Türkiye’nin 11. Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Tunus’ta cezaevinde tutuklu bulunan Nahda Hareketi lideri Raşid el-Gannuşi’nin açlık grevine başlaması üzerine dikkat çeken bir açıklama yaptı. Gül’ün bu kez İngilizce olarak yaptığı paylaşım, hem Türkiye’de hem de uluslararası kamuoyunda büyük yankı uyandırdı.
Sosyal medya hesabından yayımladığı mesajında Gül, “Gannuşi demokrasiye inanıyordu ve bunu iktidardayken en iyi şekilde uyguladı. Böyle bir adamı hücresinde ölüme terk etmek büyük bir ayıp olur” ifadelerini kullandı.
Tunus’ta siyasi baskılar artıyor: Gannuşi açlık grevinde
Tunus'ta bir süredir devam eden “devlet güvenliğine karşı komplo” soruşturması kapsamında aralarında birçok muhalif siyasetçinin de bulunduğu 84 kişi tutuklandı. Bu isimler arasında en dikkat çeken kişi, İslami eğilimli Nahda Hareketi’nin lideri Raşid Gannuşi oldu.
84 yaşındaki siyasetçi, uzun yıllar Tunus demokrasisi adına verdiği mücadeleyle tanınıyor. Ancak 17 Nisan’da yapılan operasyonla “halkı iç savaşa teşvik etmek” suçlamasıyla gözaltına alındı ve tutuklanarak cezaevine gönderildi.
Cezaevinde kötü koşullar ve siyasi baskılar altında kaldığı iddia edilen Gannuşi, geçtiğimiz hafta açlık grevine başladığını duyurdu. Bu gelişme, Arap dünyasında demokrasi savunucuları tarafından “endişe verici” olarak yorumlandı.
Abdullah Gül’den uluslararası kamuoyuna açık mesaj
Abdullah Gül, sosyal medya hesabından yaptığı İngilizce açıklamada Gannuşi’ye destek verirken, Tunus yönetimine dolaylı bir şekilde çağrıda bulundu.
Gül mesajında şu ifadelere yer verdi:
“84 yaşındaki Raşid Gannuşi’nin cezaevinde açlık grevine başladığını öğrendim.
Gannuşi demokrasiye inanıyordu ve iktidara geldiğinde bunu en iyi şekilde uyguladı.
Böyle bir adamı hücresinde ölüme terk etmek büyük bir ayıp olur.
Herkes onun serbest bırakılması için çaba göstermelidir.”
Bu paylaşımıyla Gül, Türkiye’den uzun süredir sessiz kalan siyasi isimler arasında ilk uluslararası tepkiyi veren lider oldu. Gül’ün mesajı kısa sürede dünya medyasında yankı buldu, özellikle Arap basınında “Türkiye’den gelen insani çağrı” olarak değerlendirildi.
Raşid Gannuşi kimdir?
Raşid el-Gannuşi, Tunus’un modern siyasetinde önemli bir figür olarak biliniyor. 1981 yılında kurduğu Nahda Hareketi, ülkedeki en köklü İslami siyasi yapı olarak öne çıktı.
Siyasi düşünceleri, İslam, demokrasi ve modernite arasındaki dengeyi savunan bir çizgide ilerleyen Gannuşi, uzun yıllar boyunca eski rejimlerin baskısı altında yaşadı.
Bir dönem İngiltere’de sürgünde yaşamını sürdüren Gannuşi, 2011’deki Arap Baharı devrimi sonrası ülkesine döndü ve aktif siyasete yeniden katıldı. 2019-2021 yılları arasında Tunus Meclis Başkanlığı görevini yürüttü.
Ancak 2024’te ülkede rejimin devrilmesinin ardından başlayan yeni süreçte, Nahda Hareketi’nin birçok üyesi gibi o da tutuklandı.
“Demokrasiye inanmış bir adam” vurgusu dikkat çekti
Abdullah Gül’ün paylaşımındaki “Gannuşi demokrasiye inanıyordu” ifadesi, hem Türkiye’de hem de uluslararası çevrelerde dikkat çekti.
Bazı yorumcular, Gül’ün bu açıklamasını sadece bir dayanışma mesajı olarak değil, aynı zamanda Ortadoğu’da demokrasiye ve hukuka vurgu yapan bir siyasi duruş olarak değerlendirdi.
Siyasi analistlere göre Gül, bu açıklamasıyla Batı medyasında da yankı bulabilecek diplomatik bir dil kullandı. Bu durum, Türkiye’nin eski cumhurbaşkanının hâlâ bölgesel konularda etkili bir figür olduğunu gösterdi.
Tunus yönetimi sessiz, dünya liderlerinden tepki yok
Raşid Gannuşi’nin açlık greviyle ilgili olarak şu ana kadar Tunus yönetiminden resmi bir açıklama gelmedi.
Buna karşın uluslararası insan hakları kuruluşları, sürecin “politik hesaplaşma” boyutuna dikkat çekiyor.
Avrupa Parlamentosu üyelerinden bazıları, Gannuşi’nin sağlık durumuna ilişkin acil inceleme çağrısında bulundu.
Ancak şu ana kadar ne Birleşmiş Milletler ne de Arap Birliği, bu gelişmeyle ilgili bir açıklama yaptı.