Deprem tartışmaları yeniden alevlendi! Beykent Üniversitesi’nin 2025-2026 akademik yılı açılış dersinde konuşan Prof. Dr. Şener Üşümezsoy, Marmara Denizi’ndeki deprem riskine ilişkin yaptığı açıklamalarla bilim dünyasında uzun süredir süren görüş ayrılıklarını bir kez daha gündeme taşıdı. “Marmara’da 7.8’lik deprem beklemek bilimsel değil” diyen Üşümezsoy, Kuzey Anadolu Fay Hattı'nın Adalardan geçmediğini ve büyük deprem için öngörülen kırılma uzunluğunun bölgede bulunmadığını savundu.
“Kuzey Anadolu Fayı Adalar’dan geçmiyor!”
Son dönemde art arda yaşanan depremler sonrası Marmara Bölgesi'nde büyük bir sarsıntı beklentisi yeniden gündeme gelirken, Prof. Dr. Üşümezsoy, bu yorumlara kesin bir dille karşı çıktı. Özellikle 1999’dan sonra Adalar çevresine dikkat çekilmesine tepki gösteren Üşümezsoy, şu ifadeleri kullandı:
“Adalar, gerilme sonucu çöken bir yapı. Silivri ve Tekirdağ çukurları gibi... Kuzey Anadolu Fayı buradan geçmiyor. Bu fay Yalova-Çınarcık hattından ilerliyor.”
Bilimsel çevrelerde genel kabul gören “Adalar Fayı” teziyle açıkça çelişen bu açıklama, Marmara’daki sismik hareketlerin yönü ve etkisi hakkında farklı bir bakış açısı sunuyor.
“7.8’lik deprem için Marmara yeterli büyüklükte değil”
Üşümezsoy, deprem büyüklüğünün hangi şartlarda oluşabileceğini teknik verilerle açıkladı. 6 Şubat 2023’teki Kahramanmaraş merkezli depremlerle Marmara’nın kıyaslanamayacağını belirten uzman, şu çarpıcı örnekle açıklamada bulundu:
“7.8 büyüklüğünde bir deprem için 400 kilometrelik bir fay hattının 15 km derinliğe kadar kırılması gerekir. Marmara Denizi yalnızca 150 km uzunluğunda. Üstelik derinliği çoğu yerde 10 kilometre bile değil.”
Bu değerlendirmeye göre, Marmara Denizi’nde 7’nin üzerinde deprem üretme potansiyeline sahip bir fay hattı olmadığı savunuluyor.
“17 Ağustos’ta beklenen büyük deprem zaten oldu”
Depremin oluşabilmesi için öncelikle stres birikiminin belirli bir seviyeye ulaşması gerektiğini vurgulayan Üşümezsoy, 17 Ağustos 1999 depreminin zaten Marmara’da beklenen büyük sarsıntı olduğunu söyledi:
“Yalova ile Yeşilköy arasındaki 65 km’lik fay 1894’te kırıldı. Aynı hattın yeniden kırılması için stresin yıllar içinde birikmesi gerekir. 17 Ağustos depremi, Marmara için beklenen büyüklükte bir depremdi.”
Bu açıklama, “büyük İstanbul depremi” beklentisinin bilimsel altyapısını tartışmaya açıyor.
Farklı görüşler çatışıyor: Marmara’da gerçekten büyük bir tehlike var mı?
Bilim çevrelerinde Üşümezsoy’un yorumları destekleyen kadar eleştiren isimler de var. Pek çok deprem uzmanı, Marmara’daki Kuzey Anadolu Fay Zonu’nun uzun süredir kırılmadığını ve bu nedenle bölgede ciddi bir enerji birikimi olduğunu savunuyor.
Ancak Üşümezsoy, bu iddialara rakamlarla karşı çıkıyor ve “fay uzunluğu yetersiz, derinlik uygun değil, stres zaten boşaldı” diyerek panik havasının gereksiz olduğunu ileri sürüyor.