PKK'nın 16 Kasım'da Zap bölgesinden geri çekilme kararı alması, Türkiye'nin yakın siyasi tarihine damga vuracak bir sürecin yeniden başladığına dair güçlü işaretler taşıyor. “Terörsüz Türkiye” hedefiyle atılan bu adım, Kürt sorununun çözümü ve Türkiye'nin demokratikleşme çabaları açısından yeni bir sayfa olarak yorumlanıyor. Örgüt tarafından yapılan açıklamada, bu hamlenin doğrudan barış ve çözüm sürecine hizmet etmesi amaçlandığı belirtiliyor.
PKK, Zap’tan Neden Çekildi?
“PKK Zap’tan çekildi” ifadesi, son dönemde yeniden şekillenen siyasi atmosferin en dikkat çekici gelişmelerinden biri haline geldi. Örgütün yaptığı açıklamaya göre, bu geri çekilme planlı bir stratejinin parçası. Özellikle Zap bölgesindeki gerilimi düşürmek, olası çatışmaların önüne geçmek ve yeni bir çözüm sürecine alan açmak hedefleniyor.
Yapılan duyuruda, “Bu yeni adımımızın, Kürt sorununun çözümüne ve Türkiye’nin barışı ile demokratikleşmesine katkı sağlayacağına inanıyoruz” ifadeleri kullanıldı. Bu açıklama, örgütün bölgesel çatışma alanlarından aşamalı olarak çekilmesiyle birlikte siyasi çözüm arayışına yöneldiğini gösteriyor.
Gözler Yeniden İmralı'da
PKK’nın çekilme kararının ardında, örgüt lideri Abdullah Öcalan’ın çağrısı yatıyor. Mayıs ayında yapılan kongrede alınan kararlar doğrultusunda, PKK'nın Türkiye sınırları içerisindeki tüm silahlı unsurlarını Irak’a çektiği açıklanmıştı. Bu geri çekilme, yalnızca taktiksel bir hamle değil, aynı zamanda çözüm sürecine geri dönüş olarak değerlendiriliyor.
İmralı'dan gelen mesajlarda Öcalan, “Yeni paradigmaya katkı sunmaya hazırım” sözleriyle hem hükümete hem de kamuoyuna açık bir mesaj vermişti. Bu söylemler, çözüm süreci, barış görüşmeleri, demokratikleşme adımları gibi anahtar kavramların yeniden Türkiye gündeminde ağırlık kazandığını gösteriyor.
Silahlar Yakıldı, Süleymaniye'de Tarihi Görüntüler
Tarihler 11 Temmuz 2025’i gösterdiğinde, PKK’nın silah bırakma sürecindeki ilk somut adımı Süleymaniye’de gerçekleşti. Casena Mağarası çevresinde toplanan bir grup PKK mensubu, taşıdıkları silahları resmi görevlilere teslim ettikten sonra, bu silahlar kazanlarda yakılarak imha edildi. Bu sembolik hareket, örgütün ilk defa kitlesel şekilde silahsızlandığı an olarak kayıtlara geçti.
Bu gelişme, yalnızca bölgesel güvenliği etkilemedi, aynı zamanda Türkiye iç siyasetinde de yeni dengelerin oluşmasını sağladı. Süreç artık askeri operasyonlar değil, diplomatik görüşmeler ve siyasi hamleler üzerinden yürütülüyor.
Bahçeli-Erdoğan Hattında Şaşırtan Açılımlar
Çözüm sürecinin yeniden alevlenmesinde en dikkat çeken detay ise MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin beklenmedik çıkışları oldu. 1 Ekim 2024’te DEM Partili milletvekilleriyle tokalaşan Bahçeli’nin bu hamlesi, Türkiye siyasetinde yeni bir dönemin habercisi oldu.
Devamında Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ortada net bir şekilde uzatılan bir el var” diyerek Bahçeli’nin adımına destek verdi. Bahçeli ise bir adım daha ileri giderek Öcalan’ın TBMM’de örgütün lağvedildiğini açıklamasını bile önerdi.
Bu açıklamalar, Türkiye’de terörle mücadelenin sadece güvenlik eksenli değil, siyasi çözüm temelli de ilerleyebileceğinin en net sinyallerinden biri olarak değerlendirildi.
PKK Feshedildi mi? Sürecin Kritik Dönüm Noktası
Tarihi gelişmelerin ardı ardına geldiği 2025 yılı, PKK'nın kendi içinde dönüşüm sürecine girdiği bir dönem oldu. 12 Mayıs 2025'te, Öcalan’ın çağrısı üzerine toplanan PKK kongresi, örgütün resmen feshedildiğini ilan etti.
Bu açıklamanın ardından “Terörsüz Türkiye” süreci kurumsal hale geldi ve TBMM’de “Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu” kuruldu. Bu adım, yalnızca PKK'nın sona ermesi değil, Türkiye’nin geleceği açısından yeni bir toplumsal sözleşmenin başlangıcı olarak görülüyor.