Yenidevir Gazetesi Gündem SDG ne zaman feshedilecek, süre dolunca ne olacak? Türkiye ve Suriye’nin planı ne?

SDG ne zaman feshedilecek, süre dolunca ne olacak? Türkiye ve Suriye’nin planı ne?

Suriye’nin kuzeyinde dengeleri kökten değiştirebilecek kritik bir sürece girildi. SDG’nin kendini feshederek Suriye ordusuna entegre olması için tanınan sürenin dolmasına yalnızca 20 gün kaldı. Türkiye, bu sürecin uzamasına veya oyalama taktiklerine kesinlikle izin verilmeyeceğini net ifadelerle ortaya koydu. Sahadan gelen TSK konvoyu görüntüleri, Ankara’nın mesajını sadece sözle değil, fiilen de verdiğini gösterdi.

5 Dakika
Okunma Süresi

Suriye’nin kuzeyinde dengeleri kökten değiştirebilecek kritik bir sürece girildi. SDG’nin kendini feshederek Suriye ordusuna entegre olması için tanınan sürenin dolmasına yalnızca 20 gün kaldı. Türkiye, bu sürecin uzamasına veya oyalama taktiklerine kesinlikle izin verilmeyeceğini net ifadelerle ortaya koydu. Sahadan gelen TSK konvoyu görüntüleri, Ankara’nın mesajını sadece sözle değil, fiilen de verdiğini gösterdi.

Türkiye cephesinde “bekle-gör” dönemi sona ererken, Suriye ordusunun da 7 tümen ve yaklaşık 80 bin askerle kapsamlı bir operasyon hazırlığına giriştiği belirtiliyor. Tüm bu gelişmeler, bölgedeki tansiyonu her geçen gün daha da yükseltiyor.

Ankara’nın kırmızı çizgisi net: “Örgüt olarak varlık sona erecek”

Türkiye, SDG konusunda başından beri tavizsiz bir tutum sergiliyor. Güvenlik kaynaklarına göre Ankara’nın Şam yönetimine ilettiği mesaj açık ve değişmez:
“Örgüt yapısı tamamen ortadan kalkacak, silahlı yapılanma sona erecek ve bireysel entegrasyon dışında hiçbir model kabul edilmeyecek.”

Bu çerçevede SDG’nin üst düzey kadrolarının Şam yönetiminde siyasi ya da askeri pozisyon alması kesin bir dille reddediliyor. Türkiye, olası bir entegrasyonun yalnızca bireysel düzeyde ve merkezi otoritenin kontrolünde gerçekleşmesini istiyor.

Kaynaklar, “Tek bir çatı altında hareket eden, farklı isimler altında aynı örgüt mantığını sürdüren hiçbir yapıya müsaade etmeyiz” değerlendirmesinde bulunuyor.

20 günlük kritik süre: Oyalama biterse sahada ne olur?

Sahadaki gelişmelere bakıldığında, SDG’nin zaman kazanmaya yönelik adımlar attığı, bazı bölgelerde ise küçük çaplı çatışmalarla varlığını hissettirmeye çalıştığı ifade ediliyor. Ancak diplomatik ve askeri kulislerde konuşulanlara göre, ABD, Türkiye ve Suriye bu sürecin uzamaması konusunda büyük ölçüde mutabık.

Güvenlik kaynakları, bu sürenin sonunda şartlar yerine getirilmezse Suriye ordusunun ülke bütünlüğü gerekçesiyle operasyon başlatacağını, Türkiye’nin ise bu operasyona askeri ve lojistik destek vereceğini dile getiriyor.

TSK konvoyları sahada: Mesaj yalnızca sözle değil

Son günlerde Suriye’nin kuzeyinde görüntülenen Türk Silahlı Kuvvetleri’ne ait askeri konvoylar, bölgede dikkatleri üzerine çekti. Zırhlı araçlar, lojistik unsurlar ve destek birliklerinden oluşan bu hareketlilik, Ankara’nın “hazırlıklıyız” mesajını açık şekilde ortaya koydu.

Askeri kaynaklar, bu görüntülerin bir gözdağı değil, doğrudan caydırıcılık amacı taşıdığını vurguluyor. Türkiye, sahada sürprizlere kapalı bir süreç yürütmek istiyor ve bu nedenle askeri hazırlıklarını görünür kılmaktan çekinmiyor.

