Yenidevir Gazetesi Gündem Şener Üşümezsoy’dan İstanbul Depremi Yorumu: “Korkulacak Bir Durum Yok, Asıl Tehlike Ege’de!”

Şener Üşümezsoy’dan İstanbul Depremi Yorumu: “Korkulacak Bir Durum Yok, Asıl Tehlike Ege’de!”

İstanbul açıklarında meydana gelen 3.7 büyüklüğündeki deprem sonrası endişeler artarken, Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’dan rahatlatan açıklama geldi. Üşümezsoy, Karadeniz’in deprem açısından Türkiye’nin en sakin bölgesi olduğunu belirterek, asıl riskin Ege hattında olduğunu vurguladı.

3 Dakika
Okunma Süresi

İstanbul açıklarında meydana gelen 3.7 büyüklüğündeki deprem sonrası endişeler artarken, Jeoloji Uzmanı Prof. Dr. Şener Üşümezsoy’dan rahatlatan açıklama geldi. Üşümezsoy, Karadeniz’in deprem açısından Türkiye’nin en sakin bölgesi olduğunu belirterek, asıl riskin Ege hattında olduğunu vurguladı.

“3.7’lik Deprem Oldukça Küçük, Panik Yapmaya Gerek Yok”

İstanbul açıklarında gece saatlerinde kaydedilen 3.7 büyüklüğündeki deprem kısa süreli paniğe yol açtı. Sosyal medyada birçok kullanıcı sarsıntıyı hissettiğini belirtirken, gözler yine uzmanlara çevrildi.
CNN Türk canlı yayınına bağlanarak değerlendirmede bulunan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, “Bu büyüklükteki bir deprem oldukça küçük. Hatta bu sarsıntı, bazı durumlarda sadece sismik bir yansıma bile olabilir” dedi.

Üşümezsoy, depremin Istranca Dağları’nın kuzeyindeki Sredna Gora çöküntü bölgesinde meydana geldiğini belirterek, “Burası tektonik olarak çok aktif değil. Bu nedenle büyük bir deprem beklemiyoruz” ifadelerini kullandı.

“Karadeniz Türkiye’nin En Rahat Bölgesi”

Üşümezsoy, Karadeniz hattının Türkiye’nin deprem kuşağı içinde en “rahat” alanlardan biri olduğuna dikkat çekti.
“Karadeniz’in açılma süreci jeolojik olarak çok eskiye dayanıyor ve artık aktif değil” diyen ünlü jeolog, şunları söyledi:

“Zaman zaman kıyı bölgelerde, ters faylar üzerinde 5 ila 5.5 büyüklüğünde depremler yaşanabilir. Ancak bunlar büyük deprem kategorisine girmez. Yani Karadeniz hattında 7 veya üzeri sarsıntılar beklenmiyor.”

Açıklamasıyla İstanbulluları rahatlatan Üşümezsoy, bölgedeki depremlerin Kuzey Anadolu Fayı ile bağlantılı olmadığının da altını çizdi.

“Asıl Risk Manisa-Denizli Hattında!”

Üşümezsoy’un en dikkat çeken uyarısı ise Ege Bölgesi ile ilgili oldu. “Gerçek risk Ege’nin kalbinde, Manisa’dan başlayıp Denizli’ye kadar uzanan aktif tektonik kuşakta” diyen uzman, bölgenin tarih boyunca büyük yıkımlar yaşadığını hatırlattı.

“Alaşehir ve Buldan hattı, İncil’de geçen yedi kutsal kilisenin depremle yıkıldığı bölgedir. Bu alanlar hâlâ aktif fay hatlarının tam üzerindedir. Dolayısıyla ciddi bir sarsıntı potansiyeli taşıyor.”

Bu açıklama, özellikle son dönemde sık sık küçük depremlerle gündeme gelen Alaşehir–Denizli hattı için dikkat çekici bir uyarı niteliğinde oldu.

Trakya ve Marmara İçin “Düşük Risk” Vurgusu

Trakya bölgesine ilişkin soruları da yanıtlayan Üşümezsoy, Edirne ve Kırklareli’nin deprem açısından en güvenli bölgeler arasında yer aldığını söyledi.
“Bu iller, yaşlı bir Trakya havzası üzerinde bulunduğu için risk haritasında yeşil kategoride. Yani düşük tehlike grubundalar” dedi.

Ayrıca, Karadeniz’deki küçük sarsıntıların Marmara’daki fay sistemini etkilemeyeceğini belirtti. “Bu depremin İstanbul’un beklenen büyük depremiyle ilgisi yok” ifadeleriyle endişeleri giderdi.

“Depremler Artmadı, Sadece Daha Fazla Kaydediliyor”

Son dönemde sık sık hissedilen küçük sarsıntılarla ilgili “Depremler çoğaldı mı?” sorusuna da yanıt veren Üşümezsoy, artışın teknik bir durumdan kaynaklandığını açıkladı:

“Artan sensör ağları ve teknolojik gelişmeler sayesinde artık çok küçük hareketler bile kayıt altına alınıyor. Eskiden fark etmediğimiz 2-3 büyüklüğündeki sarsıntılar, şimdi anında veri tabanına işleniyor. Bu da sanki deprem sayısı artmış gibi bir algı oluşturuyor.”

“Endişeye Gerek Yok, Bilime Güvenin”

Sözlerini “Endişe edecek bir durum yok” diyerek tamamlayan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, vatandaşların paniğe kapılmadan bilimsel kaynakları takip etmesi gerektiğini söyledi.
Uzman, özellikle sosyal medyada yayılan abartılı yorumlara itibar edilmemesi gerektiğini vurguladı:

“Deprem gerçeğini bilmek başka, paniğe kapılmak başka. Türkiye’nin farklı bölgeleri farklı dinamiklere sahip. Bilgiyle hareket etmek en doğru yaklaşımdır.”