı ile başlayan diplomatik yakınlaşma, son haftalarda askeri iş birliklerine de dönüştü. Türkiye, sınır güvenliği ve bölgesel istikrar adına sahada daha aktif olacağının sinyallerini verirken, Suriye ordusuyla koordinasyon halinde hareket etmeye başladı.
Kaynaklara göre bazı bölgelerde hâlâ direniş gösteren unsurlar bulunsa da, süreç sonunda tüm yapı Suriye ordusuna entegre edilecek. Bu noktada Türkiye’nin rolü ise “kritik destek sağlayıcı” olarak öne çıkıyor.
ABD ile Suriye İlk Kez Aynı Cephede: DEAŞ Operasyonu Dönüm Noktası Oldu
SDG’nin elindeki kartlar da bir bir etkisini yitiriyor. Geçtiğimiz hafta, Suriye hükümeti ilk kez ABD ile DEAŞ’a karşı ortak bir operasyon düzenledi. Bu gelişme, bölgede dengeleri ciddi şekilde değiştirdi. Türkiye, Irak, Ürdün, Suriye ve Lübnan’ın DEAŞ’a karşı ortak harekât merkezi kurduğu belirtilirken, Türkiye'nin bu merkezde aktif personel desteği verdiği de öğrenildi.
İddialara göre merkezde görev yapan Türk ve Suriyeli askerler, ortak eğitim faaliyetleri yürütüyor. Hatta ikinci eğitim grubunun Türkiye’de eğitime başlaması an meselesi.
“Türkiye’siz Bu Bölgede Başarı Mümkün Değil” Mesajı Net Verildi
Ankara, bölgesel iş birliklerinde vazgeçilmez aktör olarak öne çıkıyor. ABD’nin, son dönemde Türkiye ile hareket etme isteği artarken, Gazze, Suriye ve Ukrayna-Rusya krizlerinde de Türkiye ile koordinasyon arayışı dikkat çekiyor. Güvenlik kaynakları, “ABD 10 yıldır anlatmaya çalıştığımızı yeni anlamaya başladı. Türkiye’siz bu bölgede hiçbir adım atılamaz” diyerek, bölgedeki güç dengelerinin Ankara ekseninde şekillendiğini vurguluyor.
Şam’da Kritik Temas: Bayraktaroğlu Zirvesi Gündem Yarattı
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Selçuk Bayraktaroğlu’nun Şam’da gerçekleştirdiği temaslar da sürece farklı bir boyut kazandırdı. Suriye Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı ile yapılan görüşmelerin ardından, Türkiye-Suriye Ortak Harekât Merkezi’nde yapılan incelemeler dikkat çekti.
Bayraktaroğlu’nun, Suriye Cumhurbaşkanı Ahmed Şara tarafından kabul edilmesi, bölgedeki diplomatik rüzgârların yönünü yeniden belirliyor. Bu görüşmede Genelkurmay 2. Başkanı Orgeneral Levent Ergün’ün de yer aldığı belirtildi.
Suriye'de Yeni Dönem: İmar, Ekonomi ve Bölgesel İş Birliği
Suriye’de iç savaş sonrası yeniden yapılanma çabaları hız kazandı. Güvenlik kaynaklarına göre, önümüzdeki dönemde Türkiye, Körfez ülkeleri ve Mısır, Suriye’nin yeniden ayağa kalkması için ekonomik ve altyapı anlamında aktif rol oynayacak.
Sistemin oturması zaman alacak olsa da, ABD’nin uyguladığı yaptırımların gevşetilmesiyle birlikte süreç hızlanabilir. Özellikle Cumhurbaşkanı Ahmed Şara’nın uluslararası destek alması, Suriye’nin önümüzdeki yıllarda daha dengeli bir yapıya kavuşmasının önünü açıyor.