Yenidevir Gazetesi Genel Kumpirin Suçu Ne

Kumpirin Suçu Ne

İstanbul’a tatile gelen Böcek ailesinin ölüm sebebi günlerce sokak lezzetlerinde arandı, kumpirci ve midyeci ilk etapta tutuklandı. Savcılık kararında midye ve kokoreç numunelerinin tüketime uygun olduğu tespit edilse de, “yenen numunelerle birebir aynı değil” yorumu soruşturmanın zayıf zemininin itirafı gibiydi.

2 Dakika
Okunma Süresi

İstanbul’a tatil için gelen Böcek ailesinin Fatih’te konakladığı oteldeki trajik ölümünün ardında “gıda zehirlenmesi” değil, ilaçlama gazı çıktı. Olayın ilk saatlerinde kamuoyu, ailenin kumpir, lokum ve midye tüketiminden dolayı öldüğüne inandırıldı. Soruşturma kapsamında midyeci ve kumpirci tutuklandı. Savcılık kararının gerekçesinde, midye ve kokoreçten alınan numunelerin “tüketime uygun olduğu” tespit edilmesine rağmen, “ölümlerin tüketimden 1,5 gün sonra gerçekleşmesi sebebiyle numunelerin birebir aynı olmaması” gibi zayıf bir değerlendirme yer aldı. Esnafa yapılan suçlama “Taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak”tı.

Adli soruşturmanın yönü, Adli Tıp Kurumu raporuyla değişti. Kurumun incelemesinde ölümlerin ana sebebinin “fostin gazı” olduğu net biçimde belirlendi, zehirlenmenin fosfin gazı kaynaklı olduğu tespit edildi. Adli Tıp raporu açıklanınca yasadışı zincirin halkası da koptu: Gıda kaynaklı bir zehirlenme olmadığı ve esnafların olayla ilgisinin bulunmadığı kesinleşti. Tutuklanan esnaflar suçsuz oldukları anlaşıldığı için serbest bırakıldı.

Bu kişiler, kamuoyunun infialinin gölgesinde 1 hafta boyunca “suçlu” ilan edildi, 7 gün boyunca cezaevinde tutuldu. Bir hafta boyunca suçsuz şekilde demir parmaklıklar ardında kalan 4 esnafın 1,5 gün sonra yaşanan ölümlerle ilişkilendirilmesi, infialin gölgesindeki yargı körlüğünün anatomisi olarak kayıtlara geçti.

İstanbul’da turistik lezzetlerin hedef tahtasına konduğu 7 gün, sonunda aydınlatıldı ama esnafların kaybolan bir haftasını kimse geri veremedi. Gerçek raporun esnafı aklaması, ailenin ölüm sebebini netleştirmesi hukuki sonucu değiştirdi ancak adalet gecikmişti. "İnfial” dinmiş, sonuçta geriye devlet pratiğinin yarattığı bir “hak ihlali haftası” kalmıştı. Ailenin yediği kumpir, lokum ve midye numunelerinin “tüketime uygun” olduğu tespitinin dosyada yer almasına rağmen, “birebir aynı değil” yorumu tutuklamaların çürüklüğünü bizzat belgeliyordu. Bu ifade, dosyanın içinde hukuki zemini sorgulatacak bir şerh gibi durdu; suçsuzluğun satır arasına sıkıştığı bir dönem hatırlattı.