Bakan Güler’den sert çıkış: “Hiçbir terör yapılanmasına izin vermeyiz”

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, son açıklamalarıyla Türkiye’nin duruşunu bir kez daha netleştirdi. Güler, isim değiştirerek ya da farklı etiketler altında varlığını sürdürmeye çalışan hiçbir silahlı yapının kabul edilmeyeceğini belirtti.

Bakan Güler’in mesajı son derece netti:
“PKK ve bağlantılı tüm gruplar, bulundukları her yerde derhal silah bırakmalı ve koşulsuz şekilde faaliyetlerini sonlandırmalıdır.”

Güler ayrıca, Suriye’deki silahlı unsurların merkezi yönetime hızlı ve şeffaf biçimde entegre edilmesinin, “terörsüz Türkiye” hedefi açısından kritik olduğunu vurguladı.

“Yeni jeopolitik mühendisliklere izin vermeyiz”

Milli Savunma Bakanı’nın dikkat çeken bir diğer uyarısı ise uluslararası aktörlere yönelikti. Güler, son dönemde bazı çevrelerin SDG/YPG yapılanmasını bölgesel bir araç olarak kullanma girişimlerine dikkat çekerek, bunun yalnızca Suriye için değil, doğrudan Türkiye’nin milli güvenliği için de tehdit oluşturduğunu söyledi.

Bu açıklama, sahadaki askeri hazırlıkların sadece SDG’ye değil, arkasındaki destek mekanizmalarına da bir mesaj olarak yorumlandı.

Suriye ordusu düğmeye basıyor: 80 bin asker sevkiyat planı

Güvenlik birimlerinden gelen bilgilere göre, Suriye ordusu operasyon hazırlıklarını büyük ölçüde tamamladı. Planlamaya göre:

7 tümen

Yaklaşık 80 bin asker

Zırhlı birlikler ve ağır silahlar

İHA ve SİHA’lar

Helikopter ve savaş uçakları

operasyon kapsamında sahaya sürülecek. Deyrizor, Tişrin-Karakozak hattı, Tabka, Ayn İsa ve Rakka çevresinde hava gözetleme faaliyetleri yoğunlaştırılmış durumda. Öncu birliklerin kritik noktalarda mevzilendiği ifade ediliyor.

Sahadaki hesap: Entegrasyon mu, operasyon mu?

Diplomatik kulislerde konuşulanlara göre, SDG’nin önünde artık iki net seçenek var:
Ya örgüt yapısını tamamen feshederek bireysel entegrasyonu kabul edecek ya da askeri baskıyla karşı karşıya kalacak.

Bu noktada Türkiye’nin tavrı son derece belirleyici. Ankara, yarım çözümler veya isim değişiklikleriyle sürecin uzatılmasına kapalı. Güvenlik kaynakları, “Bu kez mesele kökten çözülecek” yorumunu yapıyor.

Bölgesel denge ve uluslararası aktörler

Bu sürecin en dikkat çeken boyutlarından biri de uluslararası aktörlerin tutumu. ABD’nin, SDG’nin örgütsel yapısının sona ermesi ve merkezi yönetime entegrasyonu konusunda eskisi kadar itirazcı olmadığı belirtiliyor. Buna karşın, sahada dengeyi bozmak isteyen farklı aktörlerin devreye girmeye çalıştığı da konuşuluyor.

Ekonomi Ajansı'nin haberine göre, bölgedeki askeri ve siyasi hareketlilik, sadece güvenlik değil, enerji hatları ve ticaret koridorları açısından da yeni bir dönemin habercisi olarak değerlendiriliyor.

Ankara’dan son mesaj: “Geri dönüş yok”

Türkiye açısından bu süreç, sadece Suriye’nin kuzeyiyle sınırlı bir güvenlik meselesi değil. Ankara, sınır güvenliği, terörle mücadele ve bölgesel istikrarı tek bir denklemde ele alıyor. Bu nedenle verilen mesajlar geri dönüşsüz ve net.

Askeri ve siyasi kaynakların ortak vurgusu şu yönde:
“Bu kez süreç yarım kalmayacak. Sahada ve masada ne gerekiyorsa yapılacak.”